Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Bilgi edinmek dediğimizde aklımıza gelen en temel şey, herhangi bir şeyin GERÇEK olduğuna nasıl karar verdiğimiz olmalıdır…
Bu gün sizlere bu makale için bir hayli uğraştım. Sağdan soldan ortadan aldım istedim ki kimse kırılmasın üzülmesin hele hele kızmasın… Çok mu sığ düşünüyorum bilmiyorum. Ama Maksadımız muhabbettir. Bazı düşünceleri ortaya koymaktır. Gerçi Aristoteles bu konuda şöyle demiş ama: “Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söyleyeceği her şeyi düşünerek söyler.”
E bizde bin düşündük bir yazdık sanırım…
Yazarken de, okuyup birisine cevap verirken de, ikili ya da çoğul sohbet ederken de, sözümüze dikkat etmeliyiz.
Atalarımız, “Söz var, iş bitirir; söz var, baş yitirir” boşuna mı demişlerdir.
Hiç üşenmeden, erinmeden oturdum birde konuyla ilgili bir şiir yazdım. Sanki anlarmışım gibi. Birde zamanım çokmuş gibi video yaptım o şiire. Bakalım ne diyeceksiniz, son söz sizde.
ZAM ZAM ZAM
Sanki zam yağmuru mevsimi…
Zam, bir şeyin fiyatında yapılan artış demektir. Yani indirim değil bindirimdir. Azaltmak değil ha bire katmaktır. “Aman canım sende!.. Zammın ne olduğunu bilmeyen mi var?.. Diyeceksiniz biliyorum…
Artık bir gün zam olmadığında şaşırıp kalıyoruz. Gerçi zam olmayan gün de pek yok ya orası da başka bir konu…
Daha zamlı maaşlar hesaplara yatmadan eridi gitti. Üstelik zamlar daha yeni başladı. Yarın bugünden daha zor olacak.
Çeşitli zamlar, yeni vergiler dur durak bilmiyor…
Uzunca bir zamandır iğneden ipliğe, ete, süte, ota, petrol ürünlerine, doğalgaza, elektriğe, suya, gıdım gıdım da olsa zamlar geliyordu.
Memura ve emekliye yapılacak zamdan önce zaten her şeye zam yapılmış, bu kesime yapılacak zam, eline geçmeden eriyip gitti.
Çünkü halkın satın aldığı her şeye dengesiz ve ölçüsüz bir zam yağmuru var.
Düşük ve orta gelirli yurttaşlara gelince; onlar zaten Allah’a emanet…
KDV – ÖTV gibi 3 harfliler, sıradan yurttaşın ömrünü yedi…
TÜİK enflasyon hesabıyla oynayıp emekliler ve çalışanların zam oranını düşürüyor…
Aynı marketten aynı ekmeği aynı fiyatı ödeyerek alan ve 7 bin 500 lira ile geçinmek durumunda kalan emeklilerimizin ne yazık ki yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilme imkânı kalmamıştır…
En az ücrete zam gelip 11.402 lira olduğu gün, mübarek ekmeğe de zam geldi. Ekmek, bir tahıl ürününün işlenmiş, pişirilerek sofralara gelmiş halidir.
Bu ürünün çeşitlerine, genel olarak unlu mamuller denir.
Önceleri biz, bu tahıl ürünlerinde kendimize yeten hatta yetiştirdiğimiz tahıl ürünlerini ihraç eden bir ülke idik. Şimdilerde samanı bile dışardan alan bir ülke olduk.
Barak Ovası tahıl ambarıydı. Konya ovası tahıl deposuydu… Çukurova, başta pamuk olmak üzere, o da tahıl ambarıydı…
Trakya ayçiçeği, Akdeniz bölgesi narenciye deposuydu.
Çikita muz ithali başladı, açık alanlarda yetiştirilen mis kokulu Anamur muzu, çikitaya yenik düştü.
Şimdi bir dilim baklavanın 21 liraya satıldığı haberlerine şaşırmıyoruz.
Neden şaşırmıyoruz?..
Baklavaya gıdım gıdım zam geldiğinde, kimsenin sesi çıkmadı da ondan.
Çıksa ne olurdu ki?..
Zam yüzünden herkes kıt kanaat geçiniyor.” Dediğinizi duyar gibiyim.
Gerçekten de zam, tüketicilerin en büyük sorunlarından biridir.
Ekmeğe zam, benzine zam, ona zam buna zam derken insanlar aldıkları maaşla ay sonunu nasıl getirebileceğini bilememekte, her şeyden kısa kısa; kısılıp kalmaktadır!..
Bu arada biz İzmirlilere müjdeli bir haber geldi: İZSU Genel Müdürlüğü Olağan Kurulu, suyun metreküp fiyatına Ağustos 2023’ten itibaren geçerli olmak üzere yüzde 43,48 oranında zam yapmaya karar verdi. Ama şunu unutuyorlar: Eğer ki suya zam yaparsanız, yaptığınız bütün bu güzel işlerin üzerini kapatmış olursunuz…
Fakat diyecekler ki bazıları şimdi: ‘Suyla her zaman bereket, yeşillik, güzellik ve temizlik gelmez ki, bazen de zam gelir.’ Hem de okkalı bir zam…
İzmir’de Konutlarda 0-10 metreküp arası 20,08 TL olan ücret 28,81 TL’ye, 25,67 TL olan 11-20 metreküp arası kullanım 36,84 TL’ye, 21 ve üstü ise 48,07 TL’den 68,98 TL’ye arttı.
Konut harici kullanımlarda 0-10 metreküp kullanım 40,15 TL’den 57,62 TL’ye, 11-20 metreküp kullanım 51,35 TL’den 73,68 TL’ye ve 21 ve üzeri metreküp kullanım ise 96,19 TL’den 137,96 TL’ye yükseldi. Ne güzel bir haber değil mi. Haydi hayırlı olsun İzmirli dostlarım…
Memlekette emekli olup ayakta kalmaya çalışan ya da ücretiyle ay sonunu getirmek için kırk takla atan milyonlar, girdiği markette birkaç yüz lira ödememek için reyonda kireç ayarında peynir arar durur. Döner tam alacak bakar onunda üstüne zam konar atmaca gibi…
Tabii ki bu sözlerim herhangi bir siyasi hedef almamaktadır ve yalnızca vatandaşın ortak dertlerinden birine temas etmek niteliğindedir.
Ürünlere zam yapıldığı halde gramajının düşürülmesi, kalitesinin bozulması, tüketicinin kandırılması çok üzücü bir durumdur.
Hele dar gelirli ailelerin belini büken bu zamlar maddi durumu iyi olmayanlar için büyük bir külfettir. Ancak yine de kimsenin ümidini kaybetmemesi gerekir.
Zamlar ile ilgili sözler vardır. Yapılan zamlar karşısında patrona zam isteme sözleri söyleyebilirsiniz. Zam yapılıyor diye alnının teriyle, elinin emeğiyle çalışmayı bırakıp kötü işlerden para kazanmayı tercih etmemelidir. “Her şey zamlandı, hayat pahalı” diye intiharı düşünmemeli, her insanın kendi rızkını yiyeceğini unutmamalıdır.
Konuya zam sözleri ile yapılan zamlara dikkat çekebilirsiniz.
Zam yapanlara sözler ile ürünlerin fiyatlarını uçuran fırsatçılara tepkinizi ortaya koyabilirsiniz.
Zam ile ilgili sözler ile bu kişilerin yaptıklarını eleştirebilirsiniz…
Haydi gelin sizler için internetten araştırıp bulduğum şu sözlere bir bakalım:
– Damlaya damlaya koca bir göl, zamlaya zamlaya ekonomik kriz olur.
– Emeğin ucuz, ekmeğin pahalı olduğu bir ülkede işçi haklarından bahsedilemez.
– Saklayın samanlarınızı, zam geldiği zaman satarsınız.
– Zam yapmamışlardır ya değişiklik yapmışlardır. Zam yapsalardı duramazdın.
– Yapılır zamlar, yağmur misali damlar, altın maltın kalmadı, gitti çeyrekler, tamlar. Yılbaşında kesilir çamlar, açgözlü yamyamlar, doymak bilmez adamlar, halimizden kim anlar?
– Hakiki zengin, zam gelince üzülmeyen kişidir.
– Zamparalık yapma, bi kriz gelir, zamkara olursun.
– Ayağını zamına göre uzat.
– Zam zamı çekermiş.
– İstediği kadar zam gelsin şekere, sensiz nasıl olsa tadı yok hayatımın.
– Kerizlerin çok olduğu yerde krizler bol olur.
– ZAMane çocuklarıyız biz. ZAManımız geçmemiş.
– Sigaraya zam gelecekmiş, insanlar bıraksınlar diye. Bilmiyorlar ki seven adam 3 kuruşa terke etmez.
– Zam gelmesin artık, bu millete yazık, vatandaşı düşünün, atmayın bize kazık.
– Zam gelince paran gider, zaman giderken ömrün biter.
– Zam, fakirlerin umutlarına koyulan ipotektir.
– Ey! Kendileri çatlayana kadar, yiyip yiyip doyanlar; milleti çorabına, varana dek soyanlar; zam yapıp yapıp, salak yerine koyanlar, yetmez mi bunca, entrikalar, oyunlar.
Ekonomide, ticarette, üretim ve tüketim faaliyetlerinde dengenin kurulmasını, yapılan zamlarda değişikliğe gidilmesini, biz tüketicilerin yüzünü güldürmelerini diliyoruz.
Ne olursa olsun unutmayın ki zamana zam yapılmaz. Bir günü 24 saatten fazla yaşayamayız.
Yani bir günü dolu dolu geçirmeli, boşa vakit harcamamalıyız. Zam yapılan ürünleri almak için nakte ihtiyacımız vardır fakat bu nakti kazanmak için vakte ihtiyacımız vardır.
Ekonomi rayına oturmadıkça, enflasyon düşmedikçe, paramız yabancı paralar karşısında eridikçe, dışa bağımlılık sürdükçe, tarıma, hayvancılığa hor bakıldıkça bu zamların süreceği gün gibi ortada…
Eee, n’olacak bu memleketin hali diye sorarsanız, valla ben de bilgi sahibi olabilmek için, önüme gelene aynı soruyu soruyorum;
N’olacak bu cennet memleketin hali?..
Sonuçta insanların mutfaklarında yangın var. Enflasyon aldı başını gidiyor. Geçinmek her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Bu zamlarla mücadele edebilmek için iyi bir bütçe planlaması yapmalı, önemli ve önemsiz ihtiyaçları ayırarak ona göre harcamada bulunmalıdır.
Biraz tasarruf yapmak, bazı isteklerimizden vazgeçmek, en pahalısı olsun takıntısından kurtulmak, yapılan zamlardan daha az etkilenmemizi sağlayacaktır.
Şimdi şapkamızı çıkarıp önümüze koyup düşünmek zamanı…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Mutlu, umutlu, sağlıklı, acısız, gözyaşsız güzel bir Salı günü dilerim. Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir yerlerde bir gün görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#