Yön tabelasına göre yöneldik, geçmişe mi yoksa geleceğe mi gözümüzü açtık bilemedik. Yorumumuz, geçmişte yol gösteren patika, gelecekte de özelliğini koruyacağı idi. Onun için yolun genişleyerek giden tarafında yer aldık.
Ali arkadaş tabelaya gitti. Yazın ılık rüzgârı bile tabelayı üç yüz altmış derece çevirebileceğini denedi. “Bu tabela da siyasetçilere benzedi.” Ali’ye, yön tabelasıyla siyaseti nasıl benzettin, dedik. Tabela ılık rüzgâra göre her yöne dönüyor. Yerinde sabit değil, dedi.
Yön tabelası tahtadan gelişi güzel yapılmıştı. Üzerindeki yazıda da düzensizdi. Yazıyla birlikte her tarafa dönüyordu. Tabelayı çevirdik ve sabit bir yeri olmadığını anladık. Yerinde normal durmuyordu. “Tabelanın politikasını tuttum. Kalıcı izi yoktu. Siyasetçiler gibi tam bir fırıldak,” dedim.
Geçmişte yön tabelasına bakıp insanlar yolunu saptamıştır. Başımıza geldi de uyandık. Kimse tabelayı sabitleştirmeyi akıl etmemişti. Geçmişteki erdemsizlikleri erdem diye, erdemleri de erdemsizlik olarak adlandırma hatasına çok düşmüşüzdür.
Tabela o kadar değişken ki mantık yürütmeye zaman bırakmıyor. Bir tarafa tesadüfen gitmelisin. Tabela kendi doğrularını yansıtmaktadır. İnsanlar akıllarına baş vurmazlarsa bocalar ve şaşkına dönerler.
“Kendi bilgilerimi aklımda tutmayacağım. Tabela gibi fırıldak bilgileri aynı şekilde, kullanmayı düşünüyorum,” dedim. Karşındakini fırıldak bilgilerle oyala. Böylece ne zaman ne dediğin belli olmasın. Patikaya asfalt, asfaltı ilk defa görüyorum, demelisin. Uçağı yaptık şehir içinde gösteri uçuşu yaptıracağız.
Nereye gitmek istiyorsan tabelayı oraya çevir. Köy mevki, plaj keyfi ve dağ yolu diye oklar göstersin.
Siyaset merkezine uzaktık. Davulun sesi uzağa pek gider, derler. Sese baktık çattık, dedik. Adam fırıldak anlamadık. Dönmesini zaten göremedik. Bir tabela var ama fırıldak olduğu aklımızın ucundan geçmezdi.
Ağabeyi siyasetin ne kadar tabelaya benzediğini anlattı. Sordu, siyasetçi olmak ister misiniz? Bir ağızdan “Hayır” dedik.
Tabelanın dönmesine rağmen görevini sürdürecekti. Çünkü düzen öyle kurulmuştu. Tabelanın yol haritası ve bir pusulası olması gerekirdi. Pusulasız ve haritasız gemiler siste kalmış gibiydiler.
Tabela gibi siyasetçiye uyanlar ise yollarını her zaman şaşırmışlardır.
Hasan TANRIVERDİ