Dijital sektöre, sadece 5 büyük, şirket hâkimdir. Dünyadaki tüm haberleşmeler, kayıt altına alınmaktadır.
2– Türkiye’deki cemaatlerin, vakıfların, STK’ların, medyanın büyük bölümüne, Türkiye düşmanı güçler hâkimdir.
3– Görüldüğü gibi durum çok vahimdir, tehlike kapımızdadır. Herkesin ülke adına gayret göstermesi fedakârlık yapması gerekmektedir.
a) İktidarın, ülkemizi dışarıya muhtaç durumdan kurtarması şarttır. Özellikle; tarım, hayvancılık, yerli tohum/gübre ve ilâç savunma sanayi, aşı, sibernetik, bilgisayar programlama, gemi inşa sanayii, ilâç vb. sektörlere öncelik ve önem vermesi gerekmektedir. Mutlaka, kendine yeterli bir ülke haline gelmeliyiz. Bu arada; su kaynaklarımıza, madenlerimize, ormanlarımıza da sahip çıkmalıyız. Yeşil katliamlarına geçit vermemeliyiz. Kuraklık ve kıtlık senaryosu çizilen,2021 yılı için özel önlemler almalıyız. Ordumuzu her açıdan güçlendirmeliyiz.
b) İktidar son günlerde, reform vaatlerinde bulunmaktadır. İnşallah sözde kalmaz. Ancak öncelikle beyin/anlayış ve davranış reformu yapılmalıdır. İktidar; gerçek demokrasiyi/fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerini/mal ve can güvenliğini/adil, tarafsız, sarayın emrine girmemiş, yargı düzenini/istişare uygulamalarını(her konuda, geniş katılımlı, tarama konferansları yapmalı, ülkedeki tüm beyinlerden yararlanılmalıdır) Tek adam rejimini değil, parlamenter demokrasiyi/şeffaflığı samimi olarak istemelidir.
c) Her konuda; yandaşlık ve mutlak itaat değil “LİYAKAT” esas alınmalıdır. Torpil, kayırma, rüşvet yolsuzluk, israf ve saltanat düzeni terk edilmelidir. Din ticareti önlenmeli, cemaatler kontrol altına alınmalıdır.
d) Geniş katılımlı çalışmalar yapılarak; hukuk, bütçe, vergi, eğitim, tarım vb. reformların esasları tespit edilmelidir.
e) Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli, üsluplarını değiştirmeli, tehdit/ ayrımcılık/ baskı/ hakaret/ küçümseme ihtiva eden konuşmalardan vazgeçmelidir. Ülkedeki gerilim, kutuplaşma, huzursuzluk ortamı sona erdirilmelidir. Güven ve huzur ortamı sağlanmalıdır. Korku ve panik havası izole edilmelidir.
f) Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere; her taraf, tam anlamı ile titiz bir tasarruf içine girmelidir. Verimsiz, gösteriş projeleri (Kanal İstanbul gibi) terk edilmelidir. Yap-İşlet sistemi terkedilmeli, mevcut uygulama sona erdirilmeli, döviz üzerinden ödeme terkedilmelidir.
g) Gerçekçi olunmalı, ekonomik kriz samimiyetle kabul edilmelidir. Zor duruma düşen tüm kesimlere destek saklanmalıdır.(Yapılacak tasarruf tüm sosyal harcamaları fazlası ile karşılayabilir. 2020’de Şehir Hastanelerine 16, diğer Yap-İşletlere de 15 milyar TL. olmak üzere 31 milyar TL ödenecektir. Bu tutar bile esnafa/işsize/emekliye/çiftçiye/memura/velhasıl tüm sıkıntıya düşenlere ilâç olabilir.)
h) Suriyeliler ve diğer mülteciler, sırtımıza yük olmaktan çıkarılmalıdır.
i) Sağlık çalışanlarına ve diğer kesimlere verilmiş sözler yerine getirilmelidir.
j) Mutlaka bir Ar-Ge ve Proje Üretim Merkezi kurulmalıdır. Yurt içindeki ve dışındaki beyinlerden, azami derecede yararlanılmalıdır. DPT tekrar ihya edilmelidir. Her konu, plâna/projeye bağlanmalı, fizibilite etüdü yapılmalıdır. Teknoparklara özel önem verilmelidir. Üniversiteler üretken hale getirilmelidir.
k) Huzur ve güven ortamı sağlanırsa, bağımsız yargı gerçekleşirse, yatırımlar da(yerli ve yabancı) artacaktır. Bu arada çeşitli teşvik uygulamaları da (yatırım indirimi, KDV oranları vb. )devreye sokulmalıdır.
l) Adil, yaygın ve katlanılabilir bir vergi düzeni sağlanmalıdır. Mevcut, fevkalade adaletsiz sistem ıslah edilmelidir. Çok ciddi bir denetim sağlanmalıdır. Maliye Teftiş Heyeti, Hesap Uzmanları Kurulu ve Gelirler Kontrolörlüğü tekrar hayata geçirilmelidir. (Cemaatlerde de vergi incelemesi yapılmalıdır.)
m) İşsiz kalanlar için geçici de olsa iş sahaları icat edilebilir. 1930 krizinde ABD de, “hendek aç-hendek kapat” uygulaması ile insanlara ekmek parası sağlanıyordu. Bizde de, “Ağaçlandırma Seferberliği” yapılabilir, insanlara, gelir kapısı açılabilir. (Bu vesile ile zeytin/ badem/ ıhlamur/ kestane/ ceviz vb. meyve envanterimiz zenginleştirilebilir. )Servis araçları, filyasyon ekiplerinin taşınmasında, görevlendirilebilir. (Saray danışmanlarına; Prof. İsmail Türk’ün,”Maliye Politikası” kitabını okumalarını tavsiye ederim.)
SONUÇ: Mülkiyede hukuk dersi veren bütün hocalarımız derdi ki, “Kanunlar, kötü ve yetersiz olsa bile uygulayıcılar; liyakatli/adil/dürüst ise problem çıkmaz. Huzur ve güven sağlanır. Ancak en iyi kanunlar olsa bile uygulayıcılar, yeteneksiz/tarafgir/çıkarcı ise ülke batar.”
AKP iktidarı; iyi niyetli, adil, dürüst olmaya karar verirse ve bunda samimi olursa Mevzuat değişmese bile çok şeyler çok kısa zamanda düzelebilir. Bu, kaos/çöküş/huzursuzluk/güvensizlik kabusları sona erer. Türk düşmanı hainlere karşı daha güçlü oluruz, hak ettikleri cevabı da veririz.