Çok eskiden Ulukepez kuşu bir haber getirir.
Kime?
Fil ülkesinin Sultanına.. başlayan kıtlık için canı sıkılan Sultana..
Der ki; “sultanım karıncalar ülkesinde çok bolluk, bereket var”..
Sultan emir verir ve karıncalara saldırırlar.
Karıncalar tümden yok olacakken Sultandan savaşı durdurmasını isterler.
Sultan, kendisine büyükçe bir saray yapmaları ve içine mavi elmastan bir taht oturtmaları şartıyla savaşı durdurur.
Sarayın içine de asırlık yiyecek ister. Karıncalar kabul eder, Kırmızı sakallı topal demirci karınca ise bunu kabul etmez ve kaçıp uzaklaşır.
Her şey yerine getirilir.
Sultan karıncaları fikren ve ruhen de kendine bağlı kılmak ister. Okullar açar. Bu okullar sürekli olarak kendisini fil zanneden karıncalar mezun eder; gazeteler, televizyonlar, radyolar sürekli olarak dünyadaki en büyük ve kahraman yaratığın filler sultanı olduğunu, karıncaların da çok çalışarak bir gün fil olabileceğini söyler.
Sultan Kırmızı sakallı karıncadan çok korkmaktadır. Kırmızı sakal, sultanı yenmek için bir plan yapar.
Bütün karıncaları bir araya getirir. Gündüz çalışırlarken gece filler sultanının sarayının etrafını ve altını sürekli olarak oyarlar. Sonunda kapıya çağrılan Sultan ve filler hoplayınca altlarındaki toprak çöker ve boğulurlar.
Hem siyasal hem sosyolojik unsurlar var bu efsanede.
Filler Sultanı egemen güçleri, karıncalar ezilenleri temsil eder.
Politik edebiyatın eşsiz örneklerinden biridir.
Sadece çocuklara değil, tüm insanlığa hitap eder.
Firdevsi’nin Şehname’sini örnek almıştır Yaşar Kemal. Gaddar hükümdar Dehhak ile onu yenen Demirci Kava temel kaynaktır.
Bu masal 977 ile 1010 arasında 60 bin beyitli bir destandır bu. İran Destanı..
Yazarlar için en güçlü büyü sözün büyüsüdür.
Temel mesele bağımsızlık ve mücadelesi ve kurtuluştur.
Masalda bir de sarı karıncalar geçer. Bu; iktidarın kandırıp kendi tarafına çevirdiği kesimleri temsil eder.
Sarıcalar, sarı sendikalar, güvenilmez güçler..
Egemenler her zaman halk kesimlerini “böl ve yönet” politikası izler ve aslında birlik olması gerekenleri çarpıştırırlar.
Egemen güçler hiç bir şeyle doymak bilmez.
Ölümü yok eden “yaşam suyu”nu isterler en sonunda.
Emir verirler, “çabuk bulun ve getirin” diye..
Ne mutlu ki, yeryüzünde her şeyin bir sonu vardır. Çünkü her şey akar akar..
Bu romanda alegorik bir anlatım var, eğretileme, metafor, simgesel anlatım, bir şeyin daha iyi anlatılması için sembolik bağ kurulması. Filler egemen güçleri, karıncalar emek dünyasını simgeler.
Elinde terazi olan gözü bağlı kadının adaleti temsil etmesi gibi. (Themis= bir kadın heykeli)
Bütün karıncalar birleşin
Saadetin ve adaletin özgürlüğü için..