Yaşayan her insanın idealleri, özlemleri olmalı. Yaşadığı toplum içerisinde belli bir yeri olmalı. İdaali ve özlemi olan insanlar yaratıcı ve çalışkan insanlardır. Onlar faydalı olabilmek, bir şeyler ortaya koyabilmek için sürekli arayış içindedirler. Bu çabaları da onlara haz verir bir şeyler yapmanın mutluluğunu yaşatır. Yaratıcı olabilmek kültürel bir yapıyı gerektirir bu da okumakla öğrenmekle olur. Yaratıcılığını, bilgisini bizlere anlatan da doğruları anlatmalı.
Toplumda her geçen gün okuyan sayısı azalmaktadır. Günlük gazetelere bakıldığında okuyabileceğimiz fazla bir şeyde bulamıyoruz doğrusu. Ne bir fikir yazısı nede bir araştırma.
Herkes birilerini kollamak, açıklarını kapatmak, yalanlarını doğrulamak için yarışa girmiş sanki. Tarafsız diyebileceğimiz gazete bile kalmamış. Bu yüzden her geçen gün insanlara olan inancımız ve güvenimizde sarsılmaktadır.
Doğrular toplumların ufkunu açar, bilmediklerini ortaya koyar. Fakat bizde bunu bulmakta son derece zor bir hal almış. Okuduklarımız da, dinlediklerimizde ya birileri övülüyor ya da birilerinin açıkları kapatılıyor.
Bizim öğrencilik yıllarımızda yayımlanan gazetelerde adam gibi adam dediğimiz, kimsenin malı olmamış köşe yazarlarımız vardı. Onları okumak sanki günün ilk işi gibiydi bizler için. Bilgimiz, kültürümüz gelişiyordu onları okudukça. Tarihimizi ve tarihimizin gerçeklerini öğreniyorduk onlardan. Memlekette olup bitenler doğru bir şekilde yazılırdı onlar tarafından. Hiçbir konu çarpıtılmadan, birileri kayırılmadan anlatılırdı. Bilirdik onların sayesinde kimin ne olduğunu.
Ülkenin gerçekleri, içinde bulunduğu durumlar sergilenirdi. Günümüz de öyle bir hale gelinmiş ki, hereksin söylediği “yandaş medya” kim kimin yandaşı oda belli değil, velhasıl kafamız iyice karıştı.
Bizler kamuoyu olarak doğruları ve geçekleri bilmek istiyoruz buda en doğal hakkımızdır.
Fakat Televizyonların hangi kanalını açıp haber dinlesek biri diğerini tutmuyor, gazetelere bakıyoruz çoğunluğu siyasi bir taraf olmuş gibi. Birileri vaatler verirken diğeri onu yalanlıyor. Yaşadığımız çevrede gördüğümüz gerçekler farklı anlatılıyor. İçinde yaşadığımız durumlar ve yakından bildiklerimiz bizlere abartılarak gösteriliyor. Hiç öyle olmadığı halde bazıları bunu destekleyebiliyor.
Şu ya da bu görüşün savunucusu olmak önemli değil önemli olan ülkenin gidişatıdır buda hepimizi ilgilendiren bir konudur. Bizim başka bir ülkemiz, vatanımız yok.
Okuduklarımız ve duyduklarımız gerçekleri yansıtmalıdır bizlere. Ya da kim kimin yanı ya da yandaşı ise söylesinler bilelim.
Kimden olursak olalım, hangi düşüncenin savunucu olursak olalım doğruları söylem insanı görevimizdir. Aynı topraklar üzerinde, aynı bayrak altında yaşıyoruz. Ben, sen ayrı değiliz hepimiz aynı tarihten, aynı soydan geliyoruz.
Bizler tepedekiler gibi bilgi sahibi değiliz, lütfen doğruları ve gerçekleri yazın bize. Bizler vatandaşlık görevimizi sonuna kadar yerine getiriyoruz. Sizlerde doğru bildiklerinizi birilerine yan ya da yandaş olmak için çarpıtmayın. Koparmayın bizi doğru bildiklerimizden. Yarınlar için içimizde yeşeren umutlarımızı kendi menfaatleriniz için yok etmeyin. Vatanımızı en az sizler kadar bizde seviyoruz.