Yaşantı özgürlük üzerine kuruludur. Özgürlük, her türlü karşıtlığa rağmen esastır. İnsanları baskı altına almakla, yaşantıyı daha özgür hâle getirilmez.
Toplum içinde, gücünü kullanıp karşındakini baskı altına alırsın. Onu istediğin gibi ezersin. Fakat ezdiğin insanın iç dünyasının özgür davranışını baskılayamazsın. Birilerine üstünlük sağlamak adına yapacağın hareketler, kişinin özgür ve mutlu yaşantısının yıkılmasıyla sonuçlanacaktır.
Bir insanın yaşantısı ve maddi yapısı nasıl gerçekse, bireylerin ve toplumun özgürlüğü de öyle gerçektir. İnsanın ruhu her zaman özgürdür. Yaşantı, zincirlenmiş olarak sona erse de yine de ruhu zincirli değildir.
İnsanların özgürlüğü kısıtlanamayacaksa, yönetenlerin kavgası nedendir. Toplumu kavgaya sürükleyip yaşantısını karartmanın ne alemi vardır. Maddi menfaati öne alıp kendisi için kavga eden yönetenlere uymamak gerekir. Kavga sonucunda, hangi toplum mutlu olmuştur.
Bugün gelişmiş Ülkeler diyoruz, bu açıdan düşündüğümüzde ne kadar ilkel oldukları ortaya çıkıyor. Altın ve gümüş denilen değerini yine insanın belirlediği maddeler için kavga ediyorsunuz. Toplumun yaşantısına ve mutluluğuna, altının etkisini açıklayabilir misiniz?
İnsan iradesi özgür yaşamaktan yanadır. Harika bir doğa parçasında, uyduların da çoksa çevrende hiçbir kimseyi koyma ez geç! Yaptığın doğru olur mu? Olduğunu kabul edelim gönlün rahat eder mi? Dünya sana kalacak mı? Birçok sorunun karşılığını görüyorsun ki, veremeyeceksin.
Yönetici diktatör bir anlayışta ise, toplumun felaketine neden olacaktır.
Toplumları aldatmak suretiyle maddi imkansızlıklar içerisinde kıvrandırıyorsun ve lüks bir yaşantısı olduğunu iddia ediyorsun. Yarın o seni ezmeye çalışacak ve böyle bir döngü devam edecektir. Yarın ezilmeyi beklemek ve korku içinde olmak iyi bir davranış olabilir mi?
Gerçek özgürlük, insanca yaşantısı olanlar içindir. Gerçek özgürlük maddeyle ölçülemez. Onun için de hiçbir şekilde, yeniden elde edilecek bir şey değildir.
Özgür ve duygulu olmak, sonsuz mutluluk demektir.