Yaşama sevinci; çelikleşmiş irademizle beslenmiş her zorluk karşısında “işte böyle” diyerek var gücümüzle asılmamızı sağlayan büyüdüğünüz veya yaşadığınız sevgi çemberi içinde kristalleşmiş mutluluklarımız değil midir?
Kocaman, kocaman sorunlarınızın gözünüz de küçücük küçücük görünmesine sebep olan, eksikliğinde, ne yapacağım şimdi ben demenize yol açan, yokluğunu da mutsuzluğunuzun tek nedeni olan his…
Sevmeyi öğrenince insanları, hayvanları, doğayı… Yıllar geçse de kişinin yaşama sevinci hiçbir zaman solmuyor. Düşünsenize deniz kenarında ki martıların kanat çırpmasını… Böyle bişey işte yaşama sevinci…
Bazende yaşarken farklı görünmek isteyen inan tipleri hep vardır. Çevremizde yaşamdan zevk alamayan insanlar… Bir konuşmaya şahit olmuştum sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.
Yaşama sevincini kaybetmiş bir insanın küçük bir hikayesi;
Çok güzel bir köyü, çok da güzel bir yüreği vardı ama yıllarca köyünü sevdirmeye çalışmış değer verdiklerine. Oysa öyle bir sindirilmişdi ki sanki köylü olmak kötü bir şeydi ona köyünü çok sevdim dediğimde şu cümlesini hiç unutamıyorum. ‘’Oraya gidince kendimi buluyorum yaşama sevinciyle doluyorum’’. O cümleyi kurduğunda gözlerindeki ışık görülmeye değerdi.
Şimdilerde köy sahibi oldu orda, burda yazıyor bizim köy Türkiye’nin en güzel köyü diye arkadaşı yurt dışındaki bir köyde fotoğraf çektirmiş ve altına şöyle bir yorum yapmış. ‘’Burası da köy mü gel sen bizim köyü gör’’. Bir insanı nasılda özüne çevirdiniz bir anda her şey böyledir işte.
Çoğu insan, olduğundan farklı görünmeyi ister. Kendi olmaktan çıkıp başka kimliklere bürünme çabası gösterirler. Bu günlük bir mesele değil, tarihler boyu süregelen bir davranış biçimidir. Bu nedenle yüce Mevlana ”Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” diye insanları uyarmış.
İnsanlar umutlar beslerler içlerinde, hayaller kurarlar… Gece masalıdır bu derinden yavaş yavaş, yepyeni başlatılmış bir hayatta bilmedikleri, sadece gece yataklarına uzandıkları zaman başınızı yastığa koyduğunuz da bakabildikleriniz. Kimi zamanlar da o küçücük pencereyi paylaşmak belki de… Sonra ucu bucağı belli olmayan rüyalarınızda bu hayalleri kovalamak.
Bazen karamsarlık içinde kâbuslarıyla boğuşurlar ama bir sabah evet işte bir sabah uyandıklarında umutsuzca attıkları o isteksiz adımlar belki de onları o bekledikleri güzelliğe yaşama sevincine götürüyordur olamaz mı?
Yaşama sevinci, sizi karanlıktan çıkarır. Sağlıklı nefes alabildiğinizin farkına vararak uyanmaktır yepyeni sabahlara. Ardından gökyüzünün berraklığını, güneşin sıcaklığını görüp içinizin ısınmasıdır belkide sabahın o buz gibi soğununa inat …
Hayattaki tüm karşılaştığınız olumsuzluklara, özlemlere belki de yalancı gülümseyişlere inat yüreğinizi sevgiyle ısıtabilecek gücü bulabilmektir YAŞAMA SEVİNCİ…
Mutluluk sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneği demek değil midir?…
Her şey yolunda gitse de gitmese de bu his gelip yerleşti mi içinize artık sizden iyisi yoktur.
Yaşama sevincinizi yüreğinizde hiç bir zaman yitirmemeniz dileğiyle…
Nurdancım,
Seçmiş olduğun konu ise önemli bir konu;”yaşama sevinci” insan hangi durumda olursa olsun hayat yaşamaya değer; yeterki insan gibi muamele edip, insan gibi yaşayabiliyorsa.
çok güzel bir yazı herkese öneriyorum