Sosyal bir varlık olan insanın yalnızlıkla imtihanı insanlık tarihinin başlangıcından beri devam etmekte olup gelecekte de devam edecektir. Sosyal çevre değişiminden kaynaklanan yalnızlık, sosyal ilişkilerin bitmesinde kaynaklanan yalnızlık, sevgilinin terk etmesinden kaynaklanan yalnızlık ve düşünsel yalnızlık insanoğlunun er veya geç karşılaşacağı yalnızlık durumlarıdır.
Sosyal çevre değişiminden kaynaklanan yalnızlık:İnsanın sosyal çevresinde uzakta olması yalnızlık olarak ifade edilmektedir. Üniversiteyi başka bir şehirde okumak için gelen öğrenciler, özellikle ilk zamanlar ailelerinde ve arkdaşlarında uzak olmaları nedeniyle yalnız oldukları kabul edilebilir. Başka bir vilayete atanan bir kamu görevlisi de ilk zamanlar yalnızlık duygusunu yaşar. Ancak, sosyal çevre değişiminde kaynaklanan bu yalnızlık durumları, yeni sosyal ilişkiler kurulmasıyla giderilebilcek nitelikte olması nedeniyle geçicidir. Geçici olması nedeniyle çok önemli olmayan sosyal çevre değişiminden kaynaklanan bu yalnızlık durumlarını birçok insan yaşamında görmek mümkündür.
Sosyal ilişkilerin bitmesinde kaynaklanan yalnızlık:Bazı insanlar var, adeta toplum içinde yalnız yaşarlar.Bu insanların iletişim halinde oldukları dostları, arkadaşları, akrabaları veya aileleri yok. Kendilerini toplumdan soyutlayarak yalnızlığa mahkum etmişlerdir. Bu yalnızlık durumu, insanın her zaman sosyal bir varlık olamayı başaramadığı anlamına gelmektedir.
İnsan yeryüzünde yaşadığı sürece iyi ilişkiler kurduğu dostlara, arkadaşlara sahip olmalıdır. Yoksa, insan sosyal ilişkilerin bitmesinden kaynaklanan yalnızlık mahkumiyetini yaşar.Sosyal ilişkilerin bitmesinde kaynaklanan yalnızlık durumunu yaşamamak için her insan elinde gelen çabayı göstermelidir.
Sevgilinin terk etmesinden kaynaklanan yalnızlık: Kadın ve erkek arasında veya aşk amaçlı yaşanan birlikteliklerde sevgililerin ayrılması durumunda, yeni sevgili bulana kadar yaşanan yalnızlık durumudur. Sevgiliden ayrılmakta kaynaklanan yalnızlığın insan üzerindeki ilk etkisi yıkıcıdır. Genellikle yeni bir sevgili bulunmasıyla bu yalnızlık durumu sona erer.Gerçi zaman zaman geçmişe takılıp/saplanıp kalan insanlar da olur. Bu geçmişe takılıp/saplanıp kalan insanlar ebedi yalnızlığa kendilerini hazırlasalar iyi olur.
Düşünsel yalnızlık:Düşünsel yalnızlık olayı zaman zaman entellektüel yalnızlık olarak da ifade edilmektedir.Bazen çevrede fiziksel olarak çok insan olabilir, ama insan yine yalnızlık yaşayabilir. İnsan, aslında, duygularının, düşüncelerinin, değer yargılarının paylaşılmadığı durumlarda düşünsel yalnızlık içindedir. Doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet, eşitlik, insan hak ve özgürlükleri gibi değerlere sahip bir insan, bu değerlerin önemsenmediği, yadsındığı kitleler arasında muhtemelen kendisini yalnız hissedecektir. Düşünsel yalnızlık, çözülmesi, aşılması en zor yalnızlık durumudur.
İnsanın düşünsel değerler ile toplumun benimsediği düşünsel değerler arasında farklılık kolay giderilebilecek nitelikte değildir.Örneğin, şu tüketim toplumunun yaşam biçimi, tutum ve davranışları ile bireysel olarak birçoğumuzun benimsediği yaşam biçimi, tutum ve davranışlar arasında ne büyük farklar var! Toplumun çoğu asgari ücretle çalışır, ama marka gözlükler takar, son model telefonlar kullanır, on çift ayakkabı alır veya tüm parasını marka bir çantaya verir.
Rasyonel olduğu varsayılan insanın bu kadar akıl dışı hareket etmesi şahsen beni korkutuyor.
İnsan yalnız geldiği dünyada, elbet bir gün yalnız gidecektir. Önemli olan iki yalnızlık durumu arasında yalnızlıklarda uzak olmaktır.
Sayın Dr.Ahmet FİDAN hocamın değerli fikirleriyle kurmuş olduğu bu digital platformda düşüncelerimizi paylaşarak belki de yalnızlıklardan kendimizi koruyoruz. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum.
Sayın Mustafa bey, öncelikle toplumumuzun bir çoğunun yaşadığı konuyu dillendirdiğiniz için tebrikler. Yalnızlık insanın beyninde başlar ve devam eder. Bir insanın yalnız olmaması için belki de pozitif olması gerekir. Düşünsel yalnızlık kendine güveni olmayan, etrafındaki insanlara güvenmeyen sevgiden uzak olan insanların yaşadığı bir durumdur. İnsan her koşulda kendinle barışık olmalıdır ki yalnızlığa meydan okuyabilsin. Yalnızlık paylaşılabilir mi? bende paylaşılamayan yalnızlık başka bir yalnızlığı getirir. İstediğimiz zamanlar dışında yalnız kalmamamız dileğiyle…Saygılar
Değerli hocam,
“Anka Kaf Dağının Ardından Dönmeyecek” başlıklı yazımı eklemek üzere sayfaya geldiğimde karşımda sizin yazınızı buldum. Soluksuz okudum. Ve gördüm ki aynı şeyleri hissedip dile getirebilen bir toplumuz aslında. Peki, o zaman sorun ne.
Hep karşıya bakmak, hep karşıdan beklemek mi?
Bilmek değil, bildiğini uygulayabilmek mi önemli olan.
Yalnızlık kaderimiz olmamalı. Tercihimiz olmalı. O zaman şikayetimiz de olmaz.
saygılarımla.
Sayın Nesrin ATEŞ ŞENGÜLEN, analiz, değerlendirme ve yorumlurınız için teşekkür ediyorum.
Hoşçakalınız…
Sayın Şerife Çınar, efendim yazdıklarınıza yürekten katılıyorum.Analiz, değerlendirme ve yorumunuz için teşekkür ediyorum. Aynı toplumsal geçmişe sahip insanların benzer düşünmeleri bir gerekliliktir.
Saygılarımla…
Hoşçakalınız…
Ben teşekkür ederim dostum,
Yalnızlık olgusunu çok güzel hülasa etmişsiniz.
Ben de yazını okurken, acaba bu pişmiş aşın nerisene su katsam diye düşündüm.
Benim gibi, olguyu kategorik açıdan incelemişsiniz.
Bu kategorilere fiziksel ya da bedensel yalnızlığı da eklemiş olsak, yazıya bir çakıl taşı eklemiş olur muyum?
Öyle oluyor ki, bütün bu kategorilerdekine göre kişi yalnız olmuyor ama, aynı (dar) mekanın içinde apayrı bir kozası oluyor.
Her açıdan fiziksel yalnızlık yani.
Bu arada, fiziksel yalnızlık ayrımı fazla zorlama da olabiir, bütün bu kategorilerin ardından. Başta siz olmak üzere, yazıyı okuyan aydınlar, yorumlarıyla kategorik bir boşluk olup olmadığını ortaya koyarlar umarım. Yanılmış olmayı tercih ederim.
Değerli hocam sayın Dr. Ahmet FİDAN’ın yorumları her zaman olduğu gibi yazıma renk katmış. Efendim, değerli analiz, yorum ve değerlendirmeniz için çok teşekkür ediyorum.
Fiziksel yalnızlıkta belki eklenebilir.
Kategorik boşluk konusuna gelince kesin birşey söylemek benim için şimdilik mümkün görülmemektedir.
Zira, böyle bir boşluk tespit edebilirsem onu mutlaka bilgiagi.net okurlarıyla paylaşırım.
Sayım hocam, saygılar sunuyorum.
Hoşçakalınız…