Yüreği acılara dayanamamıştı. Yıkılmıştı, sevgi dünyası. Sevgi dünyasına rağmen, acıyı kabullenemiyor ve adeta çırpınıyordu. Acıların dinmesini, derinden hissediyordu.
Doktor ve ilaç yine de acılardan kurtulamamıştı. Ne yapması gerektiğine karar verecek dermanı kendinde bulamıyordu.
Yüreğinin gizemli odacığına, anlaşılmaz bir sıkıntı düşmüştü. Hayal kuramaz ve dengesinde bozulma olmuştu. Halbuki yüreğinde, gönül dolusu sevgi taşıyordu. Bu sayede ne yaralar kapanmış ve sığınmıştı, sevdiklerine. Acıların çıkmasını istedik, duymadı sesimizi duyuramadık. Doktor, çözmeye çalışsa da anlaşılmaz, dedi.
Yüreğinin yangısını anlattı eşe dosta ve çare aradı. Ana yüreği sızlamıştı bir defa. Ziyaretçilerine anlattı derdini, anlattı sızının, bir anda geldiğini ve kalıcı olduğunu.
Güneşli bir gündü, dışarı çıktı. Günlerdir hiç ısınmamıştı. Ona göre, sıcak ve soğuk değişmezdi. Çadır ne kadar koruyacak ve eski günler geri gelmeyecekti. Ağrısız ve sızısız günler, bir anlık felaket. Hava kararmıştı, içeri girdi ve yağmur başladı. Üzüldü yağmur, soğuk getirmişti. Yağmur suları, sığmamış ve sel yatağını geri alıyordu.
Rüyasında yaşadıkları gerçek olmuştu. Yağmur sele dönmüş ve önüne gelen her şeyi sürüklemeye başlamıştı. Bir de sel demişti ana, sel felaketi yaşananların ikincisiydi. Felaket üzerine felaketti başına gelenler. Adeta çökmüş ve başında saç kalmamıştı. Kamburu çıkmış, gözlerinin feri kaçmıştı.
Kendinden aldıklarını geri isteyen sel suyu, çok geçmeden evleri bastı. Geçitleri yıktı geçti. Ananın yüreği sızlamasında kimin sızlasın. Ana yüreği sevgi çemberini kaybetmişti. Mahalleyi de yoklamıştı sel suları. Taşkın demişti yetkililer. Taşkın kapattığınız su yollarından dolayı yaşanıyordu.
Bir çamur deryasıyla karşılaşan insanlar ne yapacaklarını bilemiyordu.
Gönül rahatlığı içerisinde, gününü gün etmesi gerekirken, kalıcı acılar oluşmuş ve güzellikleri boğmaya devam ediyordu. Acılar büyük ızdırap içerisinde, çamurun işkencesi çekiliyordu.
Felaketler üst üste geldi. Bilgisizlik üzerine yüreğimizi kalıcı acılarla mühürledi.
Bu gidişle yüreğimiz, acıya esir yaşamaya devam edecekti.
Hasan TANRIVERDİ