Yalnız yıllar, gençliğin, bahar yeller estiği zamanına denk gelir. Çünkü gencin hayalleri geniş ve ufukları yücedir.
Hayallerin yaşanmayacağı akıl edildiğinde, yalnız geçen yılları da sonuçlanır. Geride kalan yıllar, efsunlanmış bir ortam yaratır ve gencin içini kıyıma uğratır.
Efsunkâr havaya boyun eğer ve kendi olmaya çalışır. Bu durumda, öne çıkmamaya özen gösterir. Bu tavrını, birilerinin arkasına sığınmakla da gösterir.
Ayak direnmez, çünkü, neye karşı direneceğini kestiremez. Zaten kendi başına da karar alamaz. Hislerine ve heyecanına yenik düşer. Bir taraflara akar akar ve durulur. Duruldukça akar.
Gencin eğitim ve öğretimi yalnızlığına çaredir. Akıllı hareket edip başarıyı yakalayacaktır. Başarı genci öne çıkaracak ve arzuları tam olmasa da karşılanmış olacaktır. Hırslı, azimli ve çalışırsa başaracağına emindir.
Eğitimciler onun davranışını örnek gösterir ve ona göre görev verir. Eğitimciler, gencin yalnız yılları yerine, sevgi günlerini getirir. Öğrendikçe, kabiliyetini daha verimli kullanır, göze gelir ve sevilir. Bu sevgi, ona önündeki tüm engelleri aştırır.
Eğitim ve öğretim ciddiyet ister anlamında, yaşantısını disipline eder. Burada ön görülen, disiplin despotluk değildir. Başarılı geçen günlere yenileri eklenir. Yeni başarılar için yeni yollar açılır. Böylece gencin hayat hikâyesi, örnek teşkil eder.
Yönetici okuyana katkıda bulunur ve liyakatli insanların yetişip ülke kalkınmasına katkıları sağlanır. Genç gibi başarılı kişilerin sayısını artırıp yaşantıya, katmak gerekir.
Eğitim ve öğretimin gerçekleştiği kurumlar okullardır. Okulda gençlerin yetişmesine, değer verilmelidir.
Bu konuda öğretmenin kabiliyetini, gözden kaçırmamalı. Öğretmen mülakatla seçileceği yerde, öğretmen yetiştiren kurumlara alınırken, seçilmesine gidilmelidir. Gençleri, ancak eğitimciler, başarıya sürükler.
Böylece Ülke kazanılmış olur.
Yalnız geçen yıllar, neşeli ve başarılı geçen, yıllara dönüşür.
Hasan TANRIVERDİ