İnsanlar huzursuz, toplum huzursuz, her kesim huzursuz. Peki ama neden?
Demokrasi, özgürlükler, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, kanun önünde herkesin eşitliği, açık ve şeffaf yönetim kavramları özlemden uygulamaya geçirilmeye çalışılır.
Buna rağmen yine perde gerisi arka kapı kararları uygulanır.
Egemen sınıf; her zaman kaostan gerginlikten kutuplaşmadan çatışmadan beslenir.
Neden çünkü, arka odalar arka yönetim algılanmasın hedef haline gelmesin.
Onlar; seçtikleri, eğittikleri öne sürdükleri piyonlarla kuklalarla istedikleri kararları alır ve uygularlar.
Bakın; Ortadoğu gergin, Türkiye gergin.
Ortadoğu’da kutuplaşma, Türkiye’de kutuplaşma.
Ortadoğu’da çatışma var, Türkiye çatışmaya doğru sürükleniyor.
Din, mezhep, etnik çatışmalar; Bölgeden Türkiye’ye doğru hızla yansıyor.
Türkiye; dış odakların karar alıcılarla, karar vericilerin ve uygulayıcıların arenasıdır.
Kim karar alıyor, kim karar veriyor, kim uyguluyor, Kim kimden destek alıyor? sorusu soruluyor.
Toplumdaki algıları değiştirmek için, her kesim, kendine göre tezler ortaya koyuyor.
Toplumun algılamasını yönlendirmede stratejik merkezler; asimetrik psikolojik savaşın kara propaganda yönetimini uyguluyor.
Arapçı dinciler; bu kez beyinleri ele geçirerek, Türkiye’nin kimliğini değiştirme çabasındadır. Arapçı dinciler* devşirdikleri fasık ve
münafıklarla; Ortadoğu’yu kan gölüne çevirirken nihai hedef Türkiye olduğunu gizlemediler. Yayınladıkları haritalarla, yeni sınırlarla yeni devletleri belirlediler, uyguluyorlar. Tarih tekerrür ediyor.
Arapçı-dinci irtica; Türkiye’yi postmodern işgal etmiş durumdadır.
Türk Milleti; tarihin en ağır bunalım dönemini yaşamaktadır.
Türk Milleti’nin milli ve manevi değerleri; altüst edilmiş, ortak değerler parçalanmıştır.
Halk; uyuşturulmuş, şaşkındır, olanların olacakların farkında değildir.
Aydınlar; çoğunlukla susmuş, sinmiştir.
Arapçı-dinci irtica tarafından;
Bütün yeraltı ve yerüstü servetlerine el konulmuş,
Silahlı kuvvetlerin bağımsızlıkçı mensupları esir alınmış,
Medya ele geçirilmiş,
İletişim alanı kontrol altına alınmış durumdadır.
İşbirlikçiler; -dini değerleri istismar ederek,
-geçmişin yanlışlıklarını gündemde tutarak,
-vatan hainlerini kahraman haline getirerek,
-yabancı istihbarat örgütlerince oluşturulan operasyon merkezleri ile
vatanseverleri etkisizleştirirken, kirli emellerini gerçekleştirme
çabasındadır.
Türk Milleti;-Kimliksizleşme,-Ayrışma, -Bölünme, -Esaret, -Sömürgeleşme, -Sürecindedir.
İşbirlikçiler; emperyalist güçlerin stratejisi doğrultusunda yeni rol üstlenmiştir.
Türk Milleti’nin duyarlı her bireyi; İdeolojik ve teolojik farklıklarla ayrışmayı,kavramlara takılıp kalmayı, model tartışmalarını bir tarafa bırakmalıdır.
Tarihi tecrübeler ışığında Türkiye coğrafyasının jeopolitik ve jeostratejik konumun gereği; Milli devlet, Milli kimlik, Üniter devlet, korunmak zorundadır.
Gerginliği, kutuplaşmayı tahrik edenlerden uzak durmak, engellemek her
vatanseverin temel görevidir.
Günün Sözü: Toplumlar milli değerlerine sahip yönetici ve aydınlarıyla
güvende olur.