Hürriyet Gazetesi…
Büyük ve boyalı basın..
Yazarları da aslında kayda değer kişiler…
Amma içinden bir Yalçın DOĞAN çıkıyor ve Didim’e gelmediği halde, birilerinin TALİMATI (!) doğrultusunda basıyor yaygarayı!
Efendim “bu kez Didim feryatları”
— Yeşilkent Koyu kirli…
— Lağım suları denize akıyor…
— ZART… ZURT…
Evet Yalçın DOĞAN gerçekten HADDİNİ AŞMIŞ… Hem de bu turizm mevsiminde, DOĞRULUKLA hiç bir yakınlığı olmayan ifadelerle haddini aşmış.
Kim bunu telefonla, ya da başka yolla bildirdiyse bu zatı aliye böyle bir YALANI, o kişi de en az Yalçın DOĞAN kadar suçlu. Hatta ondan daha fazla… Bu zatların Didim’in aleyhine çalıştıkları ortada..
Yalçın DOĞAN’ın suçu ise araştırmadan, ilgililere bir kez olsun sormadan, MUHBİRİNE GÜVENEREK o talihsiz yazıyı kaleme almış olması…
Evet varsayalım ki ihbar doğru.!
Doğru bile olsa bu mevsimde kaleme alınması gerekir miydi, bunu da düşünmek gerek.. DOĞAN’ın tuzu kuru olabilir amma, Didim’deki turizmcilerimizin ne sıkıntılar çektiklerini biz biliyoruz. Öyle kişilerin aldıkları maaş karşılığında her şeyi kaleme alıp yazmaya benzemiyor.
Dediğim gibi Hürriyet Gazetesi büyük bir gazete. Oldukça da okuru var. Türkiye geneline hitap ediyor. Peki bu dönemde yazıp, tatilcilerin ayağını Didim’den kesmenin ne anlamı var? Yalçın DOĞAN’ın cebine dolarlar mı girdi? Ya da MUHBİRİNİN boyu mu uzadı, güzelliği mi arttı?
Peki MUHBİR kişi Didim Yerel basınını çağırıp görüntületmiş mi? Ya da kendisi görüntülemiş mi? HAYIR.
Çünkü yok böyle bir şey.
Kuru, sevimsiz, çirkin bir İFTİRA…
İşte gazetemizde okumuşsunuzdur, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı KİRLİLİĞİ doğrulamıyor! YALANLIYOR… Böyle bir kirliliğin söz konusu olmadığını yazıyor. BELGELİYOR. Demek ki MUHBİR ve YALÇIN bey ve koskoca Hürriyet Gazetesi YALAN – YANLIŞ yazı yazmış. Evet yorum köşe yazarını bağlar. Onun için Hürriyet Gazetesine bir diyeceğimiz olamaz. Amma en azından köşe yazarına GİDİP GÖRDÜN MÜ? diyebilir! Ve o zat da bundan böyle MUHBİRİNİ iyi seçer!
Sözün Özü!
Didim’le ilgili bu tür haberleri dikkatli yapmak gerekir. Çünkü Didim bıçak sırtında bir belde. Çok hassas.. Ufacık şeylerden etkilenir. Bu gemi bizim gemi ve kendi kaderimizle bağlantılı… Didim batarken Yeşilkent’teki MUHBİR, fosseptikte bile olsa yüzemeyecek!