Yat Limanı’na karşı Değiller miş? Ruhsata Aykırı İnşaat Yapılıyor muş!
Aslında sivil bir girişim olan ama kendilerine ‘Kent Şurası’ ismini veren arkadaşlarımızla iki yazı yazdıktan sonra tanışma fırsatı bulduk. Artemis Otel’de yaptıkları toplantıya bizi davet ettiler. Ve toplantıya icap ettik.
Ve inanın; iki yazı yazmasak ne böyle bir toplantı yapılmış olacak, ne de arkadaşlarımız bizzat Şura içinde bulunan Esnaf Odası Başkanı Rahmi Yazıcı’nın Yat Limanı ile ilgili hazırlamış olduğu sunumu izleme fırsatları ve bilgilenme fırsatları olacaktı.
*****
Derslerini iyi çalışmayan, bugüne kadar yaptıkları açıklamalarla; ‘Dr. Hasan Akgün’ muhalefeti olmaktan ileri gitmeyenlere yönelik yaptığımız eleştiri-lerde ne kadar haklı olduğumuzu gözlerimizle gördük.
Yat Limanı inşaatı ile ilgili detaylara sahip olan ‘Şura Üyesi’ Yazıcı’dan bile bilgi almayan, Yazıcı’nın da bilgilendirmediği isimlerin pardon Şura’nın, nasıl eksik çalıştığı dünkü toplantıyla ortaya çıkmış oldu.
*****
Düşünebiliyor musunuz, Yat Limanı inşaatının ruhsatlı olduğu hemen yanı başlarında bulunan isim tarafından biliniyor. Ancak ismi büyük Kent Şurası üyeleri; (ilginçtir büyük çoğunluğu yeminli Dr. Akgün muhaliflerinden oluşuyor) liman inşaatının ruhsatının olup olmadığını bilmiyorlar ve bilmedikleri içinde ‘tahmin ediyoruz’ diyerek durdurulmasını talep edebiliyorlar.
Şura’nın başkanlığını yapan Mehmet Mert arkadaşımızda, tahminli dilekçe verilmesini gazetesinde manşet haber yapıyor ve ‘sen de bir dilekçe ver’ diye manşet atarak kamuoyuna çağrı yapıyordu.
*****
Ve ilginç olan ise şuydu: Şura Üyesi Mustafa Erken, ayağa kalkarak, ‘inşaatın ruhsatsız yapılamayacağını, ruhsatı olduğunu bildiklerini’ açıklıyor, inşaatın ruhsata uygun yapılıp yapılmadığını bilmediklerini ifade ediyordu. Ancak aynı Erken, kaymakamlığa verilen dilekçeyi götüren heyetin içinde bulunduğunu unutuyordu.
Ve sonuçta, ‘inşaatın ruhsatsız olduğunu tahmin eden’ dilekçeyi veren ismin eski Belediye Meclis Üyesi İbrahim Bilgin olduğunu öğreniyorduk.
*****
Belediye Başkanı’na neden Kent Konseyi kurmadığını soranlara, 90’lı yıllardan itibaren kentte, yasallaşmadan önce neden Kent Meclisi kurmadıklarını sorduğumuzda, sorumuz havada kalıyordu. Ve bununla ilgili Akgün’e Kent Konseyi’nin kurmasına yönelik yazı yazdığımızı, ismi cafcaflı Kent Şurası üyelerine hatırlatmak zorunda kalıyorduk.
Yazdığım yazılarda belirttim ve belirtemeye devam edeceğim. Ben bir kente Yat Limanı yapılmasından yanayım. 600 tane ekonomik olarak üst seviyede olan insanların yatları ile Büyükçekmece’ye demir atmalarının, kente deniz yoluyla gelmelerinin, ihtiyaçlarını karşılayacak AVM, kulüp ve yeme içme yerleri gibi işletmelerin kente büyük katkı katacağına inanı-yorum.
Ancak yer seçimi, ihale olayı, ruhsat meselesi tartışmalarının ayrı olduğuna inanıyorum. Bunlarla ilgili her sivil girişimin ya da tek başına bir yurttaşında soru sormasını, araştırmasını da demokratik bir hak olarak düşünüyorum.
Bugüne kadar kamuoyu algılamasında ‘yapılan her şeye karşıyız’ izlenimi yaratan, her işte yolsuzluk arayanların kamuoyuna verdikleri fotoğrafın negatif olduğunu ifade etmek isterim.
*****
Yat Limanı ile bilgilendirmenin, sivil girişim kuranların kendi aralarında ilk günden yapılmasının, olayın tüm boyutları ile araştırıldıktan sonra kamuoyuna deklere edilmesinin daha doğru olacağını dün görmüş olmalarını diliyorum.
Evet, bir kentin içinde birkaç insan bir araya gelebilir, sadece bir konuyu kendilerine hedef seçebilir, bununla ilgili bir faaliyet yürütebilirler. Sonuç alırlar ya da almazlar ayrı bir şey ancak, Şura üyelerinin yaptığı bu değildir. Kentle ilgili söz söyleyeceklerse, katkıda bulunacak iseler öncelikle önyargılarından arınarak bu girişimleri yapmaları gerekir. Geçmiş ve bugün özel hesaplarla bunun yapılmasını doğru bulmuyorum.
Kent Meclislerinin yerine kendini koyan bir girişimin de, kamuoyunda ‘belediye başkanına muhalif isimlerden oluşanlar’ diye algılanmasında birilerinin değil, öncelikle kendilerinin kusuru olduğunu görmelerini öneririm.
*****
Bir hatırlatma daha, Kent Meclislerinin ne işe yaradığını yasanın ilgili maddesine bakarak yol yürümelerinin de daha doğru olduğunu da ifade etmek isterim. Ve şunu özellikle belirtmek isterim ki, kurdukları oluşum bir Kent Meclisi değildir, hele hele ki Kent Şurası asla değildir, zaten başından itibaren de, doğru olmayan bir nitelendirmedir.
*****
Kent Şurası, 30 sivil toplum örgütten oluşuyormuş ve isimler şunlar: Haberdar Gazetesi Mehmet Mert, AK Parti İlçe Başkanı (karşısında bir isim yok), CHP İlçe Başkanı Kerim Menteşoğlu, MHP İlçe Başkanı A. Yavuz Güneş, Artemis Otel Hüseyin Çorbacıoğlu, Muhtarlar Derneği Alkış Barış, Emekliler Derneği Armağan Can, Emekliler Derneği Uğur Sayaner, 2000 Tıp Merkezi Ali Şeker, Esnaf Odası Rahmi Yazıcı, Ziraat Odası Recep Erol, Jimnastik Kulübü Melek Bozkurt, Dinamik Çizgi Serdal Talu, Yerel Katılım Derneği Köksal Çebi, Trabzonlular Derneği Ömer Kaya, Tüketiciler Derneği Mustafa Erken, Trakyalılar Derneği Ercan Çiftçi, Eski Meclis Üyesi İbrahim Bilgin, İnsan Hakları K. Zaide Kadıoğlu, Batıköy Muhtarı Seher İlhan, Pınartepe Muhtarı İbrahım Işık, Silivri Platformu Baki Çiftçi, Çevre Derneği Utku Kızıltan, Yolsuzluk Derneği (bu benim bilerek yaptığım bir şey değil metinde öyle yazıyor) Ece Soysev, Hizmet Derneği Kemal Dede, ADD Gürkan Serin, Balıkçılar Kooperatifi Bahattan ? (soyadı yazmıyor), Baro Elif Güngör, Eğitim Derneği Tomris Özgüroğlu.
*****
Ve bunların büyük çoğunluğu sivil toplum örgütü değildir. Siyasi partiler hele hele hiç değildir. Kişiler ise hiç mi hiç değildir. Gazeteler ve patronları da sivil girişim değildir.
‘Abartı yapacağız,’ ‘vay be 30 STK bir araya gelmiş’ denilsin diye bu tür şişirmelere hiç gerek yoktur. Düşünün, Silivri Platformu’ndan bile isim var.
Bu tür oluşumlarda halbu ki, STK temsilcileri bulunmak zorunda değildir. Kurumları temsil etmeyen 30 kişi bir araya gelebilir. Ve bunda herhangi bir mahzur da yoktur.
Yarın çıksa, yukarıdaki kuruluşların yöneticileri deseler ki,
‘O kişiler derneğimizi değil kendilerini temsil ediyorlar’ ne yapılacak, ne denilecektir?
Akgün, çağrımızı duymalı ve
gereğini yapmalıdır
Dr. Hasan Akgün, en kısa zamanda Büyükçekmece Kamuoyunu bilgilendirecek bir toplantı düzenlemelidir. Yat limanı için neden körfez içi seçilmiştir, projesi nasıldır, kente katkısı ne olacaktır, maliyeti nedir, hangi firma inşaatı üstlenmiştir, ruhsatı ne zaman alınmıştır, ruhsat dışı yapılaşma var mıdır ve kentin başka nerelerinde yat limanı yapılacaktır? Sorularına yanıt verecek açıklama yapmalıdır.
İnsanların haklı olarak ‘neden kurulmadığını sorduğu Kent Meclisi’ni de biran önce kurmalıdır. Ve yapacağı açıklamaya mutlaka, ‘eksik de, önyargılı da olsa’ tartışmasız sivil girişim olan Şura üyelerini toplantıya davet etmelidir.
Ve bu toplantıda kentteki en büyük katılım sağlanmalı, kanaat önderleri de davet edilmelidir. Ve bir ilk gerçekleştirilmeli.
Son söz: Bu toplantı aynı zamanda Kent Meclisi’nin ilk ve büyük adımı olmalıdır.