Akıl, zekânın işlenmiş halidir.
Yani zeka aklın hammaddesidir.
Zekâ yoksa, akıl için yapılacak bir şeyde yoktur.
Zekanın akla dönüşmesi için işlenmesi, işlem görmesi gerekir
İşlem göre zeka duyuları harekete geçirmeye başlar.
Duyular kavrama, anlama, çözümleme, yorumlama yoluyla bilgiye ulaşmaya başlar.
Bu öğrenme aşamasıdır artık..
Öğrenme yani yarı mamul aşamasında ulaşılan bilgi kullanılmaya başlanır.
Bilgi yarı mamul aşamasındaki zekânın işlevsel olarak zenginleştirilmesidir.
Ve akıl mamul aşamasıdır zekanın..
Ve akıl, bilgiyi kullanabildiği ölçüde değer olacaktır..
Ve zeka da bu süreç sonunda anlam kazanacaktır.
Akıl değer olabilmek için üretmek, sürekli üretmek zorundadır.
Ve ürettikçe değeri de düşmeye başlar.
Çünkü akıl artık piyasaya çıkmıştır, rekabet ortamındadır
Albeniye, beğeniye, ikameye, eleştiriye vs. açık haldedir.
Tek savunma sistemi gerçekçiliktir.
Ve gerçeğe olan talep aklın piyasasını genişletecek,
Aklın değerini ”gerçeğe” duyulan ihtiyaç ve talep belirleyecektir.
Bu nedenle zekâ işlenirken kullanılan yöntem önemlidir.
Aklın verimliliğini ve genelliğini bu yöntemler belirler.
Yöntemi akıldan beklentiler ve sahip olunan uygarlık düzeyi belirler.
Akıldan beklenti kısa vadeli ve piyasa için ise,
Zekânın işlenmesi kolay, işlevi popülist ve dar zamanlı olur,
İhtiyaç duyduğu bilgi de kıt ve yereldir..
Yöntem uzun vadeli ve genel yarar için ise,
Zekânın işlenmesi zaman, zahmet ve sabır ister,
İşlevi popüler ve yaygın zamanlı olur,
İhtiyaç duyulan bilgi ise derin ve evrenseldir..
Zekâ ile uygar yaşam arasındaki dolgudur aslında akıl..
Akıl devre dışı kaldığında veya devre dışı bırakıldığında boşluğu
Ya şark kurnazlığı doldurur
-Ki kendi kendimizi kandırmak için, kendimiz gibileri yol arkadaşı seçeriz-
Ya da gözyaşı doldurur
-Ki arabesk yaşantımızı kutsamak için, maço idollerimizden akıl hocası seçeriz-
Her ikisi de sonuç itibariyle,
Ya mücadeleden kaçınmaya veya beceriksizliğe duygusal bahanelerdir.
Mücadele kararlılığı ve basiret aslında bizim uygarlık düzeyimizin göstergesidir aslında..
08.03.2012