Dinimizle ilgili merak etmiş olduğum bir konuda bilgi edinmek için kitaplığımdaki 12 ciltli Sahihi Buhari’nin hadis kitaplarına baş vururum. Öyle ilginç ve mükemmel konulara dokunur ki gözlerim, sözcüklerini aşar.
Zira o asırda yaşamış insanlara dair sosyal, psikolojik, ekonomik yaşantılarından söz eder ve kıssadan hikayeler yazılıdır.
Birini aklımda kaldığı kadarıyla kalemimden size aktarmak istiyorum:
Hz. Muhammed namaz sonrası sahabe ve ashabları onun mübarek sohbetini dinlerlermiş.
Yine bir namaz sonrasında Hz. Osman Peygamberimizi yemeğe davet etmiş. Peygamberimiz davete ashabıyla icabet ederken, yolda yürürken adımlarını kısa kısa attığını görenler sormuş:
“Ya Allah Resulü, bu temkinli ve yavaş yürümenizin sebebi nedir?”
Hz. Muhammed ;
“Osman bana ‘Attığın her adımına 100 kölemi azad edeceğim ya Allah’ın Resulü,’ Melekler yeryüzüne inmiş, secdeler. Onlara basmamak için yürüyorum.”
Bunu duyan Hz. Ali çok duygulanmış. Koşmuş eşine yalvarmış:
“Ya Fatma, babamızı yemeğe davet edelim ne olur.”
Tabi o yıllar kuraklık yıllarıymış. Hz. Fatma’ nın yüzü gölgelenmiş. Çünkü peygamber babası yalnız gelmiyor, çevresiyle davetlere gidiyormuş.
” Ya Ali, evimizde kuraklık nedeniyle pek bir şey yok. Ama babamı davet et. Sofra Allah’ındır. Herkes nasibini yer. Davetini yap.O mutlaka gelir.”
Hz. Ali doğruca mescide koşmuş:
” Ya Allah’ın Resulü, Allah rızası için bize yemeğe gelir misin?”
Hz. Muhammed daveti kabul etmiş. Damadının evine giderken parmak uçlarında seke seke yürüyormuş. Tabi o böyle yürüdükçe yanındakiler de çekine çekine yol alıyorlarmış. Sormuşlar:
” Ya Allah Resulü, neden böyle yürüyorsunuz, yine melekler mi?”
Hz. Muhammed yüzü gülerken de gözlerini silmiş:
“Az önce arkadaşım Cebrail geldi kulağıma söylediği sözlere mutlu oldum. Sevincim bundandır…”
Ashabı, sahabeleri merak ve ilgiyle sormuşlar:
“Allah ne dedi, biz de bilelim, biz de sevinelim ya Resulullah?”
Hz. Muhammed bunun üzerine:
“Söyle Habibime. Kızı ve damadı benim için yemek yedireceklermiş. Bu beni çok sevindirdi. Habibimin, attığı her adım için Cehennemde yüz bin insanı azad edeceğim.'”
.
Annem ne zaman mutfağımızda balık veya benzeri kızartmaları pişirmiş olsa, komşulara dağıtmam için ayrı ayrı tabaklara koyardı. Derdi ki:
“Sofrada eller, ne kadar fazla olursa sevabı da o kadar büyüktür kızım.”
Allah rahmet eylesin.
Kadir geceniz mübarek olsun.
Emine Pişiren/Kocaeli