Yaşlılar yurdu, tarihi bir binanın çevrilmesiyle elde edilmişti. Bayramlarda ve özel günlerde ziyaretçi akınına uğrardı.
Yurtta hayatını sürdüren insanların çoğu, elden ayaktan düşkünler değildi. Birçoğu yalnız başına kalmak isteyen, rahatını ön plana alanlardı.
İlgimizi çeken kadın başkalarının da dikkatinden kaçmamış ki, sorduğumuzda kimseyle konuşmaz gibi olumsuz cevap aldık. Düşüncemiz korunduğu karanlık alanda gelip kalıyordu. Üzerine varsak, mağarasına saklanacaktı. Tanımak istense yüzü ekşir, adeta bulanırdı.
Kendine bilmeden de bir şey sorsalar, hortlak görmüş gibi tepki verirdi. Kitabına dalar, kimseyi görmez ve duymazdı. Arada gülümsediği de oluyordu. Arkadaş, “Sevecen ve hassas duygularla, yoğun olduğunu sanıyorum. Tepkili bir karakter olmasa gerek. Kim bilir ne problemler ve de ne travmalar geçirmiş, bir türlü atlatamıyordur,” dedi.
Bakıcılardan biri, “Paşa babasının konağında al bebek, gül bebek büyüdüğünü, babası ve beyinin şehit düşmeleri sonucu kimseyi istemez olmuş,” dedi.
Yurt elemanları, yaşlılarına çok iyi bakıyordu. Yaşlıların bakışları da elemanları çok sevdikleri belliydi. En yaşlılardan Nine, ellerini çarpar ve yavrum, diyerek elemanlardan istekte bulunurdu. Yanındaki daha genç arkadaşıysa şarkı söyler oynardı. Kalabalık ailede büyüdüğünü zorluklarla hayatını kazandığını söylerdi. Bahçe işleri bizi bitirdi, işlerin biri biter diğeri başlardı. İnsanında gücü bir yere kadar, bıraktım kaçtım, burada hayatımı yaşıyorum.
Uzun boylu, hafif kamburu çıkmış, bayan da onlara uymak istedi, hemen yerine oturdu. Gönül genç ama başım dönüyor dedi.
Bayanlardan kendi hülyalarına dalıp kapris yapanlar da yok değildi. Ortaya koyduğu ihtirasına herkesin katlanmasını istiyordu. Sırtına aldığı atkısıyla bir tur atıp geliyor ve yeni elbisesini tanıtıyordu. “Üzerinde önlük olduğunu düşünün, önlüksüz sınıfa girmediğini söylerdi. Turlarla gezdiği ülkeleri anlatır. Batılılar attan düşmüş aklı başına gelmiş, biz ise daha düşmedik, derdi.
Hayalindeki çiçekler hiç solmaz, onlarla gülerdi. Laboratuvara gireceği zaman ciddileşirdi. Bilimsel çalışma ciddi insanların işi dediğinde bir hoş oldum derdi.
Bahçeye iner, meyve ağaçlarıyla konuşur ve şarkı söylerdi. Çiçeklerinin koparılmasına şiddetle karşıydı. Çiçekleri bahçe kenarını donatırdı.
Ziyaretçilerin ilgisini çeken, elinde kitabıyla yüzünü ekşitmiş olan, kadının yanına giden görevliydi. Onu kaldırdı ve kapıya yöneldiler. Kapıya vardıklarında iki çocuktan biri kız ve diğeri erkek çocuklar sarıldı ve öptüler.
Seni bırakmıyoruz diyerek sarılıp götüreceğiz dediler. Görevliye eşyaları getirttiler ve çıkıp gittiler.
Hayat hikâyesi açık ve net olanların yanında sisli olanlar da kalmakta. Hayatını yaşıyorum diyen çektiklerini unutanlarda burada yaşamaya devam ederdi.