“Sen neymişsin be Korona” diyesim geliyor!
Bilim insanlarının üzerinde yıllarca, belki de ömürlerini verdiği keşifler, fizik ve matematik kuralları, Yerçekimi, kaldırma kuvveti, ışık hızı vs. derken; bir virüs çıkıyor ve tüm bu çalışmaları adeta alt-üst ediyor, hepsine meydan okuyor!
“Sen neymişsin be abi” demeyecekte ne diyecektim?!
İnşallah yürüdüğü bu yolda, başarılı olmaz. Menzile varmadan geberir de tüm Dünya rahat bir nefes alır. Zira pandemik bir vak’a ile karşı karşıyayız!
Yerçekimine meydan okuyor havada asılı kalıyormuş!
Kaldırma Kuvveti, bir süre sonra yere inmesine engel olamıyormuş!
Ses hızını aşmış, ışık hızı ile tüm Dünya’da tur atıyormuş!
Uğradığı yerlerde o, insanları yakalamaya çalışıyor, bilim ve teknik onu kovalıyor!
Kaba kuvvet sökmediği gibi, yılanı deliğinden çıkaran tatlı dilden hiç mi hiç anlamıyor!
Kurban adadık binlerce insanı, amma doymak bilmiyor!
Ne büyüğe saygısı var, ne küçüğe sevgisi!
Ne zengine eyvallah ediyor, ne fakire acıması var!
Cinsiyet de tanımıyor, genç, yaşlı, çocuk demiyor!
Her ne kadar yaşlılara dadanıyorsa da, arada bir çığırından çıkıyor!
Herkesin hayatına bir şekilde girdi!
İnsanları işinden gücünden etti.
Bacası tütmez oldu fabrikaların.
Ne hane, okul, cami, kilise, cemevi bıraktı, ne de umumevleri!
Ne çarşı Pazar diyor, ne kale, şato, saray. Balıklama dalıyor!
Mecburen çekildik evlerimize.
Terk olunduk kaderimize!
Parasal sıkıntısı olmayanlar harcıyor, afiyetle yiyip içiyor.
Gariban, bulursa kuru ekmeğe talim edip şükrediyor!
İnsanoğlu işte, eli sıcak sudan soğuk suya girmeyeni de var!
Sıcak su yüzü görmeyip, kendi sıcağıyla bebeğini ısıtanı da!
Korona zalim diyoruz.
Korona can alan Azrail diyoruz!
Amma bunu üretip Dünya’ya salan mı var diye araştır(a)mıyoruz!
Herkes düşmüş kendi derdine, evladın faydası yok ebeveynine!
Selam verip, hal hatır soramıyoruz!
Çocuğu anasına, babasına hasret kıldı yazık.
Uzaktan bakar, öpücük atar, el sallar, sırıtır olduk.
Kimse kimseye dokunamıyor, herkesi kendi haline bıraktık!
Sokakta yalnız bırakmaya çalışıyoruz Azrail Korona’yı
Sadece meydan okumak zorunda (!) olanları kurban ediyoruz adeta!
Amma unutmayalım, anahtar deliğinden mekana giren sivrisinek vardı!
Nemrut’un burnundan girdi, beynini yedi!
Kız Kulesi’ne kapanan padişahı bulup ısıran yılan hikayesi vardı!
Sözün Özü!
Yani güvenme dünya kadar malın da olsa…
Sana ulaşamıyorsa, ne yazar hayırlı evladın da olsa.
Şimdi COVID-19 ile kaldık mı baş başa?
Para, pul, dünyalık, kariyer, makam, mevki bir yana
Elde kalan sadece ve sadece sabun, dezenfekte ve kolonya!
Durdu sanayi, tütmez oldu baca, kapandı puro tüttürdüğün fabrika!
Allah gecinden versin amma;
Belki okunacak bir sala, maskeli üç beş kişi ile, yok amma musalla.
İstikamet, önceden hazırlanmış ebedi istiratgaha… El Fatiha.
gazete2000@hotmail.com