Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
Her sabah güne başlarken Gün/Aydın demek bir gülümsenin yanında ne kadarda güzel gidiyor değil mi?.. Tıpkı sıcak bir simitin, bir dilim beyaz peynirin, yanında olması gereken bir bardak çay gibi, ya da sesini özlediğin sevdiğin bir dostla, arkadaşla, kardeşim deyip yüreğine kundakladığınla o simiti paylaşmak gibi…
YAZMAK
Saygıdeğer dostlarım, öncelikle huzurunuzda Gazi Mustafa Kemal Atatürk`e tekrar teşekkür etmek istiyorum!. Onun sayesinde bilim ve mantığın, klişeleşmiş olgulardan ve kesinlikle doğru olduğu sanılan dogmalardan ne kadar farklı olduğunu, gerçekçiliğin ne demek olduğunu bir kez daha gördüm.
Etraftaki birçok “olumsuzluğa”, “tekdüzeliğe” rağmen fikir üretip, Türklük yolunda, birlik beraberlik yolunda, dil birliği kardeşliği ve biz olma yolunda bunu kitlelere sunmanın ne demek olduğunu, hatta bu durumda çoğu zaman yalnız kalmanın nasıl olduğunu, hissettim.
“Neden olmasın?“ sorusundan sonra, olamayacakları olur yapan inatçı çalışkanlığı ilk kez onun tarihe attığı imza ile hissettim.
İnsanlık değerleri göz önünde tutularak Dünya devletleri nezdinde bir Türk evladı olarak çok çabuk entegre edilip, sonunda her yerde şahsiyetime saygı duyulmasını sağladığı için ona minnettarım. Atam, senin sayende Türk olmaktan gurur duyuyorum ve bugün bunu burada alnım açık söyleyebiliyorum. Belki sen birçok kişi için “sadece“ bir savaş kahramanı ve devlet adamısın. Ama ben seni anlayan torunlarının, evlatlarının arasındayım.
Ve hür bir Türk vatandaşı olarak yazıyorum fikirlerimi, düşüncelerimi…
Bazı anlar vardır ya; ya vardır ya yoktur…
Göremezsin karanlıktan, çarparsın duvarlara…
Ama yine de yürürsün…
Bir sonraki adımın boşluk olsa bile yürürsün çünkü bir hedefin vardır…
Ben kalemimin sevgi gözlerine bakmaktan hiç korkmadım… Ve yazdım.. Çünkü yazmayı sevdim, sevdim diye geçmişte ustalarım el verdi…. Her okuduğumdan bir kelime dağarcığıma harç oldu, taş oldu, bir koca gönül sarayı ördüm… Ve sevmenin önemini öğrendim, gönül sarayıma sevgi ektim…
Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir. Söyleyeceğiniz sözü yazmak, sizi düşünmeye ve düşüncelerinizi tasfiyeye sevk eder. Ben bir şey söylediğim zaman, söylenen o şey anında ve kati olarak ehemmiyetini yitiriyor. Bir şey yazdığım zaman da öyle; ama yazılan şey, bazen yeni bir ehemmiyet kazanıyor…
Ne gelirse içten onu yazmak güzeldir. En azından açık seçik gösterir ne düşünüldüğünü. Bir yıldıza hasret geçen bir ömrün, ne getirip getirmediğini ancak bu şekilde anlayabilirsiniz…
Her yazım benim için bir yolculuktur. Bu yolculukları benimle ve arkadaşları ile paylaşan, her zaman yanımda olan dostlarıma teşekkür ederim…
Her gün yeni ve aydınlık yolculuklara devam…
Yazmak bitmiyor. Yazacak hiçbir şey kalmasa da yazmak bitmiyor. Hep yazıyor insan çünkü hep yaşıyor… nefes alıyor… Ve mutlu oluyor…
Mutluluk… 3 hece, ama bize hep gece…
Bazen mutlu olmayı bile beceremiyoruz… Tam gülecekken hüzün çöküveriyor içimize…
Göz kapaklarımız düşüyor… Ve kirpiklerimiz ıslanıyor aniden…
Sonra diyoruz ki gülecek miydik biz?.
Unutuyoruz…
Unutturuyor hüzünler…
Olsun be olsun… Böyle yaşamayı seçtik biz… ve okuyup, yazıyoruz Rabbime şükür…
Her insanın bir günleri ve bazenleri vardır… Hiç gelmeyen ve hiç bitmeyen!!..
Bir gün der ekler sonu en güzel kelimeleri…
Bazen der kaçası gelir kelimelerin bile… Ve bu bir kısır döngü gibi devam eder durur aslında…
Ta ki bütünleştirene kadar duayla…
Bazenlari ve bir günleri birleştirene kadar duayla…
Sanmayın bu, bu kadar kolay… Değil…
Yüreğine inecek… Yüreğinden dökülecek kelimeler…
Ancak, ancak işte o zaman bozulacak bu kısır döngü…
Sonra ne mi?..
Sonrası huzur… iç huzur… seni yiyip bitiren o sıkıntının huzuru…
Daha ne olsun!!..
Hamdolsun… Geçer mi dersin!..
Bu da geçer ya hu diyebilir miyim bende?..
Tabi ki dersin, dersin ve yazarsın, iç huzurunu son noktada yüreğinde hissedersin…
Kur’an-ı Kerim’in 96. Sırasında bulunan Alak Suresi, “Oku” ayeti ile başlayan ve Hz. Muhammed’e tebliğ edilen ilk suredir.
Ve der ki; “İkra’ bismi rabbikellezi hâlak.” Yani, “Yaratan rabbinin adıyla oku.” (Alak, 96/1) “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak” dan yarattı.” “Oku! Senin Rabbin en cömert olandır.” Ve devam eder; O, kalemle yazmayı öğretendir, insana bilmediğini öğretendir.
Ve düşünürüm neden!… İki kelime oku bir kelime yaz!..
Keyifsizliğimi kalbimin en ücra kösesinde saklayabilsem ah! Ve kimseye anlatmadan susabilsem toprağa kadar… Yazsam… Yazdıklarımı bulamasalar… Kendimi sakladığım yeri unutsam…
Bir mevsim sarhoşluğu deyip, bir ağaç gölgesine sinsem…
Deli taklidi yapsam da kimse bana yanaşmasa…
Kendime gelip, sonra annemin mezar kucağında, hıçkırarak ağlasam, ağlayarak uyusam…
İşte böyle dostlarım, kardeşlerim, arkadaşlarım, hısım ve akrabalarım: Bir hayli zamandır dağların taşımadığını biz insanlar üstlendik. Şimdi bunu güçsüzlerin omuzlarında biriktirmenin gayretini taşıyoruz.
Böyle yaparak bu sorumlulukları üstümüzden attığımızı sanıp aldanıyoruz. Güçsüzlerin kaybedecek bir şeyleri yoktur Hanımlar, Beyler, çünkü güçsüzler bu hayatın öyle ya da böyle elbet bir gün biteceğini iyi bilirler.
Onlar buranın süsüyle ilgilenmezler. Hiçbir makam, hiçbir mevki ve buradaki hiçbir irade, o güçsüzü Allah’a giden yolundan döndüremez. Bu halleriyle de buradaki güçsüzlerden daha güçlü kimse yoktur. Onların üzerlerinden geçen tüm yollar uçuruma varır ve onları basamak hissiyatına kapılan adımlar daha hayatta iken kırılır!..
Ve güçsüzlerde bu emaneti yere düşürürlerse, işte o zaman maazallah istisnasız hepimiz bunun altında kalırız.
Ve ben bundan dehşete kapılır Allah’a sığınırım. Güçsüzlerin hâkimiyeti ve kuvveti yalnız Allah’tandır!.. Ve Allaha sığının, her şey ona aittir, her hikmet ondandır…
Unutmayın ki hayatta hep olduğunuz kadar varsınız…
Ve şairin şu sözlerine kulak verin;
“Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi, sevgiyi, sevmeyi unutmayınız…”
O nedenle vakit kaybetmeyelim kötülüklerle…
Her gün yeni ve aydınlık yolculuklara devam hayatı severek… Çünkü hayat sevince güzel…
Güne katılacak en güzel şey sevgidir diyerek sevgilerin en güzeli ile ‘Gününüz hep aydınlık’ olsun…
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir…
Gönül soframdan gönül sofranıza sevgi ve muhabbetler gönderiyorum…
Hoş kalın, hoşça kalın ama hep sevgiyle dostça kalın… Günün birinde, bir yerde, bu mahşeri kalabalıkta karşılaşmak ve hiçlik makamında oturup, selamlaşıp, muhabbet etmek, görüşmek ümidiyle hayırlı Cumalar…
#öskurşun#