Çukura kaçmış gözleri, donuk bakıyordu. İş yerine gittiğinde ağabeyi de oradaydı. Kimseyle konuşmuyordu. Kaza günü vilayetteydi. İşe giriş belgelerini hazırlıyordu.
Kamyonu şoför kullanıyordu. Ağabeyi çok üzgündü. Çayır yüklü kamyon dağ yollarından aşmış ve sahile yakın bir yerden dereye uçmuştu. Ağabeyi ifadesinde “Herhâlde uyumuştur,” demiş. Çayırın üzerinde insanlar ağaç dalına asılı gibi duruyorlarmış. Yolda rastlayanlar, “Bu kamyon sahile inmez,” Demişler.
Yolcularımızı almadığı için kızmıştık. Şoför ellerini kaldırmış, “Nereye alayım,” demişti.
Yarım saat sonra beklediğimiz kamyon geldi ve yolcularımızı aldı. Bizim kamyonumuz daha genç ve sağlam görünüyordu. Korna çalarak uzaklaştı ve biz de obaya döndük. Yollar bozuk, eşyan var. Yürüme gidemezsin, kamyon vadide gözden kayboldu.
Obada sessiz bir hüzün hakimdi. Fındık için gidenler geride yalnız inekleri ve bekleyenleri bırakmışlardı. O gece sabah olmak bilmedi. Sabah erken kalktık. Kuşluğa doğru obaya gelen orman memuru, dün ki ilk giden kamyonun yuvarlandığını söylediğinde obada kıyamet koptu.
Öğleye doğru obaların merkezi yerine kardeşimle gittik. Kamyonun başka bir köye ait olduğunu öğrendik. Ölenlerin sayısı çoktu. Geri geldik herkes bizi bekliyordu. Haberi verdiğimizde yine de sevindiler.
Kamyonun sahibinin çocukları da kazada vefat etmişlerdi. Kamyonun sahibi, sahilde yürüyordu. Fakat kendinden habersiz gibiydi. Kimseyle konuşmazdı. Bir gün yanında şehirler arası otobüs durdu. Onu aldı ve şehre saptı. Şoför onu bırakmadı. İstanbul’a gider ve döneriz, dedi.
İki gün sonra geri geldiler. Arkadaşına yardımcım olarak çalış, Türkiye’yi dolaşalım, istemezsen seni aldığım gibi, evine bırakırım, dedi.
Bu defa Ankara’ya gittiler. Orada yardımcıyı hastaneye yatırdı. İki gün sonra geleceğim dedi. Doktor, izinsiz yanına girme önce konuşalım öyle girersin dedi.
Dört gün sonra hastaneye vardı. Doktor iyiye gidiyor, yanına gitme dedi.
Ayrıldı ve altı gün sonra geldi. Bu defa doktor yanına girebilirsin dedi. Şoför arkadaşının yanına girdi. Arkadaşı da birini bekliyormuş gibiydi. Çok sevindi, gözleri doldu. Memleketi sordu, ağabeyimi gördün mü? Dedi.
Yaramazlık yok, ağabeyini görmedim. Dükkâna uğramadım. Yarın beraber gideriz. Doktor izin verirse seni götüreceğim.
Yanından ayrılacağı zaman doktor geldi. Doktor hastaya iyisin, canın sıkılmadıysa iki gün daha kalmak ister misin? Diye sordu. Hasta doktor bey nasıl dersen. O zaman hazırlan iyisin bir problemin yok dedi.
Memlekete geldiğinde, dükkân ziyaret edenlerle doldu. Bir daha ki sefere, yardımcılığa devam edecekti. Bir hafta sonra otobüse katıldı.