Ebû İdris el-Havlânî’nin, Ebû Zerr’den rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) Hz. Âdem’e on sahifelik bir kitap indirildiğini söylemiştir. (Abdurrahman Hubneke’l-Meydânî, el-Akidetü’l-İslamiyye ve Usûsuhâ, II, 260)
Cebrail Aleyhisselâm, Âdem Aleyhisselâma yazı yazmayı öğrettiği için, Âdem Aleyhisselâm, inen sahifeleri kendi el yazısı ile yazdı.(1) Taberî-Tarih C.1.S.75, İbn.Esir-Kâmil c.1,s.47 Ibnünnedîm-Fihrist s.39)
Konumuz YAZI, ALFABE,.
İslam medeniyeti, Kuranı Kerim ve Hadisleri dahil ederek, ilk yazının ne zaman ortaya çıktığını, harflerin kaynağını bilim üzerinden açıklayacağız.
Tevatürlere ve elimizde olmayanlara dayanarak Hz.Adem yazıyı biliyor diyemeyiz.. Hz. Adem yazıyı bilmiyordu da diyemeyiz.
Bizim diyeceğimiz tarih ilmi ışığında, arkeolojik buluntuları bilimin ışığında okura kıza özet geçmektir.
Kuranı Kerim’de Hz. Adem’in yazı bilip bilmediği ile ilgili bir ayet yoktur.
Yazının ilk ne zaman ortaya çıktığı ile ilgili bir ayet de yoktur.
Biz bilimsel tarihi olgular üzerinden günümüz arkeolojik bulguları kaynak almak zorundayız.
Bilinen ilk yazı tipi formlar, M.Ö. 3200 civarında antik Mısır’da hiyeroglif olarak ortaya çıktı.
Sümer yazısı ise Uruk şehrinde M.Ö 3200 lerde kullanılmaya başlansa bile M.Ö 4000 lere kadar tarihlenmektedir.
İlk Yazı, ilk alfabe formu olarak Sümer Yazısını kabul etmek daha doğru olacaktır.
Günümüzde kullanılan çoğu Alfabenin kaynağı ise Fenike Alfabesidir.
- Ö 1700- 1200 / bilim adamlarının farklı görüşleri var tarih açısından/ de kullanılmaya başlayan Fenike Alfabesi Sami kökenli Fenikelilerin yazısıdır.
Fenikelilerin yazıyı kimden, yada nereden etkilenerek geliştirdiği konusu belli olmamakla birlikte, bulundukları bölgenin hem Nil, hem Mezopotamya sahasının yanında olması hesabı ile Mısır ve Sümer etkisini kabul etmek yerinde olacaktır.
Aramilerin yazısı, Yunan- Helen yazısı ve Latin yazısı, Fenike alfabesi kökenli olduğu gibi Arap Elifbasıda Fenike yazısı kökenlidir.
Arap Alfabesinin kökeni Nebati alfabesinden, Nebati Alfabesinin kökeni Arami alfabesinden ve Arami alfabesinin kökeni Fenike Alfabesinden gelmektedir.
Babil Alfabesi Sümer kökenli, Asur, Keldani alfabeleri ise Babil kökenli Mezopotamya yazılarıdır. Asur ve Keldaniler, Sami uluslarıdır.
Yazının kaynağı Mezopotamya olduğu için, buradan etkilenerek kendi yazı yapılarını geliştiren kavimleri ve yazıları yazacağız.
Ama Çin yazısı kendi içinde gelişmiş bir yazı biçimidir. M.Ö 12.yy.
Türk / Runik- Orhun / yazısı kaynağı meçhuldür.
Anadolu’da ilk çağ kullanılan yazılardan Hitit yazısı Asur yazısından alınmış bir çivi yazısıdır. Anadolu Luvicesinin yazıldığı hiyoroglif özgün ama çivi yazıları Asur kökenlidir. Anadolu Halklarından Hurrilerde Babil kökenli yazı kullanmışlardır. Van civarındaki Urartular ise Asur kökenli alfabe geliştirmişlerdir. Urartuların aslının Kafkasya kökenli İbero-Kafkas olduğu dillerinin çözülmesi ile kesinlik kazanmıştır.
Anadolu halklarından Lidya, Likya, Friglerin yazı kökenleri Fenike alfabesine dayanan Helen- Yunan yazılarıdır.
İbranice, Berberi- Tifing yazıları Fenike yazısına dayanır. Geez Alfabesi- Eritre- Etopya alfabeleri de Fenike yazılarından alınmış alfabe ile yazılmıştır.
Hint Brahmi yazıları, Bengal yazılarının kaynağı da Fenike yazısıdır.
Tayland Alfabesinin etkilendiği yazı biçimi Güney Çin olmakla birlikte yazının kendine has stile kavuşması Brahmi alfabesinin de etkisinde olduğunu ve bu yazı sitilinin bir ölçüde Çin ve Ortadoğu alfabelerinin bir nevi harmanı olduğu kabul edilebilir.
Türk Alfabesi / Runik yazı / Norveç, Danimarka, İsveç yani Kuzey Cermenlerinin coğrafyasından Çin settine kadar olan bölgede kullanıldı. Ama, Türk alfabesinin kökenleri çözülebilmiş durumda değildir. Sogd Alfabesi ile ilişiği görülmemektedir. Uygurlar miladi 900 lardan itibaren Sogd alfabesini kullandılar. Sogd alfabesi ise tüm İran alfabeleri gibi Arami Alfabenin dolayısıyla Fenike alfabesinin türevidirler .
Gürcü alfabesi M.Ö 4 yüzyılda gelişmiş bir yazı sistemidir. Ermeni Alfabesi ise Miladi 5.asırda hristiyanlık ile gelişmiş özel bir yazı biçimidir. Bu iki yazının Ortadoğu yazı kalıplarından etkilenmeden geliştiğini ve orijinal olduğunu savunmak safdilliktir.
Görüldüğü gibi dünyada yaşayan 8 milyardan insan bugün okuma yazma biliyor. Bunu tarihi anlamda Sümer Çivi yazısına borçluyuz. Sümerlerin etnik kimliği ne olursa olsun şimdilik yazıyı insanlığa ilk armağan eden kadim ulus olarak kabul etmekteyiz. Fenikelileri ise koloniyal tarihlerinde bu yazıları hem geliştirme hem de dünyaya yayma konusunda tebirk etmek durumundayız.
Fenikelilerin Sami Ulusu olduğunu dillerinden anlamakla birlikte, Sümerleri ne Aryan ne Sami kabul edemiyoruz. Turani bir Millet olduğunu kabul eden bilim insanları olduğu halde biz bu görüşe şu an için katılmıyoruz. Ama, İtalya’da ilk site devletlerini kuran Etrükslerin, latin olmadıklarını, Hint Avrupa dil grubuna dahil olmadıklarını kendi İtalya- Almanya müze ziyaretlerimizde, okumalarımızda anlamış durumdayız.
Türk Tarihi açısından ise yazının ilk kullanıldığı çağın kesinlikle M.Ö 300 lerde Yenisey’de ortaya çıktığını bilmemize rağmen, bugün Arkeolojik bulgular tarihi daha geriye M.Ö 700 lere kadar götürmüş durumdadır.
Özellikle Esik Kurgan- Almatı, Kazakistan Altın Elbiseli Adam diye anılan buluntulardaki tas çok önemli bir tarihi belge hüviyetine haizdir. Sovyet Rusya zamanında 1969 yılında bulunan bu ören yerinin tarih bilimine açılmaması kendileri Slav-Köle olan ve tarihi anlamda ortaya çıkışları Miladi 7. asırda olan yazıları bir Yunan Krili alfabesi kopyası Rus milletinin kıskançlık ayıbıdır.
Kurganda üç binden fazla altın eşya, seramik küpler, tahta tabaklar, eyer örtüleri, tahta eyerler, silahlar ve iki gümüş çanak bulunmuştur. Gerçekçi süsleme sanatı bu kurganda da bulunmuştur. Kurgandan çıkan kalıntılar günümüzde Ermitaj Müzesinde sergilenmektedir.
Altın sanatının, eşyaların özelliklerinin ve tasfirlerin özellikle Avrupa’ya giden Hunlarınkine benzeşmesi de İskit-Saka ulusunun Turan olduğunu delillendirmektedir. Yakutistanda Saha- Saka Türkleri, Ahıska- Mesket, Mesaget kelimelerinin kullanımının bugün Gürcistan- Kuzey Doğu bölgesindeki Türklere ait bir isim olması Türklerin coğrafi yayılımının çok daha geniş alanlarda olduğunun delilleridir. Özellikle Herodot’un İskitleri tarif edişi / Saka / İran söyleyişi- İskit / Yunan söyleyişi-/ onların Turani olduğunu isbata yetmektedir.
Yazımızın konusu Türkçe ve Türk alfabeleri olmadığı için Esik Kurgan’dan itibaren Türkçenin yazım alfabelerini başka bir makaleye bırakalım.
Anlaşılan konu insanlığın yazılı tarihi Mezopotamya ve Nil boylarında gelişmiştir.
Yazıların bir iletişim aracı olduğunu unutmadan, insanlığın ortak kaderinin önemli bir parçası, hatta insanlığı değiştiren yegane buluş olduğunu kabul ediyoruz.