VAR OLDUĞUNU BİLE BİLE, KORKUMUZDAN:
“YOK KOMUTANIM!” DİYE BAĞIRDIK
yalan değil gerçeğin ta kendisi
bir müjdem var
bugün size:
attığımız her adım
yaklaştırıyor bir adım daha
bizi hedefimize.
H.E.
Bir önceki söyleşimizde, yaşayanların anlattıkları jandarmadan yenen tokatlarla ilgili çok güzel yorumlar aldım yine. Ancak yalnızca ikisine yer verebileceğim bugün.
Mersin’den Öğretmen Nurten Bozdemir, şöyle yazıyor aynen:
“Cahil jandarmanın dayağı, normal değil ama normal sayalım haydi! Peşin hüküm, gördüğünü uyguluyor. Ya okumuş, eğitim görmüş ve önüne gelen öğrencileri eğitmekle görevli öğretmenlere ne dersiniz? Ben de Kilis Kız Öğretmen Okulu’nda öğrenciyken, öğretmenlerimizden suçsuz yere dayak yediğimizi bilirim.”
Ankara’dan yazan bir öğretmenimiz de, meslektaşını onaylayarak şöyle diyor:
“Jandarmanın dayağını da onaylamıyorum. Ama cehalet sonunda… Ya eğitimcilerin dayak atmasını nasıl açıklayabiliriz? Hasanoğlan Öğretmen Okulu gibi bir eğitim kurumunda dayakçı öğretmenler yok muydu? Ödümüz kopardı onlardan. Yine de çoğumuz payımızı alırdık. Böylece eğitimlerinden geçmiş olurduk! Yani seçkin bir öğretmen okulunun seçkin öğretmenleri de yarınların öğretmenlerini dayakla terbiye ederlerdi!
Kimler olduğunu siz çok iyi biliyorsunuz. Kimi öğretmenlerimizin –sevildikleri için- yüreğimizdeki yerleri özel, kimileri de işte öyle oldukları için…” (Fazilet Özkan Por)
Nurten Bozdemir öğretmenimizin mezun olduğu Kilis Kız Öğretmen Okulu’nu bilmem ama Fazilet Özkan Por öğretmenimizin sözünü ettiği okulda çalıştığım için, yazdıklarının bire bir tanığıyım.
Haydi, bize yazan öğretmenlerimizin dediği gibi, jandarmaların dayak atmasını bilgisizliklerine verelim. Tamam da diplomalarıyla övünen öğretmenlere ne diyelim? Bunu nasıl yorumlayalım?
Öğretmenlerimiz dayağı bir eğitim aracı olarak kullandıklarına göre subaylarımız nasıl acaba?
Oraya da bir göz atalım şimdi:
Hasanoğlan ve Gazi Eğitim Enstitüsü mezunu yazar Bahattin Gemici, 12 yıl ülkesine gelemeden Almanya’da çalıştıktan sonra, askerlik görevini yapmak için yurda döner. Manisa Acemi Birliğinde, birkaç arkadaşıyla birlikte Gemici de rahatsızlığını arz etmek için birlik komutanları üsteğmene çıkar.
Sözü yazara bırakayım:
“Üsteğmen tek tek gözümüzün içine bakarak rahatsızlıklarımızı sordu. Kimi belinin, kimi bacağının