“Yok, öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak… Unutma, aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.”
Nazım Hikmet
Günümüzde insan gibi yaşamanın kimi bedelleri vardır. Küçük yaşam alanlarında bu daha tez fark edilir. Giyiminiz, görünümünüz ve tüm davranışlarınız kıskançlık yaratır ve kem gözlere yansır.
Bu yansıma sonucu konuşulanlar ya da dedikodular bir şekilde size dönüş yapar. Moral bozukluğu yaşatır. Ama dik durmak, aldırmamak önemlidir.
***
Cem Seymen, dik duruşlu bir İçanadolu insanı. Aslen Nevşehir Ürgüplüdür.
CNN Türk’te yayınlanan ‘A’dan Z’ye’ programını geçtiğimiz yıl aralık ayında ani bir kararla bitiren Cem Seymen, sosyal medyaya içini döktü.
Daha önce reytingler oldukça iyi giderken kendi inisiyatifiyle (üstünlüğüyle) böyle bir karar aldığını açıklayan Seymen’in son açıklamasındaki bazı göndermeler de oldukça dikkat çekti.
İşte Cem Seymen’in kişisel instagram hesabından yazdığı o çarpıcı yazı:
“ Hayatımda öğrendiğim en önemli kavram sabır. Haksızlıklara karşı direnmek öyle çok kolay bir şey değil. İnsan yalnızlaşır, karanlık bir tünelin içinde aşağı düşüyormuş gibi hisseder, tutunacak bir şeyler ararsın bulamazsın. Tutunacak şey kendinsindir aslında. Bunu anlamak zaman alır. Atış menziline girdiysen “dostların da” seyrekleşir. Sisteme kafa tutanın kafadarı olmaz. Cüzamlı gibi görürler seni.
Direneceksin arkadaş, bırakıp kaçmayacaksın. Yılmak kolay, yıkmak kolay, yakmak çok kolay… Sarsılsan da yıkılmadan direnecek misin onu de bana…
Kendinden taviz veremezsin. Çökemezsin. Güçtür doğru, ama sert rüzgârlara karşı göğsünü dimdik açtıkça içindeki kardelenler çıkar ortaya. Hissedersin kardelenlerin içindeki varlığını. Çimlenip açacağını bileceksin. Yoksa ilk sendelediğinde yıkılırsın. Yaşama direnmek için doğarız oysa. Bak evrene, tabiata. Her canlı ayakta kalmak için nasıl mücadeleyle başlıyor her sabaha. Niye pes edelim? Neden havlu atalım? İlk biz mi sorduk bu soruları sanki. Milyonlarca insandan biriyiz bunları hisseden. Zamanın içinde zerre kadar kıymeti yok.
Kıymeti olan şey ne biliyor musunuz? Hayal edip yaptıklarımız, her şeye, herkese rağmen çiğnetmediğimiz onurumuz, tutkularımız, heyecanımız, direnme gücümüz. Kimse bir hayale giden yolu kesemez. Kimse atan bir kalbi yerinden sökemez. Hiç kimse gerçeği öfkeyle örtemez. Gerçeğin kendine göre bir gücü vardır. Hiç ummadığın bir yerde kardelenler gibi çıkar. Hayatım boyunca buna inandım. Hayat beni hiç yanıltmadı. Elimi kalbimden hiç çekmedim çünkü.
Der ya Nazım hani: “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma, aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.” Onun için…
Ben sabredeceğim./Ne olursa olsun. Mücadele gücümü kaybetmem.
Gençlere hayal kurdurmak için buradayım ben. Ardahan’dakinin de bir şansı var biliyorum. O bilmiyorsa bunu ona hissettirmem lazım.
Çok çalışmalıyım çok. / Ah vah edecek vaktim yok benim.
Kimseye aldırmadan, bildiğim yolda, inandığım doğruda. İnatla, cesurca, korkusuzca yürüyeceğim. Belki bir umut arayan yürek duyar da ayağa kalkar diye…”
*