Sabah sis ve çiseyle kalktım, inanın içim karardı. Bu yaz gününde yine mi sis diyerek sızlandım, nereden geldi. Sınavları geçtim, güya tatile geldim. Fakat bir bahar gününe benzer boğucu hava ile karşılaştım. Tatilin güzelliğini meyvelerin olgunlaşmaya başlamasıyla oluşan güzelliğinde teselli buldum.
Meyvelerin dalları süsleyen güzelliği gibi bir o kadar çağlayan sularıyla dereyi ve gümbürdeyen dalgalarıyla denizi görmek için can atıyorum. Kardeşime söylediğimde, en az benim kadar heyecanlandı. Dere ve denizin en güzel taraflarını konuşarak hazırlandık.
Doğa bizim isteğimize göre güzelliğini sergilemiyordu ama sergilenenlere bayılıyorduk. Sabah denizde balık avı, akşam üzeri top oyunu ile sahadayız.
Kardeşim, “Deniz mevsimi başladı, saçlarımı kestireyim.” Dedi.
Arkadaşın sorması üzerine; “Pazar yerine yakın, yaşlı amcaya gideceğim.” Dedi. Arkadaşların gülmesi üzerine de “Yıllar kimsenin elinden kabiliyetini almaz. Amcanın mesleğini başarıyla sürdürdüğünü biliyorum. Yıllardır tanıyorum ve saçlarımı kesiyor.” Dedi.
Kardeşim sabah kahvaltıdan sonra, evden çıktı. Amca dükkânı temizlemiş ve havluları düzeltiyormuş. Yüzünde kederin izleri vardı. Düşünceliydi, dalıp gitmişti. İçeriye girdiğini fark etmemişti. “Hayırlı günler, kolay gelsin.” Dedikten sonra kapının yanındaki kanepeye oturdu. Ondan sonra amca farkına vardı ve hoş geldin öğretmenim, dedi.
Berber koltuğunu da düzenleyen amca, bazen istesen de yapamıyorsun. Çocuğuna söz geçiremiyorsun. Yıl içinde takip etmedik ve sınıfta kaldı. Canım sıkıldı, ne yapabilirim. Akıl verebilir misin? Demiş. Kardeşim, bugünden sonra yapılacak bir şey olamaz. İnsan öncelikle kendini aldatır. Çalışsın seneye geçsin sınıfını demiş. Amca, yıl içinde annesine iyi not aldığını söylüyor. Biz de böyle devam eder zannettik. Doğru söylemedi, hatamız gidip kontrol etmedik. Dersini anlamam, kafam da dayanmaz dedi.
Kardeşim, önümüzdeki yıl, okulla irtibatı kopartmayın, öğretmeniyle konuşun. Evde ne yaptığını öğretmenine söyleyin. Öğrenme kolay değildir, ciddiyet ister. Bir bilgiyi öğrenmen için, ilgili ve istekli olman gerekir. Çalışmayı, başarıyı arzu edeceksin. Umutlu olacaksın. Öğrenmede umutsuz veya kaygılı olmayacaksın. Derler ki, bal getirmeyen arı hırçın olur. Böyle çocuklar yıl içerisinde yaramazlık yapar, ana ve babayı üzer.
Amca, kardeşime bakmış ve okumasın, bahçe bekliyor. Okuyan çekip gidiyor. Toprakta çalışanımız kalmadı. Ağabeyleri okudular ve görevlerine gittiler. Gönderirim askere ve toprağa sahip çıkar. Kardeşim de doğru diyorsun, topraklar işlenmiyor, bakan kalmadı. Artık gezmek için geliniyor. Onlar ne kadar sahip çıkar.
Kardeşimin saçlarını kısa kestirmesini beğendim. Çünkü yaz sıcakları, denize gidiyoruz saç ile kim uğraşacak. Bu düşüncemi kardeşime de söyledim ve haftaya saçımı kestirmek üzere kahvaltıyı yapıp yaşlı berber amcaya gittim.
Amca, gazeteye bakıyordu. Selam verdim ve hayırlı işler dedim. Bana baktı. Elindeki gazete düştü. Heyecanlandı ve geçen gün saçlarını kesmedim mi dedi. Bir haftada saç bu kadar uzar mı dedi.
Ayağa kalktı ve saçlarıma tuttu. Olamaz dedi. Ben de sakin bir şekilde, demek ki oluyor dedim. İşte saçlarım, takma değil. Neden şaşırdınız dedim.
İnanamıyorum, çocuğun sınıfta kaldığını konuşmadık mı? Arada evet diyorum. Aklımı yiyeceğim bu nasıl oldu diyerek bana doğru eğildi. Baktım ki, gerçekten tanımadı, o zaman güldüm ve ben öğretmenin ikiziyim dedim.
Amca, rahat bir soluk aldı. İkiz olduğunuzu biliyordum ama unutmuşum dedi. Güldü, boşluğuma geldi, insanları da böyle aldatıyorlar dedi.
İkizimle olan tanımama olaylarına örnekleri konuştuk. Benim kadar kimse yanılmamıştır. Aklımı kaybedecektim. Bir haftada saç bu kadar uzar mı?
Yaşlı berber amcayla böyle bir olay yaşadım. Kardeşime anlattım ve çok güldü.