Bir süredir gündemde olan Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Komisyonlarında görüşülüyor ve Ekim ayı içerisinde yasalaşması bekleniyor.
Bu torba yasada çok önemli düzenlemeler yer almakla beraber, başta yaşlı ve engelli aylığı ile evde bakım paraları olmak üzere bazı toplumsal hassasiyeti olan konular da düzenleniyor.
YERSİZ ÖDENEN YAŞLI VE ENGELLİ AYLIKLARI
2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna söz konusu torba kanunla eklenecek geçici 5. madde ile “Gerçeğe uygun olmayan sağlık kurulu raporu kullanımı nedeniyle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, bu Kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer hakkında herhangi bir adli, idari ve icrai takibat yapılmaz. Yersiz ödemeler kapsamında maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce idare tarafından yapılan tahsilatlar, ilgililerine iade edilmez.” Hükmü getirilmektedir. Buna göre, yaşlı ve engelli kişiye yersiz ödenen aylıkların, 2022 sayılı Kanunda yer alan nedenlerle geri alınması durumunda yürütülen takip ve tahsil işlemlerinde, alacağın borçludan tahsilinin mümkün olamadığı ve alacağın tahsili için harcanacak emek ve mesai karşılığında elde edilecek bir kamu menfaatinin bulunmadığı görülerek söz konusu alacakların ve fer’ilerinin terkin edilmesi sağlanmaktadır.
YERSİZ ÖDENEN EVDE BAKIM PARALARI
Ülkemizde, engellilerin evde bakımına yardımın uygulaması; 2006 yılında başlatılmıştır. Bu yardım için hane içerisinde kişi başına düşen aylık gelirin, asgari ücretin aylık net tutarının 2/3’ünden az olması gerekmektedir. Hane içerisinde kişi başına düşen gelir, asgari ücretin net tutarının 2/3’ünü geçtiği takdirde ise 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 7 nci maddesi kapsamında evde bakım desteği kesilmekte ve varsa yapılan yersiz ödemelerin tamamı yasal faizi ile birlikte geri alınmaktadır.
2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanununa söz konusu torba kanunla eklenecek Madde 13 ile “GEÇİCİ MADDE 19-Gerçeğe uygun olmayan belge ve sağlık kurulu raporu kullanımı nedeniyle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu Kanunun ek 7’nci maddesi kapsamında fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken evde bakım yardımı ödemeleri ile bunlardan doğan faizler terkin olunur. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kapsamda tahsil edilmiş olan tutarlar bakımından ilgili kişiler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğmaz ve yapılmış olan tahsilatlar iade edilmez. Açılmış olan davalarda yargılama gideri ile vekâlet ücretine hükmolunmaz, hükmolunanlar tahsil edilmez.” Hükmü getirilmektedir.
Buna göre; yersiz yapılan ödemeler çoğunlukla kişinin kusurundan değil sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinden veya önceden öngörülemeyen ve süreklilik arz etmeyen gelir elde edilmesinden kaynaklanmaktadır. Sağlık kurulu raporlarında yer alan engel oranlarının değişmesinin nedeni, çoğunlukla engelliliğin tespit edilmesine ilişkin mevzuatta belirlenen engel oranlarının, mevzuatın değişmesiyle birlikte değişikliğe uğramasıdır. Bu durumda, kişinin engel durumunda herhangi bir değişiklik meydana gelmemekte, ancak engelliliğin ölçülmesi, değerlendirilmesi ve tespitine ilişkin mevzuatın ekinde belirlenen oranlar değiştiğinden yeniden sağlık kurulu raporu aldığı takdirde engel oranı değişmektedir. Bu da yersiz ödeme yapıldığı gibi bir çıkarım yapılmasına neden olmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde kanun hükmü gereği tahsil edilmesi gereken tutarların tahsilinin hem güç olduğu, hem hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirilmektedir.
Açıklanan nedenlerle, kişinin kusurundan kaynaklanmayan ve kanunda belirlenen sınırın aşılması veya engel durumunu bildirir sağlık kurulu raporlarında yaşanan sorunlar nedeniyle ortaya çıkan ve tahsil edilmesi gereken tutarların, hedef grubun sosyoekonomik durumları ve yapılan yersiz ödemeler için kişilere kusur atfedilememesi göz önünde bulundurularak tahsili yoluna gidilmemesi gerekmektedir. Bu nedenle, daha önce 18/1/2017 tarihli ve 6770 sayılı Kanunun 6’ncı maddesiyle 2828 sayılı Kanuna eklenen geçici 15’inci maddeyle yapılan uygulamanın tekrarı amaçlanmaktadır.
Yapılan bu iki düzenleme toplumsal hassasiyeti olan çok önemli iki konuyu oluşturuyor. Benim de şahsen çoğu engelli ailesine yaptığım ziyaretlerde dile getirilen bu iki sorunun çözümünden ziyadesiyle memnuniyet doğacaktır.
BİR UYGULAMA SORUNU
Ancak bir soruna da yönetmelik değişikliği ile çare bulunması yararlı olacaktır. Buna göre;
Tam bağımlı engelli “günlük yaşam aktivitelerini yardım almasına rağmen kendi başına gerçekleştiremediğine karar verilen bireyi” şeklinde tanımlanmış olup başkasının yardımıyla dahi günlük aktivitelerini yerine getiremeyen kişi yatağa ve cihaza bağlı palyatif hastaları ifade etmektedir. Dolayısıyla Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelikteki ağır özürlünün karşılığının Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelikte yer alan tam bağımlı engelli olması mümkün değildir. Bu durumun kabulü halinde 7 gün 24 saat yatağa bağımlı olmayan fakat başkasının yardımına ihtiyaç duyan yüzbinlerce engellinin evde bakım ücreti kesilecektir. Dolayısıyla Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesinin değiştirilerek kısmi bağımlı engellilerin evde bakım ücretinden faydalanmalarının önü açılmalıdır. Mevcut uygulama evde bakım hizmetini düzenleyen 2828 sayılı kanunun lafzına ve ruhuna aykırıdır.