Sahile güneş doğmadan indik. Deniz çarşaf gibiydi. Dalgaların adı yoktu. Ayaklarımızı yıkadık. Parmak aralarının kaşınmasına tuzlu su iyi gelir diyorlardı. Kardeşim ile arkadaşı botu hazırladı ve denize açıldık.
Hafif rüzgâr vücudumuzu sanki masaj yapıyor gibiydi. Fazla açılmadan, oltalarımızı attık. Balıklar aşağıda yem bekliyordu. Çekmemiz ani oldu. Yarı saat sürmedi, kilodan fazla balık tuttuk. Beklemeden kenara çıktık. Balıkları dere kenarındaki kaynak suyunda kestik ve temizledik.
Diğer bottaki arkadaşlar ise, önlerine çıkan yunus balıklarına tuttukları balıkları verdiler ve onları iyice doyurdular. Onlar da dışarı çıkmaya çalıştılar. Çalıştılar diyorum. Çünkü yunuslar onları dışarı çıkartmıyorlar. Önlerini kesiyor takla atıyorlardı.
Kenardan arkadaşlara sesleniyoruz. Onlar da çıktılar. Birlikte yola yukarı yürüdük. Yunuslar bir saatten fazla bizi denize bağladılar. Botu kenara aldık ve bağladık. Yunuslar, dalganın tam ucunda kafalarını sallıyor. Nerde ise kuma çakılacaklar. Gitmek istemiyorlardı.
Yunusları kovduk ve kurtardık. Uzun boylu arkadaş ile orta boylu yakını koşar adım geliyorlardı. Günaydın dediler. Selamlarına karşılık verdik. Botu alıp denize çıktılar. Güneş doğmuş çevre aydınlanmıştı.
Denizdeki arkadaşları kendi hâllerine bıraktık ve eve döndük. Yunuslarla olan sohbetimiz ilk defa gerçekleşiyordu. Yunusları epeyce sevdik Eve döndük. Arkadaşlara iyi günler dedik ve ayrıldık. Güneş yakmaya başlamıştı. Güneş ve sıcak, balık tutamazlar dedik.
Bizden sonra arkadaşlar denizde çok kalmamışlar. Epeyce balık tutmuşlar. Kıyıya çıkmak için hareket etmişler ama yunuslar ortalıkta yokmuş. Yunuslar ne oldu diye beklemişler fakat onlar gelmemişler.
Bizimle o kadar güzel oynayan yunuslar. Onlardan adeta kaçmışlar. Olaya hiçbir yorum getirememişler. Kardeşim onları uyarmış. Demiş ki, geç kaldınız yunuslar sizi biz zannetti ve bizimle oynadı.
Yunusları yedirmek isteyenler güneş doğmadan, denize gidip balık tutup onları yedireceklerdi. Bir gün biz geç kaldık, yunusları aynen onlar gibi aradık ve göremedik.
Hayvan olmakla yalnız konuşamıyorlar. İsteklerini özellikle karınları aç ise açlıklarını belirtiyorlar.
Yunusları ilk defa gören kardeşimin arkadaşı, inanamadı. Bu kadar mı yakın olurlar dedi.
Hasan TANRIVERDİ