Nihayet CHP de uzun görüşmeler, kavgalar, kulisler, ayak oyunlarından sonra başkan adayı tespitini tamamladı. Mahalli seçimlerin yarışı start almış oldu.Ne yazık ki seçim ortamına tam bir kaos tablosu içinde girmekteyiz. AKP, (tüm seçimlerde olduğu gibi) yine mağduriyet senaryoları üzerinden politika yapmakta, hayali darbe senaryoları üretmekte, önüne geleni suçlamakta, her türlü yalanı, hakareti, baskıyı mubah saymaktadır.
Ülkede, ne huzur kalmıştır, ne de güven. Elbette, ekonomi de buna paralel olarak bir çöküş içine girmiştir. Sn. Başbakan’ın her konuşması da bu çöküşü hızlandırmaktadır. Rüşvet, yolsuzluk, iş takibi, torpil, kayırma vb. olayların üstünü örtmek uğruna, ülkeye büyük zararlar verilmektedir. Yargı, emniyet, milli eğitim, mülki idare velhasıl tüm bürokrasi hallaç pamuğu gibi atılmaktadır. En küçük muhalefete bile hayat hakkı tanınmamaktadır.
Özetle, bugün için Türkiye’de demokrasinin, fikir ifade ve teşebbüs hürriyetlerinin varlığından bahsetmek mümkün değildir.
İşte bu ahval ve şerait içinde, tüm vatandaşlara, çok ciddi, hayati, ihmale gelmez, görevler düşmektedir. Demokrasiye, ülkeye, hürriyetlere sahip çıkmak. Beyin yıkama gayretlerine yüz vermemek.
1-Belediye başkanı, size en yakın olan, her zaman başvuracağınız, yetkilidir. Ankara’dan talimat almaz, vatandaşın arzu ve ihtiyaçlarını ön planda tutar. Bu bakımdan, “iktidar mensubu başkan, daha iyi hizmet verir” propagandasının hiçbir anlamı yoktur.
Vizyon sahibi, dürüst, ekip çalışmasına öncelik veren, devamlı istişare yapmayı ön planda tutan, yalan söylemeyen, yapamayacaklarını vaat etmeyen, şov amaçlı harcamalara değil, gerçek ihtiyaçlara öncelik veren, plan performans bütçesi, fon ve nakit akışı tablosu vb. uygulamaları bilen, adaya oy verilmelidir.
Kendine ve ekibine güvenen bir başkanın Ankara’ya ihtiyacı yoktur. Ne yetki bekler, ne de para. Belde halkının desteği, yeter de artar.
2-Adayların, çok para harcamasına, lüzumsuz masraflar yapmasına gerek yoktur.
a)Çok sayıda seçim bürosu, gereksiz masraftır. Hiçbir işe yaramaz.
b)TV programları, yazılı medya ilanlarından daha etkilidir. (Radyoların gücü de göz ardı edilmemelidir.)
c)Kahve toplantıları da zaman ve kaynak israfıdır. Kahvedekiler, bir an önce çekip gitmenizi ister. Buralarda, el sıkarak, kısa bir ziyaret düşünülmelidir.
d) Gürültülü konvoylar, her tarafı flama, afiş vb. araçlarla kirletmek sempatiden ziyade antipati toplar.
e) aynı durum, mitingler için de geçerlidir. Müthiş bir zaman ve kaynak israfıdır. Genel başkanların, seçim otobüsü ile şehir turu yapması (elbette trafiği keşmekeş haline getirmeden) çok daha etkilidir.
f) Arkasında çok sayıda oy olduğunu söyleyen, her partinin kapısını çalan tiplere, yüz verilmemelidir. Kimsenin hanımı dahil, ikinci bir oya sahip olduğunun garantisi yoktur.
Bazı tiplerde de oyunu satma hastalığı vardır. Tuzağa düşülmemelidir.
g)Son gün anketinin dışındakiler (ki onların yayını da yasaktır) uydurmadır. Beyin yıkama, yönlendirme gayesine matufturlar.
h)Adaylar, polemiğe girmemeli, rakiplerini suçlamaya tevessül etmemelidir. Halkımız zaten bu kavgalardan bıkmış usanmıştır. Huzura hasret kalmıştır. Önemli olan projelerin anlatılmasıdır. Ve bunların gerçekleştirilebileceği konusunda seçmene güven verilmesidir.
Cenab-ı Hak, en iyi hizmeti verebilecek dürüst insanları başarılı kılsın.
NOT: Şahsi inancım bu dönemde MHP’nin çok ciddi bir sıçrama yapacağı “AKP’nin alternatifi yok” iddialarını geçersiz kılacağı yönündedir…