Yasak meyve çirkin değil…
Nefsinin ilmimi eksik yoksa yasak meyve mi çirkin… Hz Muhammed dünyaya geldi yasak meyveyi hz Ademin yemesi sayesinde…
Yasak meyve çirkin değil… Allahın ilmi sınırsız, o ilim bize yasak meyvenin ve yasakların çirkin olmadığını söylüyor… Çirkin diye öğrettiği şeyler şu anlamı taşıyor: Allah diyor ki; Ey kullarım bana yakınlaşmanıza şunlar engeldir… Onları çirkin bil… Ben onları da aşka hadim kıldım amacım da onlar da çirkin değil…
Yasak meyve çirkin değil…
Yüce Allah bize verdiği ilmi bildiği için anlayacağımız seviyeye indirgemiş haram helali, ve yasaklar emirleri, şunları sizden çirkin görmenizi istiyorum… Şeytanı ve nefsi düşman görmenizi istiyorum… Ama sana düşman olan bana düşman değil ve hatta aşka hadimler… Ben güçlüyüm benim düşmanım olmaz… Peygamberlerde geldiği çorafyaya ve zamana indirgemişler vahyi… Cennette köşkler var demiş mesela, ama ahiret de bir koca saray, bu dünya da koca saray… Aynı Allah, aynı esma tecellisidir ikisi de… Bu sarayın bir bölümü tanıtılmış O Arap toplumuna… Cennet büyük bir saray her ırka her bölgeye peygamber geldi ve her biri cennetin bir bölümünü tanıttı… Özlemleri köşk idi, Arabistan bölgesinin ödülünüz bu denilmiştir… Hatta Huri de ödül denilmiş ama Yunus Emre sen onu isteyene ver demiş… Her ırka her bölge insanına hitap eden ve ödül olan bir saraydır ahiret ve dünya
Yasak meyve çirkin değil… Meselâ hac’da şeytan taşlıyoruz eğer çirkin olanı taşlamak olsaydı bu önce kendimizi sonra şeytanı taşlamamız gerekirdi… Hz İbrahim’in sünnetini yerine getiriyoruz… Kur’ana bak sen şeytandan kötüsün… Şeytan zina etmedi… Sadece hz Ademden ben üstünüm dedi… Esfel-i safilindesin…Tevbe et…
Yasak meyve çirkin değil… Binlerce iyiliğe kapı açıldı, iyi ki hz Adem yemiş o meyveyi; bak Allah diye bir ilahın varlık bilgisi gizli kalacaktı bize… Çünkü biz yaratılmayacaktık… Hz Adem “Zalemna “dedi ama sefasını biz sürdük… Günah geçiçi değil… Hz İsa’ya kalmadı böyle bir görev…Allah zaten sadece hz Adem’i cezalandırdı. Her koyun bacağından asılır… Sünnetullah bu… Vaftiz Allah’a iftiradır… Hz Adem kendine iyi ki zulmetmiş, bak biz sefasını sürüyoruz cennetten çıkışın… Hz Adem çıktı günah geçicidir deme sakın…
Üzüm Gözlümsünüz Kuşlar
Ağlıyorum kuş olup uçan sıhhatim için
Üzüm gözlümdür kuşlar
Üzüm gözlümsünüz siz kuşlar
Uçun kuşlar kurtulsun doğa
Kurtulsun orman
Kurtulsun köyüm
Ağlıyorum kuş olup uçan sıhhatim için
Üzüm gözlümsün mavilik kurtulsun deniz
Üzüm gözlümsün aşk kurtulsun hayat
Üzüm gözlümsün duadaki eller… Ülkem için
Ağla anne benim için dua dua ağla umudum dualarında
Kurtulsun gönlüm
Ağlıyorum kuş olup uçan sıhhatim için
Ağlıyorum bir anne gibi şu gönlüm için
Solmuş ellerim için
Ağlıyorum kuş olup uçan sıhhatim için
Yaşım on dört elliye altmışa yok umudum
Umut hey ev gibi sığındık sana
Umut ay gibisin her yer karanlık
Bu hayat bu deniz fırtınalı umut bir ada gibi
Kuşlar gibi gözlerim çırpıyor kanat
Annem duada ağlıyor dualarda kanat…
Umudun rengi mavidir kuşlar
Maviliğe uçar kuşlar…
Maviliğe uçar dualar
Anne duaları olur deniz…
Kuşlar gibi vurulmuşsa umutları
Yaşım on dört elliye altmışa yok umudum
Yarına çıkmaz gülüm
Gönlümde ölüm
Tenimde ölüm
Göklerde ölüm
Denizde ölüm
Uçurun gönlümü köyümün koruları meraları
Bu hastahane bu gurbet toprak bu gök pencerelerini kapadı
Bu gurbet gönlüme layık görmüş ölümü
Bu eylül solduracak gülümü
Eyyübün elleri gibi duada ki ellerim umudum sizde
Yakubun gözleri gibi ağlayın gözler umut verin bana
Üzüm gözlüm kuşlar
Uçup gitmeyin umutlarımdan…
Kuş kanatlı eller siz de uçmayın
Ben benden geçtim siz geçmeyin
Beyaz duvaklı gözler ağlayın dua dua…
Ak duvaklı gözler ağlayın benim için
Fırtınası yaman esiyor hayatımın
Maviliğe hasretim büyük kuşlar
Benim de dünyam küçük siz uçun ben ağlayayım kuşlar
Bu göz yaşlarımda bu ağlamalarda umudum
Ağlasın annem dualarında umudum
Bu dert gurbet gönlüme
Göz yaşım hastanesi
Yaşım on dört
Dünya kadar olun umutlar
Gül gül dua dua gülün umutlar
Çölüm kurudu
Yıkıldı köyüm öldü kuşlar
Deniz ve gök mavi değil…
Yaşım on dört
Umut ışığım yandı söndü….
Kuş ol penceremden gir umut
Çıksa da can odamda kal umut
Hamdi Oruç