Ne bitmez çilemiz varmış. 18 yıldır, AKP iktidarı boyunca, her gün ayrı bir üzüntü, sıkıntı, acı yaşamaktan bıktık usandık. Yüzümüz gülmez oldu. Bir gün bile “OH” diyemedik. Her şey bozuldu, geri gitti çöktü. Hele hele; genç yaşta, toprağa emanet ettiğimiz yavrularımızın, şehitlerimizin ve de yaralılarımızın sayısını, takip edemez hale geldik. Her eve ateş düştü. Ocaklar söndü. Hayatımız kâbusa döndü.
1– Yine, büyük bir matem yaşamaktayız. İktidarın keyfi, hatalı politikaları uğruna, İdlib’de çok sayıda evlâdımızı kaybettik. (Sayı vermiyorum. Zira resmî açıklamalar güven vermiyor.) Artık sözlerin ve yazıların anlam ifade edemediği bir noktaya geldik.
a) Bu büyük kayıpta, iktidarın vebali büyüktür. Zira yedek subaylığımı (91. Dönem/1968-70 yılları) Cizre ve Mardin’de seyyar Jandarma olarak yapmamın üzerinden 50 yıl geçmiş olmasına rağmen, Biliyorum ki;
-Hava desteği olmadan, kara intikali (özellikle de gündüz vakti) yapılmaz. Asker, hiçbir zaman toplu halde tutulmaz, en geniş biçimde dağıtılır. Güçlü bir uçaksavar sistemi devreye sokulur.
-Bu kadar pervasız davranılmaz, “kimse bana saldıramaz” havasına girilmez. Hele hele Rusya’ya, “Dostum” lâflarına güvenilmez.
b) Kaldı ki; Sarayın fevkalade hatalı dış politikaları; ABD ile Rusya arasındaki gelgitleri; Herkese karşı saygısız ve kavgacı üslûbu, yüzünden Türkiye’nin hiçbir yabancı dostu ve dış itibarı kalmamıştır. ABD/Rusya/NATO/İran/Orta-Doğu ülkeleri, velhasıl herkes, ikiyüzlü davranmaktadır. Bizim sıkıntılarımız, umurlarında değildir. Gururlanmanın, üst perdeden atmanın, herkese bağırmanın, bir anlamı yoktur. Kaldı ki; Rusya’ya karşı, ciddi bir tepki de gösteremiyoruz. Zira doğalgaz, ihracat, turizm, S-400 vb. birçok konuda, muhtaç durumdayız. (Ve Rusya bizimle alay ediyor.)
c) Harekâtı kim yönetmektedir? Savunma Bakanı sivildir. İnisiyatifin komutanlarda olması gerekmez mi? Ama ne yazık ki emir-komuta zinciri yok edilmiştir. Askeri okullar kapatılmış, çok önemli bir kaynak kurutulmuştur. Yük; iş bulamadığı için, ekmek parası uğruna, sözleşmeli olarak görev yapanların sırtına kalmıştır.
d) İki Bin Yıllık, “Asker Millet” kavramı yok edilmiştir. İmtiyazlı sınıfın çocukları, para vererek (daha önce de rapor alarak) bu kutsal görevden kaçabilmektedirler. Yük gariban ailelerin evlâtlarının sırtına binmektedir.
e) Ergenekon/Balyoz vb. kumpaslarla çok değerli subaylarımız harcanmış; Kara/Hava ve Deniz kuvvetlerimiz ciddi biçimde zaafa uğratılmıştır. 15 Temmuz ihaneti vesilesiyle de (hiç suçu olmadığı halde) birçok değerli/vatanperver evlâdımız harcanmıştır. Tüm inisiyatif, her konuda olduğu gibi, sarayın eline verilmiştir. Sonucu da ortadadır. Kimseye danışılmayan/ herkesi küçük gören/kavgacı/ baskıcı/ inatçı/farklı düşünenleri en ağır biçimde suçlayıcı/hatalardan ders almayan/istifanın erdemini kabul etmeyen/ suçu devamlı olarak muhalefetin üstüne atan/ yanılan ve aldatılan/ sürekli Türk düşmanlığı yapan ve Araplaştırma politikası güden/ Fevkalade hatalı bir mülteci politikası ile Türkiye’ye çok büyük zararlar veren ve devamlı olarak bunu Avrupa’ya karşı kullanan/TBMM’yi ve tüm demokratik kurumları devre dışı bırakan/ Tek Adam Yönetimi; Türkiye’yi bu hale düşürmüştür. Ve ne yazık ki AKP’den tek bir cesur ses çıkmamaktadır.
– Her gün, her saat, tüm yandaş ekranlarda bağırarak/ tehdit ve hakaretler savurarak/ TBMM’yi toplamayarak/ besleme basının yalanları ile beyinleri yıkayarak/ gerçeklerin üstünü örtmek mümkün değildir.
2– Bu arada, Güya milliyetçi; AKP’nin avukatlığını yapan, Devlet Bahçeli’nin de, devamlı bağırmalarından / tehdit ve hakaret dolu konuşmalarından da bıkıp usandık.
3– Ne demektir; “şehitler tepesi boş kalmayacaktır”? Ne kadar büyük sorumsuzluktur? Nasıl olsa, sizin evlatlarınız rahat evlerinde yaşıyor; çileyi gariban evlâtlarımız çekiyor. Siz de sadece şehitlik edebiyatı yapıyorsunuz. Ama en üzüntülü günümüzde kahkahalar atıyorsunuz. Türk düşmanı, Vehhabi kral için yas ilân ediyor; ama evlâtlarımız için buna gerek duymuyorsunuz. Bize ne kaç Suriyeli öldürdüğünüzden, kaç tank/top imha ettiğinizden? Tümü benim tek Mehmedimin tırnağı kadar etmez…
4– Biz niçin İdlib’deyiz? Niçin ÖSO’ya destek veriyoruz? Bunlar da, Suriye yönetimi için bir terör örgütü değil midir? İdlib niçin beka meselesidir? Hani biz, Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmaktaydık?
Ya Rabbim. Ne tükenmez çilemiz varmış. Kurtar bu Milleti. Tek sığınağımız, Sensin…
Not: Şehitlerimizi gündem dışına itmek için, kışta/ kıyamette mültecileri yollara döktüler…