Geçtiğimiz günlerde Tükoder (Tüketici Dernekleri ) Ankara Şubesi’ ne davet edildik…
İlköğretim, affedersiniz ben ilköğretimden değil ilkokuldan mezun oldum. Köyümüz 300 haneli idi. Bizim oturduğumuz mahalle ilkokula tam bir kilometre mesafede ve yolları topraktı. Yazın ‘’çelkon’’ diye isimlendirilen plastik sandalet, kışın yine plastik çizme giyerdik.
Yolda okula üç yüz metre kala yol üzerinde ‘’Göl Yeri’’ denilen bir mevkii, yağmurlu havalarda kabusumuzdu. Çökerdik. Çökmeyen bizden büyük arkadaşlarımız bizi sanki bir otomobili çeker gibi elimizden tutup çamurdan çıkarırdı.
Akşamları elektrik yoktu. Gaz lambası ışığında ders çalışırdık. Dördüncü sınıfa başlarken hem elektriğe hem de şose yola kavuştuk. İşte o yıl Atiye isminde öğretmenimiz köyümüze tayin oldu. Dördüncü sınıfa kadar köyümüz bayan bir öğretmeni görmemişti. Onu yadedecek çok hatıralarım, minnettarlığım var ama amacım hatıralarımı anlatmak değil: Bir cümle ile ifade etmem gerekirse ilk defa köydeki öğrencileri ben dahil Üniversiteye gitme fikrine getiren o idi.
Dersin bitmesine on dakika kala çantasından bir top iplik çıkartıp haftaya ondan getirmemizi istedi. Ertesi hafta getirdiğimiz sicim türü ipliklerden bize file yapmayı öğretti.
Bizi davet eden Tükoder Yöneticisi Hamdullah Beyefendi elimize yeşil bir Pazar filesi tutuşturduğunda işte ilkokul yıllarımda file yapmayı öğrenişimizi hatırladım.
İklim için Yeşil File Kampanyasını destekliyorum, Naylon poşet üretimi için petrol kullanılmaktadır, Petolün kullanılması esnasında sera gazı salınımına ve neticede iklim değişikliğine yol açıyor, Ankara’ da yaklaşık yılda 20 bin ton poşet harcanıyor, bu atmosfere 40 bin ton karbondioksit salımı demek, hem de poşet canlı yaşamına zarar veriyor, gıdamıza dokunuyor.
Eyleme Hazırmısınız…
-Poşet 15-20 yıl önce hayatımıza girdi, şimdi çıkarabiliriz.
-Eskisi gibi filemizi kullanabiliriz. Hem daha yeşil, daha iklim dostu bir hedef ile.
-Belediyeler poşet yerine, iklim dostu bir hedef ile.
-Belediyeler poşet yerine, iklim dostu file, torba kullanımını sağlayabilir, bunun için yeşil file dağıtabilirler.
-Marketler poşet yerine file ve bez torba ile alışveriş yaptırabilir.
2007’ den bu yana poşet kullanımının yasaklanması konuşuluyor. Ama halen konuşuluyor… Ruanda Hükümeti 2005 yılında plastik torba kullanımını yasakladı bile.
Bütün bunlar, ancak ve ancak tüketicilerin talep etmesi, yol göstermesi ile mümkün.
Peki biz neyi bekliyoruz?
Biz tüketiciler, poşet kullanmayı bırakabilir, gezegenimizi kurtarmak için basit bir adım atabiliriz.
Yeşil File Kullanın,Talep edin, Takipçisi olun.!!! diyor Tükoder Ankara Şubesi.
Yeşil File Kampanyası-Ankara Şube tarafından düzenlenmekte, Tüdef tarafından desteklenmektedir.
Tükoder böyle diyor!
Tükoder’ in önerilerine bir ekleme de ben yapayım:
İlköğretimdeki İş-Tekniği Öğretmenleri öğrencilere File Yapmayı öğretmelidir. Atiye Öğretmen gibi!
İnsanlar varlıklarının ve sağlıklarının kıymetini ancak onları kaybettiğinde farkına varıyorlar.Çok benciliz, yediğimiz önümüzde yemediğimiz ardımızda,bilinçsiz tüketiciyiz,önceliklerimiz yok,işimize geldiği gibi davranıyoruz.Bu tür çevremiz ve sağlığımız ile ilgili konulardada maalesef hassas olan insan sayısı çok az, onun için insanların bilgilendirilmesi ve eğitiminede daha küçük yaşlarda başlanması gerekir diye düşünüyorum ve ayrıca yeşil file kampanyasınıda canı gönülden destekliyorum.
Maalesef insanımız bu tür konulara fikren destek veriyor ama fazla icraatı yok,işine geldiği gibi davranıyor.Çevre ve sağlık gibi konularda insanımız daha küçük yaşlardan itibaren eğitilmeli diye düşünüyor ve ayrıca yeşil file kampanyasını destekliyorum.
Bu konulara duyarlı olduklarını iddia eden bir forum da bu konuyu dile getirmiştim . Ama o kadar bilgili ve o kadar çevreciler ki(: neredeyse hiç ilgilenmediler . Şimdi sizden bu konuyu okuyunca , kaybettiğim bir şeyini bulunca nasıl sevinilir ise öyle sevindim. BELEDİYELER bu konuda İstanbulda ki ismeklere benzer kurslsrda , bir kaç saat içinde bu filenin yapımını hanımlara öğretir . Ve ihtiyacı olmayan belediyeler kendi bütçesinden imalatı yapan hanımlara katkıda bulunur. İhtiyacı olan belediyeler ise para ile satar ve o hanımlara katkı olur. Veya o hanımlar pazarda bir reyonda belediye desteği ile bu fileleri satabilir. bir taş ile bir kaç kuş vurmak demeyelim , bir makine ile bir kaç kuş resmi çekmek diyelim
Temel ve İsmail Beyler
Merhaba
Yorumlarınız için teşekkür ederim.Yazımın yayına alındığı gün, Kadıköy ve İstanbul’ da bir Belediye daha Plastik poşet kullanımını yasakladı.İstanbul’ da beş altı belediye daha katıldığında Büyük Şehir Belediyesi de umarım bu yönde karar alır. İstanbul belediyesini diğer illerimiz takip edeceğini hayallemiş olmam gerçekleşeceğine delalet olmalı!
Çapar Kanat
Çiftçi-Çiğ Süt Üreticisi
Sayın Çapar Bey;
Bu poşet konusunda gerçekten bizde bir bolluk mevcut.Marketlerde dağıtılan poşetlerin haddi hesabı maalesef yok ve ne yazıkki buna toplum olarak da çok fazla alışmış durumdayız.Geçtiğimiz yıllarda ilk defa yurtdışına gittim.Almanyada Düsseldorfda bir marketten birşeyler aldım kasaya sıraya girdim baktımki herkes cebinden çantasından poşetlerini çıkartıyor pek algılayamadım,daha sonra da sıra bana geldi ve poşet istedim para ile verebileceğini ve fiyatınında iyi bir rakam olduğunu söyledi.ve marketin içersinde bakakalmak denir ya mecburen para verip almak zorunda kaldık.bakınız iki ülke ve uygulamalar arasındaki fark gerçekten manidar.
Biz hemen poşeti yasaklarız değilmi onlar nasıl bir uygulama yapıyor gelin kıyaslamayı siz yapınız…
Saygılarımla.
Sayın Ahmet Yıldız
Biz (ben) iki gözümle görebilip okuyabiliyorum. Tek beynimle düşünebilip yazabiliyorum. Siz ve diğer yorumcularımızın katkıları yazımı tamamlıyor. Ülkemizde de plastik poşetin kalkacağı konusunda ümidim var. Biz tüketicilerin market kasiyerlerine, bakkallarımıza sormamız gerekir. 1970′ lerde öğrenciydik. Gazete kağıtlarından kese yapar bakkallara, manavlara satardık. Her bir kese kağıdında bir emek var idi.
Merhabalar ben yazar gibi çamurlar içinde yaşamadım şehir lüksünün içinde idim ama eskilerin zembil dedikleri bezden yapılma torbalarımız vardı. Çerşı pazardan alınan şeylerin görünmesi ayıptı, alan olur alamayan olur denirdi. En büyük görgüsüzlüktü sokakta oynarken acıkıp bir dilim ekmek yiyemezdik ne yenirse evde yenirdi.Şimdi evimizin merkezinde ki TV de yiyecek reklamı yapılıyor imrendirilerek. Sonrada baklava ,çikolata gibi onlar için lüks sayılabilecek maddeleri çalan çocuklar cezalandırılıyor.