Dosyalar kayboluyor.
Veya sümenaltında kalıyor.
Mahkemeden mahkemeye aktarılıyor.
Hakimler değişiyor.
Savcılar yenileniyor.
Yeni bilirkişi isteniyor.
Her duruşma en az altı ay sonraya atılıyor.
Olmadı; güvensizlik, uyuşmazlık, yetkisizlik kararı…
Dava, zamanaşımına uğruyor.
Adalet tecelli etmiyor.
Suçlu, cezasız serbest;
Mağdur yanık yüreğiyle ortada kalıyor.
*
Bunun adı zamanaşımı.
Eskilerin deyimiyle ‘müruru zaman’.
Devletin ceza hakkını ortadan kaldıran sebep.
Adaletteki adaletsizlik.
Çalan, çırpan, tecavüz eden, kan döken, can alan, bankayı boşaltan, kamuyu tokatlayan, çürük bina yapan, naylon fatura dolduran, babasını dolandıran, kardeşini soyanların davaları, ne yazık ki sistemdeki yığılma, tıkanma nedeniyle düşüyor.
*
Geçen hafta Adalet Bakanı, TBMM’de açıkladı:
“ Bugün itibarıyla Yargıtay’a gelen dosyaların tamamı kesilse, bazı dairelerde 5 yıl süreyle el vurulamayacak dosya birikti. Birçok dava zamanaşımı riskinde…”
*
Bakan Sadullah Ergin sıraladı:
“ Yargıtay’da zamanaşımına uğrayan dosya sayısı
2007’te 9 bin 111
2008’de 12 bin 354
2009’da 14 bin 809
2010’da 19 bin 251.
2014’de ise 55 bin dosya olacak”
*
Türkiye’de sadece 2004 yılında…
Savcılık evresinde 129 bin 533, mahkemede 409 bin 26, Yargıtay’da 7 bin 722 olmak üzere tam 546 bin 843 dosya zamanaşımı nedeniyle düştü.
Bugün; iki katı.
*
Dava ve cezada zaman aşımı;
Gizli af gibi…
Gibisi fazla, afların efendisi.
Sessizce adaleti kemiriyor.
Düştüğü yeri yakıyor.
*
Mazeret isteyene hazır.
“ O kadar kusur, kadı kızında da olur” misali.
“ Gelişiyor, büyüyor, ileri demokrasiye koşuyoruz ya…
Arkada kalanı görmüyoruz”
**********
Tutukluluk mucbir bir tedbir değilken Silivri,
HSYK tabi üyesi Adalet Bakanı ve Müsteşarı,
İki yasama kurumunu ele geçirmek için koskoca referandum yalanları
ve
adaletten adalet beklemek.
Çürümüşlüğün en çarpıcı örneği; toplum vicdanına hitap etmeyen yargı hükümleridir.
Bir yargılamada ‘zaman aşımı’ neden vardır ki?
Bu soruyu sordurduğunuz için teşekkürler,
saygılarımla.