Yüksek Borçlar Verimli Alanlara Gitmemiş..
2021 Verilerine göre, Dünya 2008 Büyük Finansal Krizinden bu yana hızla borçlanmıştır.
2021 üçüncü çeyrek itibariyle dünya borçları 296 trilyon doları bulmuştur.
Niçin?
Çünkü ülkelerin merkez bankaları sürekli para basmış, ülkeler ve şirketler sürekli borçlanmışlardır.
Bir süre sonra borçlanarak karı artırmak her şeyin önüne geçmiştir.
Oysa temel karlılığın sağlam olması faaliyet verimliliği ve pazar payı büyütme yöntemleriyle oluşmalıdır.
Borçlar, ekonomi tarihinde hiç bir zaman ihracat ve verimlilik artırıcı alanlara gitmemiştir.
Devletler borcu alıp (bizde olduğu gibi) altyapı ve yüksek binalara gömmüşler, ya da oy kaygısıyla bazı kesimlere harcamışlardır.
Hyman Minsky’nin tezi doğru çıkmıştır:
Borç–gelir ilişkisinin bozulması sonucu ortaya çıkan istikrarsızlık kavramını Hyman Minsky “Finansal İstikrarsızlık Hipotezi” ile açıklamıştır. Finansal İstikrarsızlık Hipotezine göre finansal krizlerin ortaya çıkış nedeni finansal sistemdeki aşırı borçlanmadır.
Borçlanma küresel çapta bir verimlilik patlaması getirseydi işler farklı olabilirdi.
Dünya ticareti de artmadı, bölüşümde düzelme de olmadı.
Aksine eşitsizlik, sefalet çoğaldı.
Bazı ülkelerde siyasal rejimler sürdürülebilir kalkınmanın en büyük engeli olmaya başladı.
Üretkenlik ve adil bölüşüm hem dünyanın hem de ülkemizin iktisadi sorunlarını aşmada belirleyici olacaktır.