Yerel seçim çalışmaları mı?…
Yoksa Genel seçim çalışmaları mı?
“Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır” siyasi söylemi rafa kalktı!
Hatta tedavülden bile kalkmış olabilir!
Herkes çözümün kendisinde, siyasi görüşünde olduğunu söylüyor.
İyi de; YEREL – GENEL seçim ayrımını düşünen yok!
Girdiğimiz seçim YEREL seçimler muhteremler.
Yerelde yapacaklarınızın farkında değilsiniz, Genelden bahsediyorsunuz!
Ve çok ilginçtir; ellerimiz kırılırcasına söylediklerinizi alkışlıyoruz!
Yani karşılık alıyorsunuz!
Demek ki asıl sorun biz seçmenlerde.
Neyi alkışladığımızı DÜŞÜNEMİYORUZ!
17 yıldır iktidarda olandan tutun, siyasette “yeni yetme” dediğimiz “LİYAKATSIZ” kişilere kadar herkes, amma istisnasız herkes konuşuyor.
Ve biz alkışlıyoruz.
Ne mangalda kül kaldı, ne de söylenmedik söz kaldı…
Maşallah, hepsi havada uçu(şu)yor…
Destursuz haneye girildi…
Abdestsiz namaza duruldu…
Domates, biber, patlıcan suçlu bulundu,
Manav PKK teröristi ile aynı kefeye kondu
Tanzim satış mağazalarıyla manavlar perişan edildi!
Manav; “Bu şartları bana sağlasın devlet, söz veriyoruz tanzim satış manavlarından çok daha ucuza satacağız. Kira yok, vergi yok, sosyal güvenlik pirimi yok, zabıta derdi yok, nakliye yok.
Üstüne üstlük bir de devletin yaptırımı var! Battık biz” diyor.
Haksız mı?
Takdir sizin.
Zira bizler (İnsanlar) DÜŞÜNEBİLEN varlıklarız! İlk emri [OKU] olan Allah bizi, Kur’an da ki ayetleriyle, emirleriyle yüzlerce kez uyarıyor; [“…DÜŞÜNESİNİZ DİYE…”] …
Demek ki; Düşün(e)meyenin; Prof.olması, seçilen veya seçen olması boş.. Evet boş. Okuduğumuzu eyleme, insanlığa, tabiatın, evrenin hizmetine sunmuyor & sunamıyorsak, okumuşluğumuzun bir anlamı yok. Zira yararı da yok.
Okumayla yanlışı – doğruyu , iyiyi – kötüyü öğreniriz amma düşünemiyorsak, SAPLA & SAMANI karıştırır, önümüze alır bakar dururuz! Ya da …
Sorup – sorgulayan, neden ve niçinleri araştıran, görevi, LİYAKAT sahibi olanlara veren bir toplumdan, sormayan, sorgulamayan, araştırmayan SADAKAT toplumuna dönüşüyoruz!
Soranlara kızıyoruz.
Böyle devam ederse inanın bana 2023’te yapılacak seçimden (!!) sonra KULA KUL toplumuna dönüşecek ve geri dönüşümü olmayan, emirlerle hareket edilen, temel hak ve hürriyetlerin dahi kısıtlandığı bir YÖNTEM bizleri bekliyor.
Sözün Özü!
Umarım okumanın yanı sıra DÜŞÜNMEYİ ihmal etmeyiz!
Sürü gibi değil de, İNSAN gibi yaşamı hak eden, DÜŞÜNMENİN ürünü olan güzelliklerde buluşuruz.
23 gün sonra gideceğimiz seçimler “Genel” değil “Yerel”.
Şu veya bu İTTİFAK demiyorum. (Madem DÜŞÜNENİZ) Beldemizi, şehrimizi güzelleştirecek, insanlarını mutlu edecek, insani hizmetler getirecek, insanı esas alacak ve canlıya saygılı olacak, LİYAKAT sahibi kişilerin “yerel yönetime” getirilmesini sağlamak olmalıdır.
Zira bunun yansıması GENEL SEÇİMLERDE çok etkili ve yetkili olacaktır. DÜŞÜN Kİ daha doğmamış çocuğun, varsa torunların; işte senin seçiminle ya huzur bulacak, ya da kula kul olacak. Seçmen olarak imza senin olacak. At imzanı .
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY
LİYAKAT sahibi kişilerin “yerel yönetime” getirilmesini sağlamak konusunda hemfikirim.Liyakat değil de Sadakat ve biat kültürü ile hareket edilen bir değişim.Yerel yönetim de tabandan gelen,çalışan ve özverisini esirgemeyen ,,üreten ve kişisel beklentilerini minimize edenlerin seçilmeleri kent için önemli.Bu dönem tüm siyasi partilerde LİYAKAT maalesef yok.Ahbap/çavuş ilişkisi ve çıkar ön planda.Bu listelerle yerel seçim tercihleri halkın değil.Kapalı kapılar ardında gizli listelere oy verilecek..Duygularıma tercüman olacak bir yazı.
Çok haklısınız Sibel hanım. Olan vatandaşa oluyor.