Yaraya tuz basmak nasıl bir şey diye merak edenler olabilir. Nasıl olduğunu anlamak için yaşamak gerekir. Böyle bir olay yaşanmasa dahi, yaranın üzerine konulan tuzun ne kadar acı vereceği tahminlerden kaçmaz. Acıyı ise ancak çekenler bilir.
Bugünlerde, kadınlara uygulanan şiddet gündemdedir. Bence çok önemli bir konudur. Bu konunun çözülmesi şarttır. Ancak, nasıl çözülecek, çözülmesi zor ve zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Zor dedim. Neden zor? Zor çünkü şiddeti uygulayan insanlar genel itibari ile eğitimden yoksun, halk arasında söylenen deyimle cahil olan kesimdir.
Cahil bir insanın eğitilmesi çokta kolay olmasa gerek. Genel itibari ile şiddet gören kadınlarımız kırsal alanlarda ve ücra köşelerde yaşayanlardan oluşmaktadır. Kadına halen ikinci sınıf vatandaş gibi bakanların sayısını küçümsememek lazım.
Kadına yapılan şiddet cahiliye döneminden kalma bir gelenek gibi devam edip gidiyor. Malum cahiliye döneminde kız çocuğu olan babalar utanç duyar ve üç-beş yaşlarına gelince diri diri toprağa gömerlermiş. Bu ne büyük vahşet. Şiddete maruz kalan kadınlarda aynı vahşeti yaşamaktadırlar.
Kadınlara neden şiddet uygulanıyor, bunu araştırmak gerekir. Bana göre yüzde elli-altmışı kadınların güçsüzlüğünden ve kadının arkasında koruyucusu olmadığındandır. Asıl neden ise şiddeti uygulayan erkeğin acizliğinden kaynaklanmaktadır.
İslamiyet’in doğuşu ile kadınlara yapılan şiddet azalmaya başlamış ve kadın olması gereken yerde konumunu almıştır. Kadın anadır, kadın bacıdır. Peygamberleride kadın doğurmuştur. Onun içindir ki Cennet anaların ayağı altındadır denilerek kadına önem verildiği vurgulanmaktadır.
Konu kadın ve kadına yapılan şiddetten açılmış iken, yapılan şiddetinde ne olduğuna bakmak lazım. Bugün sadece erkeklerin eşlerine fiili harekette bulunmasını şiddet olarak algılıyoruz ve üzerinde durulan konuda bu, elbette ki çok önemli bir konu, şiddetin her türlüsünün karşısındayız ve şiddet uygulayanları şiddetle kınıyoruz.
Üzerinde durulması gereken başka bir konuda, kadınlar ve kızlara yapılan cinsel tacizler, ayrıca onların başörtülerine el uzatılarak reva görülen insanlık dışı uygulamaları da aynı kategoride değerlendirmek lazım. Başörtüsü yüzünden eğitim hakları ellerinden alınan kızlara yapılan şiddet ve zulüm değilmidir?
Yirminci yüzyılda halen kadının başıyla, giyimi kuşamı ile uğraşan zihniyete ben söyleyecek bir söz bulamıyorum. Bırakın herkes inandığı gibi yaşasın. Başı açık gezen bir kadına veya kıza nasıl müdahale edilmiyor ise, başı kapalı kız ve kadına da müdahale edilmesin. Böyle bir zulmü kadına ve kıza reva gören zihniyetteki kişiler Allaha vereceği hesaba hazırlansınlar. Çünkü Allahın azabı çok şiddetlidir.
Kadın anamızdır, kadın bacımız
Onlar bizim başımızda tacımız
Zulüm kalksın dinsin artık acımız
Baskıya, şiddete, zulüme hayır
ŞÜKRANİ