Dostlarım;
Bugün sizlere, sadece ormanların değil, doğanın “efendisi”, “sevgilisi”, “yürek sesi”, susmaz nefesi ve yol gösterici bilimseli Yücel Çağlar ve son çalışmasından söz edeceğim.
Şöyle giriş yapmış bana gelen e-postasına;
“Merhaba;
Filistin halkına yaşatılan şu kederli günlerde bu konuyu tartışmak ne denli anlamlı olabilir, bilemiyorum doğrusu. Yine de yararlı olabilir umuduyla bilginize sunuyorum.
İçten hüzünlerimle.
Yücel Çağlar”
“Ormanlar ve Ormancılık Üzerine Sessiz Tartışmalar” yapıyor kendi sitesinde..
Konuları-sorunları tarihsel ve toplumsal boyutlarıyla, bilimsel derinliği ve güncelliği içinde irdeliyor, geçerli- güvenilir çözümler öne sürüyor, ekonomi politik ve diyalektik bakışının örneklerini de sergiliyor yazılarında-tartışmalarında..
Lütfen ilgilenin ve okuyun diyorum ben “güzel ve yalnız” ülkemizin “derin” aydınlarına-yazarlarına..
Niye mi?
İlmik ilmik dantel güzelliğinde yazıyor çünkü yüreğindeki sonsuz çığlıkları..
Sözünü ettiğim sitesindeki son yazısına “gönlüm yaralı” diyerek Filistin Halkına da bir selam göndererek başlamış…
“Madencilik etkinlikleriyle yıkılan yaşamlar “çiçeklendirilecekmiş” !
Evet bu yazısında orman mühendisi doç.dr. Yücel Çağlar; ülkemizin onlarca güzel köşesindeki ve özellikle Karadeniz’deki madencilik etkinlikleriyle ilgili yazmış..
Bunların ekosistemlerde yol açtığı yıkımlar.
“Etkinliklerin olası getirisi ile götürüsünün ülke, devlet, toplumsal sınıf ve kesimler arasında
nasıl üleşildiği!” (sayfa 1)
Bu sorunlara bilimsel yaklaşımı şöyle vurguluyor, Çağlar;
“…yalnızca ekolojik değil toplumsal, ekonomik,
ekonomi politik üzerinde hiç durulmuyor ama en az bunlar denli önemli tarihsel, kültürel ve ruhsal
boyutları olan bir kavram. Herhangi bir yerde gerçekleştirilecek herhangi bir etkinliğin tartışılması
sırasında öncelikleri ile ağırlıkları o yerin koşulları ile etkinliğin özelliklerine göre değişebilecek bu
boyutların dikkate alınması gerekiyor.” (sayfa 6)
Madencilik etkinlikleri yalnızca ekosistemleri yıkmıyor.
Bu ekosistemleri içselleştiren kültürel ve toplumsal yaşamları da onulmaz biçimde yıkmaktadır.
Çağlar bu kapsamlı incelemesinde sadece sektörel değil, ekonomi politik ve siyaset felsefesi açılarından da yaptığı saptama ve yazdığı sorularıyla bizlere yeni araştırma ve tartışma alanları açmakta.
Örneğin, iktidar partisinin son seçimlerdeki oy oranlarıyla madencilik etkinlikleri yapılan illerin yoğunluğu arasında nasıl bir koşutluk bulunmaktadır?
Bu konuyu değişik sermaye birikim yaklaşımıyla incelemek zorundayız.
İşte akademik tezlere açılmış yeni bir alan..
Bu yazıya konu ettiğim makalesinde sayın Çağlar, yine orman genel müdürlüğünün uygulamaları, Sayıştay raporları ve yapılan uyarıları yeterli açıklıkla önümüze seriyor ve yetkilileri duyarlı olmaya, görevlerini gerektiğince ve bilimsel gereklere göre yapmaya çağırıyor.
Sevgili Dostlarım;
Yücel Çağlar yazılarını okuyun, çok şey öğreneceksiniz, doğamız üzerine, yakılan ormanlarımız, peşkeş çekilen madenlerimiz ve yer altı-yer üstü varlıklarımız, yıkılan ekosistemlerimiz ve tüm bu evrenlerde yaşayan canlıların büyülü yaşamları hakkında…
Ayrıca sorunların saptanmasından çözümlerine dek bilimsel- diyalektik yöntemin uygulanması konusunda..
Ben her okuyuşumda insanın nasıl doğanın bir parçası olduğunu ve şairin dediği gibi, “…Beni sevme, bütünü sev, parçasıyım bana yeter..” diyen gerçekliği anımsarım coşkuyla..
Sevgiyle ve üretkenlikle kalın..