Işımadan yola çıktılar ki sıcak bastırmadan epeyce yol alalım, istiyorlardı. Baba kahvaltıyı park yerinin birinde yaparız, dedi. Anne ve oğlu da aynı düşünceyi kabul ettiler.
Park yeri geniş ve özel arabalar için de uygundu. Kahvaltıdan sonra biraz dinlendiler.
Yöreye ilk defa gidiyorlardı. Onun için baba tereddüt ediyordu. Oğluna yol ayrımında dikkatli olalım, dedi. İstasyonu geçtikten sonra, karşılarına yol ayrımı çıktığında, oğluna baktın mı? nereye döneceğiz? diye sordu.
Oğlunun tarifi üzerine saptılar. Saptıkları yolda trafiğin az olması babanın dikkatini çekti. Bu işte bir yanlışlık var ya hayırlısı, dedi. Bir süre gittikten sonra dağ yoluna girdiler. Dağ yolu zorlamasa da sahile gidiyoruz, dağa yukarı ne işimiz var diye baba dert yandı.
Baba yolumuzda böyle bir ilçenin olmaması gerekiyor, dedi. Oğlu zorunlu olarak, bu ilçeyi de görmüş oluruz, nasılsa geziyoruz, dedi. Doğru diyorsun, bir daha gelmeye ya kısmet dediler.
İlçe dağa yaslanmış kasaba görünümündeydi. Küçük gelişmemişti. Bir caddesi vardı. Dağ havası serin ve berraktı. Arabadan indiler ve mağazanın birine girip sordular. İnsanlar genelde hayvancılıkla geçiniyormuş. Zanaatkarlar da varmış. Toprağın işlenmesi çok düşmüş. Besicilik yapanlara ot satılıyormuş. Yaylalara çıkılıyormuş, Yaylaların geniş otlakları varmış.
Köylerde patates ekimi başta olmak üzere, baklagiller de ekiliyormuş. Yüksek verim alınamıyormuş.
Gençler şehirlere göç etmiş, nüfus yaşlanmış, şeklinde bilgiler aldılar.
Geri döndüler ama bu dağ kasabasını da görmekten memnun oldular. Sahile doğru yol aldılar. Akşama doğru ilçeye vardılar. Yazlıkçıların kalabalık olduğu cadde ve sokakları doldurduğu belli oluyordu.
İki hafta bilemedin, bir aylık için yazlık almaya gerek yok diye ev almamışlardı. Kiraladıkları yazlığa geçtiler. Yazlıkta toprağın olmaması gerekir çünkü toprakla uğraşmak özellikle kısa süre için çok zor diye konuştular.
Köy gibi fakat sıcak su havuzlarının olduğu yerden yazlık kiralamalarına memnundular. Köyün üst tarafı orman ve tepelikti. Rüzgârlıydı, serin bir havayla karşılaştılar. Evler bekçilerle korunuyordu.
Arabayı gölgeye çektiler. Evin önce çevresini incelediler. Yüksek olması havanın basık olmaması güzel bir atmosfer yaratıyordu.
Baba oğluna baktı ve beğendiğine sevindim. Hiç konuşmayan annene soralım, dedi. Anne beğendiğini söyledi. Sahilde hemen kumsalda olmasını istemezdim, dedi.
Hasan TANRIVERDİ