Fotoğraftaki Mercedes S500 Long’un piyasa fiyatı 877 bin TL. 4 Matic Long ise 909 bin 300 TL. İçerisine özel şeyler istendiğinde, kurşun geçirmez cam, zırh vb. eklendiğinde ise fiyatı daha da artıyor. Anlayacağınız aracın piyasa fiyatı 1 milyonun (trilyon) üzerinde.
****
Devlet buna benzer araçlardan birkaç taneden fazla alırsa, indirimi de olabilir…
Ancak 13 yıldır iktidar olan AK Parti’nin Bakanlar Kurulu, kamuda lüks araç kullanımını da yasaklandığını ve yerli araç kullanılmasına yönelik kararı olduğunu da hatırlatmak gerekiyor.
****
Yukarıdaki fotoğrafta olan araç, “camilerde toplanan para ve halkın vergileri ile gelir elde eden Diyanet, camilere harcaması gereken parayı, Diyanet İşleri Başkanına 1 trilyonluk lüks araba almakta kullandı” diye gündeme geldi.
****
Diyanet İşleri, haberin ardından, makam aracının cemaatin parasıyla alınmadığını, bütçeden alındığına yönelik açıklama yaptı. Dedi ki; “Evet Mercedes ve diğer otomobiller alındı; ancak bu cami cemaatinden toplanan paralardan oluşan Diyanet Vakfı’nın parasıyla alınmadı, devletin verdiği bütçeden alındı.”
****
Diyanet İşlerine göre, cemaatten para toplanarak alınsa çok kötü, vatandaşların vergilerinden toplanan parayla alınması ise gayet doğaldı.
Her hafta camiler önünde cemaatten para toplanıyordu. Bu paraların Diyanet İşleri Başkanına lüks araç alınmışsa çok büyük ayıptı.
Başkan böyle bir ayıp işlemediklerini ifade etmesi yenilir yutulur değildi, anlayacağınız özrü kabahatinden büyüktü…
****
Dün ise özrü kabahatinden daha büyük bir açıklama yapıyordu.
“Bu araç benim için mezardır dedim ve kullanmadım. Bu araç iade edilecektir. Yanlış olduğu için değil ibreti alem olsun diye iade edilecektir.”
Diyanet Başkanı’nın söylediğine bakar mısınız? Yanlış olduğu için değil, ibreti alem olsun diye iade edilecektir.
*****
Aracın alınması yanlış değil.
Yapılan iş doğru bir iştir. Diyanet’e böyle bir aracın tahsis edilmesi doğrudur.
Ancak iade edilmesi ibreti alemlik…
Kime?
Böyle bir Diyanet Başkanı’nın bir dakika bile yerinde durmaması gerekiyor.
****
Ve AK Parti iktidarının bürokratik oligarşinin efendilerine trilyonluk arabalar tahsis etmesi ise kocaman bir yanlıştır, ayıptır, israftır. Kendi Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararı hiçe saymaktır…
****
Diyanet İşleri Başkanı bir bürokrattır.
Papa sıradan bir arabaya binecek, memur olan Diyanet İşleri Başkanı ise trilyonluk arabaya binecek ve bunu doğru bulacak, ancak iade edilmesi ibreti alemlik olacak.
Papa, Hristiyan aleminin ruhani lideri olacak, bütçesi olan küçük bir devletin başı olacak, bankaları olacak ancak sade bir arabaya binecek…
Bizim diyanetin başı ise trilyonluk bir arabaya binmeyi normal bulacak…
Nasıl bir din adamlığıdır bu?
****
İnanın, terörle mücadele eden bir kurumun başı olan, sürekli suikast tehlikesi olan bir kamu yöneticisi için anlayabilirim zırhlı araca binmesi ancak onun da son model lüks araç olmasını anlamam…
****
Bu topraklarda lüks, hangi soydan boydan, hangi inançtan, hangi siyasal düşenceden, hangi etnisite kimlikten olursa olsun bir tutku…
Çünkü, vatandaşın vergilerini çarçur etmek, kamunun kaynaklarını kötü kullanmak, kamuyu soymak bu topraklarda normal. Boşuna bu topraklarda “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” diye atasözü ortaya çıkmamış.
Devleti yönetenler domuz olmamak için yiyorlar… Yemeseler domuz olacaklar. Domuz ise haram…
****
Dün “Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı” diyenlerin, bugün devletin sahibi olduklarını düşünüyorlar. Ve eski Türkiye’nin zihniyet örneklerini sergilemeleri ise insanı şaşırtıyor.
Yıllar önce bir AK Parti Kurucusu şöyle diyordu. “Bu millet, eskilere benzersek onlara yaptığını bizlere de yapar.”
Milletin hizmetkarı olduğunu söyleyenler, milletin parasını, emanetini bürokratik oligarşiye, milletin hizmetinde olması gerekenlere nasıl peşkeş çekersiniz?
Böyle devam ederseniz millet bunun hesabını sizden öyle ya da böyle sorar… Söylediklerinizi bir kez hatırlayın derim…
****
Bu peşkeşi, lüks tutkusunu yanlış bulmayanların hesabını, milletten yetki alanlar verir. Yoksa onların atadıkları adamlar değil…
****
Diyanet İşleri Başkanı yanlış olduğu için değil, ibreti alem olsun diye aracı iade etmiş! İçimden sadece yazıklar olsun demek geliyor. Emekli olduğu gün 1 trilyonluk arabaya binemeyecekse, aldığı maaş sadece mütevavizi bir hayat sürmesine katkı sağlayacaksa, hangi zihniyet, hangi inanç, hangi ruh hali, memur olan Diyanet İşleri Başkanı’na o lüks araca binmeyi kendisine hak görebilirki?
Son söz: Sahi bu topraklarda bugüne kadar kaç diyanet başkanı geçti. Ve kaçını bu millet hatırlıyor? Galiba lüks aracı yanlış bulmayan başkanı ise kimse unutmayacak. İbreti alemlik için de kimse unutmamalı… Kendisini kutluyoruz, tarihe geçtiği için… İnandığı öbür tarafta ne olur? İnandığı gibi ise hiç hayırlı olmayacağı açık…
