Maryland Üniversitesi uzmanları, probiyotik ihtiva eden fermente yani mayalı gıdaların sosyal anksiyete ile ilişişini masaya yatırdılar.
Psychiatry Research dergisi tarafından yayına kabul edilen araştırma, fazla miktarda fermente gıda tüketen genç erişkinlerde sosyal anksiyete belirtilerinin daha az olduğunu, bu etkinin “nevrotiklikleri” yüksek olanlarda daha belirgin olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya göre egzersizin de benzer etkisi var.
441’ i kız 710 kolej öğrencisi üzerinde gerçekleştirilen çalışmada, deneklere ne kadar fermente gıda, sebze meyve tükettikleri, ne sıklıkta egzersiz yaptıkları soruldu ve bir test ile sosyal anksiyete seviyeleri ölçüldü.
Son 30 gün içinde yoğurt, kefir turşu, miso çorbası, kimçi ve benzeri fermente gıdaları yiyenlerde sosyal anksiyete belirtilerinin daha az olduğu belirlendi.
Daha önce benzer çalışmaları hayvanlar üzerinde yürüten araştırmacılardan Hilimire şunları söylüyor:
“Laktobasiller gibi faydalı mikropların hayvanlarda depresyon ve anksiyeteyi azalttığını tespit etmiştik.
Probiyotikler hayvanlarda kısa adı GABA (gama-amino-bütirik asit) olan nörotransmitteri artırıyor; bu da ilaç verilmiş gibi anksiyeteyi gideriyor.
Daha önce probiyotiklerin depresyon ve anksiyete semptomlarını da azalttığı gösterilmişti ama özel olarak sosyal anksiyete ile ilgili bir çalışma yoktu.
Probiyotiklerin bağırsak geçirgenliğini azaltarak ve böylece zararlı maddelerin vücuda girmesini engelleyerek ve bağırsaklardaki enflamasyonu azaltarak etkili olduğunu düşünüyoruz.”
Araştırmanın baştan belli olan sonuçları
Araştırmanın tenkit edilecek pek çok tarafı var olmakla beraber çıkan sonuç akıl ve mantığa uygun.
Beden ve ruh sağlığı için tıbba gerek olmadığını, tüm hastalıkların sağlıklı hayat tarzı ve çevre ile önlenebileceğini savunuyorum.
Mayalı gıdalarla beslenme de egzersiz de bıkıp usanmadan tekrarladığım sağlıklı olmanın temel unsurlarından.
Bunları araştırmalarla delillendirmek “Amerika’ yı yeniden keşfetmekten” farksız ama demek ki bir takım insanların çeşitli sebeplerle araştırma yapmaları ve bunların yayınlanması gerekiyor.
Aslında iyi de oluyor çünkü “Amerika’ da yapılan araştırmaya göre..” diye söze başladığınızda akan sular duruyor.
Gelelim neticeye
Zavallı modern tıp, hemen her hastalığın gelişiminde bağırsak mikrobiyotasının rolü olduğunu daha yeni yeni anlamaya başladı.
Haklı olarak “ikinci beyin” de denilen bağırsak mikrobiyotasının sağlıklı olmasında beslenmenin çok mühim bir yeri var.
İşlenmiş şeker, trans yağlar dolayısıyla tüm “hazır yiyecek ve içecekler” mikrobiyotanın canına okurken fermente gıdalar mikrobiyotanın sağlıklı olmasını sağlıyor.
Unutmayın, hem beden hem akıl ve ruh hastalıklarının kökeninde “sağlıksız beslenme” yatıyor.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.