Çarpıtmadan, saptırmadan. elini vicdanından ayırmadan, adam gibi yaz. Zira zaman seni, şahit olduklarının tamamını dosdoğru ve olduğu gibi yazmaya görevli kılmıştır. Sen, ne birilerine kulluk, ne de birilerine kuyrukluk edersin. Biz öyle biliriz.
Gelecek, salt vereceğin bilgiler üzerine değil, aktaracağın dersler ve ibretler üzerine kurulacaktır. İşte bu nedenle “adam gibi”liğine her zamandan çok ihtiyaç var.
Ne kul, ne kıl, ne kuyruk ol ki; geleceğe dair Türk demokrasisinin sana büyük borcu olsun!..
* “Türkiye bir hukuk devletidir”. Türkiye Cumhuriyeti. Anayasa’sında bu hüküm var mıdır? Vardır!..
* “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.”
* “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar…”
* “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez”…
Bu hükümler de eksiksiz kayıt altında mıdır? Evet!..
Yaz öyleyse; adam gibi: Yıl 2019, aylardan Mart; çiğnenen yasaları yaz!.. Kayda bile geçmeyen hukuksuzlukları yaz!.. Çift şapkalı ucube yönetim sisteminin hangi yetki altında hangi sorumluluklar yüklendiğini – hangi sorumsuzluklara sığındığını yaz!..
*
Şahitsin madem!.. Yaz… Ama adam gibi yaz:
“%12 işsizlikten söz ediyorsun da; %88 iş sahibi olanlardan niye söz etmiyorsun” diyebilen bir zihniyetin; İşsizliğin %50-1’e kadar uzanmadıkça, istihdam başarısı sayılacağını varsaydığını yaz… Bu söylemle dünya aleme kepaze olduğumuzu yaz. Tıpkı; %50+1’in demokrasi(!) adına tahakküm kurmaya yeteceği inancının topluma yerleştirilmek istendiğinde olduğu gibi!..
Yaz; şahitsen!..
50 milyon $’lık yatırımı bulamayıp, milyarlarca $’lık milli silah fabrikasını yabancı ortağa kiralarken (aslında satarken), sarayın özel hizmetine tahsis edilmiş onlarca uçaktan sadece bir tanesinin 500.000.000 $’a yeni satın alındığını yaz!. Şunu da yaz parantez içinde: Bu ultra modern lüks hastaneli uçan sarayın, dünyada sayılı olduğunu, demokratik ülkelerin hiçbirinde bulunmadığını, ancak zengin Arap Şeyhlerin de var olduğunu yaz. Üstelik adı geçen ülke tarafından özel hibeymiş gibi kamu oyuna duyurulduğunu da yaz.
Dilersen, Ey Koca Tarih; şunu da ekle bu satırın altına: Bunu benim külahıma anlat!.
Belki günün birinde “Ay’a dört şeritli yol”a inanlar da ikna olurlar.
*
Yaz!.. Devletin resmi kurumu TUİK’ ten (Mart 2019) alıntıdır diye geç kayıtlarına:
4 kişilik ailenin, SADECE GIDA HARCAMALARI açlık sınırı: 2014 TL.
Diğer harcamaları ile yoksulluk sınırı 6560 TL
Bekar, çocuksuz bir işçinin “yaşama maliyeti”: 2454 TL
Dön ve şu basit hesapları al kayıtlarına 2019’un T.C.’si için:
Uçan saray 500.000.000 $ x 5.5 TL kuru = 2.750.000.000 TL
2.750.000.000 TL uçansaray / 2014 TL (4 kişilik aile açlık sınırı) = 1.365.442 aile
Yani’si şu ki hesabın; bir uçak bedeli ile, 1 milyon, 365 bin 442 aile; yani 4 kişiden (VERİLEN RAKAM 4 KİŞİLİK AİLE İÇİN) 5 milyon 461 bin 767 kişi, açlık sınırında da olsa doyabilir!..
*
Ve de ki; Ey Koca tarih:
Seçim alanında, insancıklar; başlarına fırlatılan üç paralık çay paketlerinden bir taneciğini kapabilmek için, yürüyen seçim aracının ardından üç paralık kiloluk bir havlu kapabilmek için birbirlerini ezerek kavgalı, amansız yarış veriyorlardı.
Üzülsem de kahrolsam da, utansam da, bizzat şahit olduğum için kahırla yazıyorum de… “İçler acısı!..” Diye ekle Ey Koca Tarih!..
Ve kaydına geç ki; yıl 2019’unun Türkiye’sinin bir daha bu durumlara düşmemesi için hem ibret hem de önlem alsın gelecek kuşaklar.
Ve bir şeyi daha (yeniden) tembihlemeyi unutma Türk halkına:
“Yetkiyi sandıkta veren sendin!.. Vakit kaybetmeden verdiğin bu ucube yetkiyi yine sandıkta geri alacak olan da sen olmalısın… Hem de VAKTİ GELMİŞKEN!”
(DEVAMI SEÇİM SONRASINA KALSIN YAZIMIZIN)
29 Mart 2019
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci – DENİZLİ