Nedir bu arkadaş ya? Neyin telaşı bu? Niye bu acelelik?
Yangından mal mı kaçırıyoruz!
Salda Gölü inşaatı, Atatürk Hava Limanı pistinin kaldırılması, onlarca boş yapı varken; sahra hastaneleri adı altında yeni inşaatlar, İstanbul Kanal ihalesi, son model araç alımları, İnfaz Yasası adı altında hapishanelerin boşaltılması…
Siz erken seçim denilen, ancak sonuç bir şekilde değişmeyecek olan seçim ne zaman onu söyleyin!
Anlaşılan tüm bunların altında yatan sebep, iktidarı kaybetme korkusu!
Amma korkunun ecele faydası yok!
Zira bu yok oluşun sebebini kendi içerisinde aramak gerektiğine inanıyorum! Kurt elmayı içeriden kemirirmiş! Olan da ne yazık ki bu!
İktidarın kan kaybetmesi için, iktidar ve taraftarlarının ellerinden geleni yaptıkları ortada!
İlgili partinin Genel Başkanından tutun, Bakanlarına, vekillerine, seçmenine, partizanlarına, kurum ve kuruluşlarda ki, atanmış ve seçilmişlerine varıncaya kadar hemen herkes adeta yarışıyor!
İşi ilginç kılan yanı ise; bu kadar disiplinli, emir ve komuta zincirinin olduğu, biat kültürünün yer aldığı bir siyasi parti içerisinde olması…
Artı Cumhurbaşkanının da bu siyasi görüş içerisinden olması ise apayrı bir konu!
Nedir bu?
Normal, devlet adına attığı her adımın dahi, ne yazık ki partisine maledilmesi!
Yatırımlardan tutun, harcamalara, yaptırımlara, devletin ikbal ve itibarına yönelik, tasarruf ve sarfiyatına, itibar ve kültürüne, hatta savunmasına, menfaatine yönelik attığı her adım da dolayısıyla Genel Başkanı olduğu partisine maledilmekte!
Şans artık, iyi de olur, kötü de.
Yanlış da olur, doğru da.
Amma bir de muhalefet var!
Muhalefetin görevi ise; yanlışları bulmak, eleştirmek, doğrusunu söylemek ve iktidarın her hamlesini, (ülkenin bölünmez bütünlüğü, menfaatleri, devlet sırrı ve stratejik konular dışında) olumsuz açıdan ele almak gibi bir görevi vardır!
Yani iktidar gibi her şeye toz pembe bakmaz!
Farklı bir açıdan bakar!
Menfaat, rant, yandaş, yalaka, partizan davranışlar içinde olan, son vites ve son gaz giden iktidarın, hatalarını görmek, vatandaşa aktarmak, dikkat çekmek ve duvara çarpmaması için frenlemekle görevlidir!
Anayasal hakkıdır bu.
Aynı zaman da İktidarı denetim altında tutmaktır! Doğru adım atmasına zorlamaktır.
Bugün atılan çok yanlış adımlar var!
Yangından mal kaçırmak gibi bir durum ortada!
COVID-19 gibi öldürücü bir virüs tüm Dünya’yı sarmış iken; bununla mücadele tüm Dünya’da 1.sırada yer alırken, halkının kurtarılması için milyon dolarlar ile önlem alınırken, önce insan denilirken, bizim yaptığımız; hastane inşaatı, İstanbul kanalı ihalesi, çay bahçesi, Salda gölü düzenlemesi, saraya otomobil almak, muhalefet liderlerine laf yetiştirmek vs!
Nerede salgınla mücadele normları?
Nerede sağlığa aktarılan para?
Nerede işsizin geçimini sağlayacak projeler?
Nerede işyerini kapatan işletmecinin ve çalışanlarının iaşesi?
Nerede köylünün, çiftçinin desteği?
Dünya ülkeleri sınırlarını kapattı! İçine kapandı! Yani üretim ve tüketimini kendisi karşılayacak!
Hayatta kalmak için vatandaşın yemesine içmesine getirdiğiniz proje nedir?
Sağlığını koruması için vatandaşa getirdiğiniz önlem ve harcama nedir?
Sözün Özü!
Kim ne yaparsa kendine yapar dedikleri işte budur!
Ölüyoruz diyoruz!
Amma hala birileri inşaat derdinde, İhale peşinde, Otomobil alma sevdasında, Cumhuriyet’in izlerini silmek için uğraş ve çaba sarf ediyorsa, yangından mal kaçırıyorsa inanın bana, bu millet gereken cevabı, sandığa sahip çıkacak ve sandıkta verecektir.
gazete2000@hotmail.com