“Kıyamet Asrı”nda yolların kaybolduğu, izlerin silindiği, kurtarıcı bekleyen dünya; içine düştüğü kaostan kurtulmak için “Yeni Düzen”ini arıyor. Büyük güçler arasındaki ilişkilerin ne olacağı, yeni ittifakların kurulup kurulmayacağı, eğer kurulursa kimin nerede yer alacağı bilinmiyor. Karanlık dehlizlerde yol arayan görmezler, çırpınırken daha derinlere batan zavallılar gibi “Gizli Dünya Devleti” kurma gayretleri (!) yeniden gündemde… Bizi kandıra kandıra, ballandıra ballandıra, ihanet planları, tuzakları hazırlanıyor, satın alınan taraflı medya olup/bitenlere çanak tutuyor.
Hakkın dayandığı noktada buluşarak aklı kullanan yazar ve kelam sahiplerinin birleştiği noktada şöyle deniliyor:
“Yeni oluşumlar, ansızın ortaya çıkmazlar. Önce ipuçları görülür yeni oluşumun, sonra yavaş yavaş şekillenir. Bugün dünya, oluşan yeni düzenin ilk basamaklarında ve Türkiye’ye nerede yer alacağı soruluyor. Kurulması düşünülen füze kalkanı çerçevesinde yürütülen tartışmaların Türkiye’nin yeni dünya üzenindeki konumunun ne olacağına ilişkin bir arayış olduğu unutulmamalıdır..
Türkiye’de kurulacak füze kalkanı tartışmasına baktığımızda, medyada ABD’nin amaçlarına hizmet eden yaklaşımlar sergilenmektedir. ABD’den gelen “füze kalkanı için kararınızı verin” açıklaması, iyi niyetli bir çıkış değil çünkü. Türkiye’yi hazır olmadığı bir kararı vermeye, dar bir alana sıkıştırmaya, yeni ortaklıklar inşa ettiği ülkelerle karşı karşıya getirmeye, belki de bu ilişkiler ağını sabote etmeye dönük kötü niyetli bir çıkış olduğu besbelli.
ABD, İsrail ve müttefikleri bu füze kalkanı çıkışıyla Türkiye’ye feci bir tuzak kuruyor. Türkiye’nin son yıllarda dış politikada inşa ettiği her şeyi, komşuluk ilişkilerini yok etmek üzere kurgulanmış bir tuzak bu. Türkiye’nin; İran, Suriye, Rusya ve diğer ülkelerle karşı karşıya gelmesi ve başına buyruk hareketinin önüne geçilmesi arzulanıyor. Türkiye buna razı gelemez, gelmemeli.
Dünya, ABD’nin giderek küçülen bir güç olduğunu kabul ettiğinden, tek kutuplu dünya düzeninin sürmeyeceğini bilmekte ve yeni arayışlara gitmektedir. Yani Türkiye öngörülerindeki isabet oranında geleceğini belirleyecektir. Dünya medyası ve uzantıları, Türkiye’nin öngörüsünü köreltmeye çalışmaktadır.. Daha önce eksen kayması tartışmaları, günümüzde füze kalkanı tartışmaları söz konusu öngörümüzü köreltme operasyonlarıdır.
Avrupa ülkeleri bütünleşme hedefini gerçekleştiremediği için muhtemelen yeni denge kurulurken farklı kanatlarda yer alacaklar. Soğuk Savaş döneminden farklı olarak Çin yeni bir güç odağı olarak ortaya çıktı ve dünya ölçeğinde politikalar üreten bir ülke haline dönüştü. Kendi bağımsız ekonomik ve siyasi alanını kurmak için Ortadoğu ve Afrika’ya yöneldi. Her iki alana girebilmek için Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu biliyor. Ayrıca ABD ve Rusya’nın hegemonyasına karşı çıkan bazı Avrupa ülkelerinin Çin’in nüfusunu yaygınlaştırmasına destek vermesi söz konusu olabilir.
ABD’nin hava savunma sistemini Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne kuracak olması, ABD-Rusya arasında tam bir Soğuk Savaş’a dönüştü. ABD’nin Doğu Avrupa ülkelerini silahlandırması, Karadeniz’in kuzeyinden Orta Asya içlerine kadar Rusya ve Çin’e karşı yeni bir güvenlik kuşağı oluşturması Moskova ve Pekin’in şiddetli tepkilerine yol açıyor.
ABD ve İsrail için Rusya’yı, Çin’i ve İran’ı dizginlemek hayati bir konu olabilir. Bu amaçla ısrarla Türkiye’yi cepheye çekmeye çalışıyorlar. Füze sistemlerinin İran sınırına yakın bölgelere kurulmak istenmesi, Azerbaycan’ın bu amaçla donatılması birer gösterge. Yeni Soğuk Savaş’ın iki farklı dünyanın kesişme çizgisinde bulunan Türkiye-İran ilişkilerine de yansıması, iki ülkenin de kaldırabileceği, kabullenebileceği bir durum değil.
Dünyanın ağrılık merkezi değişirken, Türkiye ne Amerika’nın cephe ülkesi olmalıdır, ne de Avrupa Birliği’nin kenar ülkesi olmalıdır. Türkiye, Avrupalı güçler ile Asyalı güçler arasında bir seçime zorlanmak isteniyor..Oysa iki kutuplu dünya düzenini onaylamak ve bu iki güçten birine teslim olmak zorunda değiliz. Türkiye, kendi coğrafyasının ve Avrasya’nın merkez ülkesi olmalıdır.”
58 yıllık kalem ve kelam hayatında doğrudan yana, hakkın emirleri ve rızası dışında zerre kadar sapma göstermeyen, veya göstermemek için gayret gösteren bir kişi olarak, ben de aynen bu görüşlere ve tehlike çanlarının seslerine katılıyorum.
Her geçen gün küçülen, insanlarına sahip çıkamayan, on üç eyaletinin bağımsızlık istediği, Teksas’ın baş kaldırdığı, Nevyork’un arka sokaklarında bulunan çöplüklerden ekmek toplayarak karınlarını doyuran, içki, uyuşturucu, intihar, psikolojik depresyonlar, ahlaki değerlerin dibe vurduğu, aile içi cinsel saldırıların istatistikleri zorladığı, teknoloji ile yarışamayan, dünya ülkeleri ile arası açılan ABD. Türkiye gibi ülkeleri kobay olarak kullanmak istemekte, Dünyanın jandarması oma Megal-e İdeasını, Yahudi ve Mason işbirlikçileriyle yürütmek istemektedir.. Vietnam ve Irak istilası, İkiz Kuleler olayları, ABD.’yi Büyük bir çıkmazın içine sokmuş, Taliban ile baş edemeyen sözüm ona süper (!) devletin bitişine az bir zaman kalmıştır.
İlahi emirlere göre nice böyle süper görünen devletler, milletler tarih sahnesinden silinmiş, yok olmuş, yok olacaklardır. Gelecek inkılâbatı içinde en büyük ve gür sedânın İslam olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
“İran sınırında da, Suriye sınırında da füze istemiyoruz. Asyalı güçlerle Türkiye’yi karşı karşıya getirecek bu füze kalkanı çıkışını kabul etmiyoruz.
Eğer Türkiye, ABD ve NATO ile ittifak ilişkileri devam edecekse, adil bir ilişki üzerinde olmalı. Elli yıl önceye dönüp, birilerinin cephe ülkesi, garnizon ülkesi olmaya razı olmak mümkün değil. Onların düşmanlarını düşman, dostlarını dost kabul etme, onlar için ölme, onların refahı için Türkiye’yi hırpalama dönemi çoktan geçti.
Füze kalkanı çıkışı, kötü niyetli, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya, son yıllarda kendi çevresinde edindiği itibarı sıfırlamaya dönük bir komplo.. Kendi dostlarımızı belirleme, kendimiz için bir gelecek perspektifi çizme vakti şimdi. Topraklarımızda, komşularımıza yönelen füzeler, savunma hatları istemiyoruz..
Türkiye’nin bir savunma sistemine ihtiyaç duyduğu biliniyor. Türkiye için, Polonya’ya, Romanya’ya, Çek Cumhuriyeti’ne, Bulgaristan’a kurulan ya da kurulması planlanan Atlantik İttifakı’nın küresel savunma sisteminin bir ayağını Anadolu topraklarına kurmak çözüm değil.
Ankara’nın hava savunma sistemi arayışları artık farklı değerlendirilmeli. Önceden “ABD sistem kuracak İsrail füze sistemi satacak”tı. Ama artık İsrail bu pazarlıkta yok, olamayacak da. Arrow füzelerinin Türkiye’ye satışı böylece rafa kalktı.
Türkiye, İran’la sınırını Doğu-Batı sınırı olmasına, Batı’nın cephe hattı olmasına artık rıza göstermiyor. Güneyindeki Irak, Suriye, Lübnan gibi ülkelerle birlikte İran’la da ekonomik ilişkilerini hızla güçlendiren Türkiye, bölgenin yeni bir çatışma alanı olmasına karşı çıkıyor. Artık İsrail savaş uçakları ne Anadolu semalarında ne de İran sınırında. Tam tersi Türkiye, Çin’den Kızıldeniz’e kadar ekonomik, siyasi, askeri ortaklıkları önceliyor.” ( Kaynak: Mustafa Yürekli-Haber 7-mustafayurekli@gmail.com) ve Erdem Sezer TV. 5 )
Füze Kalkanı, ABD’nin son çırpınış senaryosu ve İslam âlemi için hazırlanan büyük bir tuzaktır. Türkiye’de bulunan Amerikan üslerinin sayısı ve yerlerini bilmeyenler öğrensin:
Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’de kullanacağı üsleri resmi kaynaklara göre şöyle:
Tekirdağ Çorlu Havaalanı
Çorlu Havaalanı lojistik destek amacıyla kullanılacak. Dev askeri nakliye uçakları C–130’ların inişine uygun piste sahip.
Mersin Limanı
ABD askerlerini getirecek gemiler bu limana da yanaşacak. Limanda derinleştirme çalışmaları yürütülüyor.
Konya Hava Üssü
3. Ana Jet Üs Komutanlığı bulunuyor. Türkiye’yi savunacak AWACS erken uyarı uçakları bu üsse getirildi.
Gaziantep – Batman Havaalanı
Gaziantep Havaalanı lojistik destek amacıyla kullanılacak. Batman’a 1 Patriot savunma sisteminin montajı yapıldı.
Sabiha Gökçen Havaalanı
Irak harekatında lojistik destek sağlayacak en önemli havaalanı. C–130 gibi dev nakliye uçaklarının inmesine uygun piste sahip. Irak harekatında ölecek ABD’li askerler bu üsse taşınacak.
Mersin Taşucu Limanı
Liman NATO askerlerine teslim edildi, girişe de NATO askerleri kondu. Tezkerenin kabul edilmesi durumunda, limana ABD gemileri yanaşacak. Limana bir de helikopter pisti inşa ediliyor.
İskenderun Limanı
Hollanda’dan getirilen Patriot hava savunma sistemleri bu limana indirildi. Türkiye’nin en geniş konteynır alanına sahip bulunuyor. 6 bin ABD askerinin İskenderun’a gelmesi bekleniyor.
Adana İncirlik Hava Üssü
ABD Hava Kuvvetleri’nin bölgede kurduğu tek harekat üssü. Üs, Irak’ın karadan karaya füzelerinin menzili dışında kalıyor. Kuzey Irak’ta uçuşa yasak bölgede kontrol, bu üsten yürütüyor.
Diyarbakır Hava Üssü
2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı bulunuyor. Muhtemel herekatta Türkiye’nin savunmasına katkıda bulunmak amacıyla Diyarbakır’a getirilen 2 Patriot hava savunma sistemleri bu üsse kuruldu. Diyarbakır ile Batman’da konuşlandırılan Patriot hava savunma sistemlerinde 360 Hollandalı askeri personel görev alıyor.
Şırnak – Silopi
1991’deki Körfez Savaşı’nda ABD ve İngiliz askerleri tarafından kullanılan Tank Taburu yine üs olacak. Sanayi sitesi askeri amaç için hazırlanıyor. Silopi’deki 300 işyeri kapasiteli boş sanayi sitesinin de askeri amaçla kullanılacağı belirtildi. Söz konusu işyerlerinin daha çok depo amaçlı olarak kullanılacağı belirtildi.
Mardin
İncirlik Üssü’ne ve İskenderun’a gelen ABD asker ve teçhizatları karayolu ile buraya sevk ediliyor. ABD’li yetkililer organize sanayi bölgesindeki onlarca fabrikayı 6 aylığına kiraladı. Kızıltepe’deki Işıklar Petrol, Mardin karayolundaki Kidaş İplik Fabrikası ve Nusaybin’de Çukobirlik’in depoları kiralandı. Mardin Havaalanı da tadilat görecek.
Şanlıurfa
Şanlıurfa’daki askeri üssün hava araçları yakıt ikmal noktası olarak kullanılması öngörülüyor. ABD’nin söz konusu hava ve kara üslerinin yanı sıra Şırnak’ın İdil ilçesine bağlı Oyalı bölgesi ile Diyarbakır Dicle, Gaziantep Oğuzeli, Şanlıurfa’nın Birecik ve Viranşehir ilçelerinde de kara üsleri kurmayı hedeflediği öğrenildi. Yeni yerler bilinmiyor…
Her türlü şer odakları ve emperyalist güçlere, Yahudi/mason işbirliğine rağmen, Müslüman ve istiklal mücadelesi vermiş aziz ürk milleti, özellikle şuurlu Müslümanlar uyanık olmalı, son Osmanlı kalesi üzerinde paylaşım planlarına âlet olmamalıdır. Millî meselelerde partizanlık ortadan kalkar, tek yürek/tek bilek/tek vücut olarak mücadele yapılır, gayret gösterilir ve üzerimize düşen görev başlar.
Bu milleti Tanzimat’la başlayan bâtılılaşma hareketi tarihinden bugüne kadar uyutanlar, yalan söyleyen tarihin yalanlarını yutturmaya çalışanlar, ayakla başların yer değiştirdiği, sapla/samanın birbirine karıştığı ve sahte devirimcilerin at oynattığı, taklidi iman sahibi Müslümanların cihadı terk etmeleri yüzünden, son karakolu, Medine ışığını, medeniyetini ortadan kaldırmak istiyorlar. Güçleri yetmeyecek, Allah’ın dediği olacaktır. Allah vaadinde mutlak hakimdir, öbürleri fasa/fiso…
24 Kasım 2010 / Çarşamba günü ÂŞIKLAR YAZARLAR ŞAİRLER DERNEĞİ merkezinde yapılan basın toplantısında okunan bir şiirimizle yazımızı noktalayalım.
“GOHOM!”, DEFOL GİT, ÇEKİL İÇİMİZDEN…
AMERİKA, “SAM AMCA” SIN, GİRDİN İÇİMİZE,
KARIŞTIN, BULAŞTIN; NEDEN, NİÇİN, HİÇİMİZE?
KAPUT VERDİN, SPİRAL TAKTIRDIN PİÇİMİZE,
KISIR ETTİN, AŞI YAPTIN, OĞLAK, KEÇİMİZE,
“GOHOM!”, DEFOL GİT, UZAKLAŞ, YOK OL İÇİMİZDEN!
KARDEŞLERİN; YAHUDİ, MASON, YUNAN UŞAĞI,
BİLİRSİN OSMANLININ CEPKEN İLE KUŞAĞI,
BUÇUK TARİHİN VAR, TÜM DEVLETLERDEN AŞAĞI,
PALALAR ÇEKİLİR, SIRTINA VURURLAR KAŞAĞI,
“GOHOM!”, DEFOL GİT, UZAKLAŞ, TOZ OL İÇİMİZDEN!
VİETNAM, AFGANİSTAN, IRAK’I İŞGAL ETTİN,
GARGAT EKMEK İÇİN “İSRAİL ÇÖLÜ”NE GİTTİN,
İKİZ KULELER OYUNUNDA; TÜKENDİN, BİTTİN,
SÜPER DEVLET OLMAN, SENE-İ SİTTİN,
“GOHOM!”, DEFOL GİT, IRAKLAŞ, YOK OL İÇİMİZDEN!
GÜCÜN BİTTİ, COĞRAFYADA KALDIN TEK BAŞINA,
ORHUN KİTÂBELERİNDE BAK TÜRKÜN TAŞINA,
MÜSLÜMAN MİLLETİN BOYA ÇEKME HİLÂL KAŞINA
KEMÂLİ VURGUNDUR, OSMANLI TARİH YAŞINA.
“GOHOM!”, DEFOL GİT, IRAKLAŞ, YOK OL İÇİMİZDEN!