Dostumuz Op. Dr. Mehmet Rahmi Yerebasmaz’ın şiirleri çok güzel, okuyun..
Gerçekten de ayakları, uyakları(kafiye) çok sağlam, “yerebasmakta..”
Mehmet Dostumuzun kitabını yayına Ali Zeren hazırlamış ve birinci basım ekim 2020’de yapılmıştır.
155 sayfalık bu değerli yapıt üzerine ileride daha geniş ve derinliğine yazacağım.
“Fatsa” nın Türk Edebiyatına Yansıması” isimli akademik çalışmamda da ayrıca yer vereceğim.
Atilla İlhan’ın “ayrılık sevdaya dahil” dediği gibi, ben de doktorlarımızın edebiyata- sanata hep dahil olduklarını biliyorum.
Kanıtı mı, işte Doktor Mehmet’in dizeleri..
İlk bölüm’de Fatsa Şiirleri bulunmakta.
Pazar yeri diye bilinen “eski takıl” dan, köylü kadınlara, esnafa, denizde hamsilere kadar geçimlik kareler..
Ve, “…bütün çaparalar çürüdüler/çocukluğumu alıp götürdüler.” diye biten dizeler..
Beşikpazarı’ndaki Kavlan(gavlan) ağaçları bir zamanların infaz yeri, deniz, iskele, poyraz ve Fatsa’nın “deli” leri..
“Bir Gün” şiirinde; “…daralma gönlüm daralma/ sana yapılanlara aldırma…” derken şairin yürek tellerini kimlerin kırdığını bilemeyiz elbette, ama yaşamdaki “vefasızlığın” dizelere aktarımı bu kadar mı güzel olur?..
Her şeye karşın memleketini koruyucu bir şiirdir, “BURUKLUK”(s.20)
Kentin altyapısına eleştiriler çok zarif ve sanatsaldır.
Vefasızlık, değerbilmezlik gereğince vurgulanır dizelerde, umurunda olmaz bunlar doktor şairin,
O; “…ben verimliliği/deliliği/hekimliği sevdim” diyerek her çeşit olumsuzluk üstü genişliklere uzatır yüreğini..
Fatsa’ya Ağıt şiirinde bozulmayı, rant ekonomisinin bir kente girişini görürüz;
“…ve/ ilk apartman/Kürt Bekir’in/ sahile kurulur/ve caddeler/kötü binalara/ teslim olunur.”(s.27)
“Benim yaşadığım” dizesiyle başlayan şiirleri okurken büyük şair Cahit Külebi’yi nasıl anımsamaz sınız?
Hikâye adlı şirini Külebi’nin..
Sevgili Yerebasmaz’ın ortaokul yıllarında kalan “akasya kokuları”..
Yine şair doktorumuzun doğup büyüdüğü, uzun yıllar hizmet ettiği memleketimizi çok yönden dizeleştirmesi kutlanmaya değer..
“Darbelerin savurduğu/fakirlerin kavrulduğu/vatanımdır…” dediği “bu şehir”(s.40) nice bitmez acı öykülerin konusu olacaktır.
İkinci Bölümde yitip giden dostlara-aile bireylerine ağıt gibi, hüzünlü ama değerli bir anımsayışı içeren dizeler..
Üçüncü Bölümde serbest konular, her telden ama en çok memleket meseleleri, yaşam-insan üzerine..
12 Eylül şiiri tek başına bir roman tadında.
Oturup konuşsak dostumla sanırım bu şiirden ne öyküler belki de ekonomi politik bir roman çıkabilir ortaya.
Bakanlık şiirinde ne muhteşem bir “bürokrasi” eleştirisi var.
Soğuk ve Karışık tam bir ekonomi politik şiirdir. (s.130)
Öneriyorum, edebiyat fakültelerinde tez yapanlara, “Mehmet Yerebasmaz şiirlerinde ekonomi politik unsurlar” isimli bir tez yazın..
Yoksa ben hazırım hemen çalışmaya başlamaya.
Ütopyan da harikaymış dostum.. Orhan Veli’ye de bir selam çakalım burada.
Kitabın sonlarında gerçek bir şair kimdir, neyi, niçin ve nasıl yazacaktır, bir ölümsüz ders niteliğindedir, bu dizeler..
Yerebasan Şiirler kitabına bir giriş yaptık.
Sevgili Dostumun bu kitabı bizi bırakmaz, biz de onu.. Hakkında daha geniş yazacağız..
Doktor Mehmet Yerebasmaz’ı, gönülden kutlar, yeni yapıtlarını gecikmeden bekleriz.