Okul arkadaşımla göz göze geldik. Yılların acımasızlığına rağmen kucaklaştık ve dertleştik masadan kalkmamacasına. Sevgisi belleğimde şimşek etkisi yaptı.
Rüyada gibi seslerini duydum. Sembolleşen konularımızı konuştuk. Yıllar içinde sevgiyle yaklaşan günler, dedim. Yıllar bana bakıp “kimsiniz” demedi. Yanı başımızda durdu, arkadaşlığımıza söz atmadı ve iyi niyet gösterisi de yapmadı.
Duygularıma bir esinti olsaydı, günün erken saatinde. Böyle bir esinti, toplasaydı bizi masanın etrafında. Yıllar öncesi sevgi dolu günler, gibi yüz yüze gelip dertleşseydik. Yılların bizlerden neler götürdüğünün farkında mıydık? Yoksa zamanın bizleri bir tarafa savurduğunu bilemedik mi?
Savrulup köşeye atıldığımda, kendimi tanımlayamadım. Gönül dolusu sevgiyle gezindiğim yerleri, gözden geçirdim. Havuzlu ve çiçekli parklar bile beni cezbetmedi. Ağaçların altı ve dalgaların dövdüğü taşlarda sohbeti gözüm almadı.
Yılların eziyetine aldırış etmeden dostlar gününde buluşacaktık.
Zaman öyle geçmişti ki, bir arada olmamız gereken yeri bile, kafamda sorgular oldum. Okul yıllarıyla ilgili belleği, yoklamak, sevgiyi öne çıkarıp bugüne bakabilmeyi başarmalıydım.
Görüşme süresince, okul yıllarının arkadaş sevgisi ve dostluğunu yaşamayı ne kadar özlediğimizi hissedecektik. Gönül zenginliğinde, özlemle sevgi bağını yenileyecektik.
Yılların götürdüklerini, kabullenip gerçeğe dayalı ve gücümüz ölçüsünde, irdeleyebilseydik. Acımasız ve duyarsız kişilere karşı görüş belirtseydik. Zamanın kattığı heyecanı ve bizi yücelten başarılarımızı da iyi niyet gösterisi olarak açıklasaydık.
İki bin yirmi dördün Ramazan Bayramı’nda “EFES HARABELERİNE” ailece gittik. Harabelerde 1970 yılının mayıs ayında çektirdiğin fotoğrafı görevliye gösterdim. Efes bu durumdan daha çok değişti mi? diye sordum. Aynı yerde fotoğraf çektirdim.
Görevli, fotoğrafa baktı ve hüzünlendi. Çok memnun olduğunu söyledi. Değerli bir anıyı yaşatıyorsun, dedi. Görevliye, fotoğrafa bakıp hüzünlendin. Bu durumda benim ağlamam gerekir, dedim. Gözlerim yaşla doldu. Karadeniz’den geldiğimi de söyledim.
Sesimiz daha gür ve dostça çıktı. Yıllar içerisinde, hayatın girdabından kolaylıkla kurtardım. Bu sayede bedenen ve ruhen zinde kaldığımı fark ettim.
Yüksek öğretmenli arkadaşlara rastladım. Sanki karar etmişçesine gönül hoşluğu çerçevesinde, rüya gibi bir görüşmemiz oldu. Her şeye rağmen boğazlarımız düğümlense de büyüklerimizi anmadan geçemedik. Üzerimizde emeği olan, öğretmenlerimizden ahirete göçenlere Allahtan rahmet diledik.
Öğretmenlerimizden çok şey öğrendik. Bu sayede yılların vurduğu darbelere daha dirençle göğüs gerdik. Bugüne kadar, geçen değişimin sevgi ve dostluğumuza, hiçbir etkisi olmamasına sevindim. Çünkü son yıllarda acı ve çile yüklü, tablolarla, bizleri boğmaya çalıştılar.
Okul yıllarında sürüklendiğimiz entrikalara düşmedik. Dostlarında bu konuda ayaklarının kaymamasına sevindim. Ülkeyi maddi esarete düşürmeye çalışanlar zalimce davranışlarının ölçüsünü almaya başladılar.
Dostlukta bütünleştiğimiz arkadaşlarla yüz yüze geldik ve daha güçlü duygularla ayrılıyoruz.
Hasan TANRIVERDİ