Yağmur yağmaya devam ediyor, şehrin üstüne… Havada özgürce dans eden yağmur damlaları, hiç bir dil, din, renk, ırk ayrımı yapmadan, eşit miktarda dokunuyor hepimizin kirpiklerine. Eğiktir başımız yaz yağmurlarına… Hesapsızca, süzülerek inerler yeryüzüne.
Bir yağmur damlası olmak. Aynı anda, herkes ve her şeyin üzerine aynı güzellikte, aynı ritimle yağmak.
Bardaktan boşanırcasına yağan yaz yağmuru, bir anda tatlı bir kaçışmayı getirir beraberinde… Kalabalık, dev şehrin gürültüsü yağmurun sesiyle yer değiştirir. Şehir gri ceket giymiştir üzerine.
Ne güzeldir yağmurda yürümek. Her damla ile huzur bulmak,
Kötülüklerin, üzüntülerin damlalarla birlikte temizlendiğini hissetmek.
Her şey ama her şey ıslanır. Sıcaktan kavrulan ağaçlar, susuzluktan çatlayan toprak suya kanar…
Böyle bir sıra dışılık işte.. Bazen bir şemsiye altında birleştirir sevenleri, bazen de gözyaşları ile karışır yağmur damlaları. Sesi çınladıkça kulaklarında fakına varmadan dinlenirsin.
Korku yaratan şimşekleriyle,
Yıldırımlarıyla süsler gökyüzünü. Sessizliği bozan gürültüsüyle irkilirsin.
Eve dönmek istemez, yolu uzatırsın. Sokak, sokak… Şemsiyeni kapatırsın. Islanmak için… Bir yandan yürürsün, bir yandan da ıslanırsın, her damlası ile uyanır, her damlası ile yüreğine bir huzur tohumu daha atarsın. Gece gündüz demeden.
Ne güzeldir, ne güzel… Yeryüzündeki tohum ve bitkiler, işte bu yağmur damlalarında hayat bulurlar. Ormanlar da, yağmurlar ile gelişir ve beslenirler. Bayramıdır yeryüzünün.
Yabancı değildir, hiç bir yağmur damlası… Hani bazen olur ya…
“Yaz yağmurları gibi
dökülür gözyaşlarımız
sağanak sağanak
yanaklarımızdan…”
Unutma, geç yağan yağmurlar, hayat vermez kurumuş çiçeklere.
Yaz yağmurunun altında delice ıslanmak iyi gelecektir hepimize…
Gün ışığında çıkmayan hislerimizi fark edebiliriz.
”Yaz yağmuru “ ile birlikte fısıldayarak yürümek için durma.
Haydi, “Yağmurun sesine bak.” şarkısıyla anılarda yolculuk başlasın…
Hayat güzel, yağmur güzel…