Müthiş bir ironi, ahlâki zafiyet, tarihi kaynağı/dayanağı karanlık bir kin, nefret ve kirli duygularla, üstüne basa-basa, özellikle ‘Ergenekon’ (doğal hapis ve esaretten kurtuluş) olarak anılan; Ümraniye davasının ilk şok (birinci dalga) çilekeşlerinden; BHABER Yazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Bekir Öztürk’ün:, Gündemi sarsan, Adalet ve hukuk’u yakından ilgilendiren teşebbüs ve tasarrufları mercek altına aldığı “MİLLET Mİ? O DA KİM?!” adlı kitabı, ‘2011 Adli Yılı’nın açıldığı gün yayınlandı. “TOGAN YAYINCILIK” tarafından çıkartılan kitapta yer alan konular, muhteva hakkında:
Doğrudan kitap takdimi ve tanıtımından alınan ayrıntılar:
“Bu kitap bir Muhalefet Lideri ya da Milletvekili’nin “Kimse bizden yargıya müdahale etmemizi beklemesin” diyen Başbakan’a “Sizin yargıya müdahaleleriniz kitap oldu” diyerek meclis kürsüsünden gösterebileceği önemli bir çalışmadır.
Bilindiği gibi, 12 Haziran 2011 Seçimleri, zaten sorun sarmalı haline gelen ülkemizi yeni bir sorunla karşı karşıya getirdi. “Tutuklu Milletvekilleri” Vatanseverler, Atatürkçüler, Türk Milliyetçileri, TSK Mensupları, Bilim Adamları, Siyasetçiler, Gazeteciler hukuksuzca yıllardır esir ediliyordu. Belki bu duruma tepki olarak, belki de bu operasyonların nereye ve kimlere hizmet ettiği konusunda birinci ağızdan bilgi edinmek amacıyla ‘Ergenekon’ olarak anılan Ümraniye ve ‘Balyoz’ davalarından esir edilen bazı tanınmış simalar CHP ve MHP tarafından Milletvekili adayı yapıldı.
Karşı tarafta ise KCK’dan (anarşi, terör ve tedhişten) yargılananlar vardı.
Seçimler yapıldı ve bu isimlerden 9 tanesi “Milletin İradesi” ile Türkiye Büyük Millet Meclisine girmeye hak kazandı. “Milletin iradesi’ni” kutsayan AKP Hükümeti, kendileri ve yandaşları ile ilgili çok sayıda yasal ve anayasal düzenleme yaparken; “Milletin İradesi” ile Türkiye Büyük Millet Meclisine girmeye hak kazanan vekilleri görmezden gelerek adeta, “Millet mi? O’da kim” diyordu.
Tutuklu Milletvekillerinin durumuyla ilgili tartışmalar yapılmaya başlandığında Başbakan ve onun ağzı ile konuşanlar koro halinde şunları söylüyordu.
“Bu iş yargının işidir” “Kimse bizden yargının görevini beklemesin”
“Başka aday mı kalmamıştı”
İşte bu kitap böyle bir zamanda ve bu ikiyüzlülüğü ortaya koymak için yazıldı.
Kitapta neler okuyacağınızı çok kısıtlıda olsa buradan duyurmakta fayda var.”
BİZİM MÜTALÂAMIZ:
Yazar Bekir Öztürk, sanırım geçen yıl tahliye olmuş, uzun, yorucu, yıldırıcı ve yoğun uğraşlardan sonra, “önüne yığılan bütün engelleri; Çok yüksek bir azim, sağlam bir irade ve kararlılıkla aşarak” nihayet olağan/normal, günlük hayatına dönebilmiş nadir (Ergenekon kurbanlarından) tutuklulardan biridir. Hatırlarsanız, aynı ve müteakip dalgalarda gözaltına alınanlardan bazıları maruz kaldıkları haksızlıklara tahammül edemeyip, önce hafızalarını, sonra da hayatlarını kaybetmişlerdi.
Bunlara nazaran Bekir Öztürk, gözaltında ve tutuklu olduğu süre içinde asla dayanma gücünü yitirmemiş, hukuki mücadelesini büyük bir sağduyu, sağlam bir inanç, iman, sükûnet, soğukkanlılık azim ve kararlılıkla vermiş;, Hapishanede olduğu süre içinde olayları, içerde ve dışarıda olup-bitenleri, duruşmaların yankılarını, yansımalarını ve “bulunduğu yerden” ülkenin durumunu, milletin ve devletin gidişatını sürekli gözlemlemiştir.
İşte bu bakımdan, kitabın önemi ve manevi değeri çok büyüktür.
Zira kitap hayal mahsulü değil, hakikat ve müzakere tabanlı bir gözlem sonucudur.
Müzakere ve mütalâa edenler ise, öyle veya böyle (yorumu bize düşmez) Türkiye Cumhuriyetini bu günlere taşıyan “bir devre” damgasını vurmuş kişilerdir. Dolayısıyla bu çalışmanın bir de tarihi yönü ve değeri vardır ki, biline.
Değerli yazar’ı kutlar ve başarılarının devamını dilerim. Sizlere, “İyi okumalar.”