Ülkemizde 14 yıldır devamlı olarak bir yalan rüzgarı esmekte ve her tarafı kasıp kavurmaktadır.
1- Bu rüzgar 17- 25 Aralık facialarından sonra bir “Başkanlık Kasırgası’na‘’ dönmüştür. Ne demokrasi bırakmıştır, ne de hukuk düzeni.
a) Ne can ve mal güvenliği kalmıştır, ne de fikir, irade, inanç, teşebbüs hürriyetleri.
b) Ne milli değerler kalmıştır, ne de dini ahlaki değerler.
c) Terör azmış; şehirler harabeye dönmüş, canımız evlatlarımız ( teröre verilen tavizler, göz yummalara yüzünden) genç yaşta toprağa düşmüş, şehit olmuşlardı. Nice ocaklar sönmüş; anaların, babaların, eşlerin ve minicik yetimlerin hayatları karamıştır. (Hepsi de gariban ailelerin evlatlarıdır.)
d) Hapishaneler dolup taşmış; her tarafı baskılar, iftiralar, hakaretler, yasaklar, zulümler kaplamıştır.
e) Rüşvet, yolsuzluk, torpil, israf, kamu malları yağması, gemi azıya almış; aleni hale gelmiştir. Buna mukabil; zekat, kurban, burs, velhasıl her türlü hayır suç unsuru olmuştur. Yasaklar, yolsuzluklar ve yokluklar zirve yapmıştır.
f) Devlet çarkı çökmüş, liyakatsiz yandaşlarla doldurulmuştur. Kula kul olmayan, saraya biat etmeyen herkes, suçlu ilan edilmiş kıyıma uğramış, tutuklanmış, malları, şirketleri yağmalanmıştır. Ne hukuk kalmıştır, ne ahlak nede haram- helal duygusu.
g) Kumar uyuşturucu sapıklık fuhuş tecavüz vb. tüm melanetler dehşet verici boyutlara ulaşmıştır. ( Milli Eğitimden ihraç edilenlerin % 41 i cinsel istismar sebebiyledir. Ve bu durum, buz dağının görünen kısmıdır.)
Neticede yandaşların ve Doğu Perinçek’in dışında herkes mutsuz ve perişandır.
2- Ve devamlı olarak, aptal yerine konmaktayız. Gerçekler saptırılmakta, suç hep başkalarına atılmaktadır. ‘’Bizi aldattılar’’ masalı bitmek bilmemektedir. Paralel aldattı / İŞİD- PKK- Esad- NATO- AB- İsrail vs. vs. aldattı?
Kim inanır (çıkarı olan yandaşlardan başka ) bu kadar yalana? Akıl bağlı olan o kişiler bu kadar çok aldanır mı?
a) Ergenekon davası ile ilgili olarak söylenenleri ve yazılanları, henüz unutmadık. Cumhurbaşkanı’nın, Egemen Bağış’ın, Hüseyin Çelik’in, Bülent Arınç’ın, Yalçın Akdoğan’ın, Efkan Ala’nın, Bekir Bozdağ’ın, M.A. Şahin’in M. Özhaseki’nin ve diğerlerinin söyledikleri. Havuz medyasının mahşetleri, Ş. Tayyar’ın kitapları, her şeyi çok bilen tek bilen A. Selvi’nin beyanları; şu an masanın üzerinde duruyor. Ve bu kadar çark etmek nasıl olur diye hayret ediyorum.
Çok insan zulme uğradı, aileleri ile beraber çile çekti. ‘’pardon bizi aldatmışlar ‘’ denince sorululuk kalmıyor mu?
b) Hizmet hareketine destek verdi diye, çok sayıda masum tutuklandı. Şirketleri yağmaladı. İzmir’de de kiralanan bir asra ile ilgili olarak, uydurma suçlamalarla Şifa Üniversitesi Rektörü SGK’nın eski müsteşarı SGK il Müdürleri vb. bir çok kişi tutsak durumda. Zulüm görmekteler.
Peki Urla’da denize sıfır noktada DHM’ye ait daha yeni 5 milyon TL, harcanarak yenilenmiş bir gayrimenkulü Ensar Vakfı’na yıllık 120 bin TL’ye kiralamanız da suç olmuyor mu? Konu TÜRGEV ve Ensar olunca kanunlar niçin işlemiyor? Kamu ve belediye mülkleri bunlara niçin peşkeş çekiliyor?
c)Sapığa verilen 508 yıl ceza da bir senaryo. Zira, hapis süresi 32 yılı geçmiyor. Amaç halkı kandırmak, Ensar’ı temzilemek.
d) Rus uçağı düşürülünce hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan olaya sahip çıktılar. Şimdi ise ‘’paralelci pilot’’ yalanı işleniyor. (Sarayın emrindeki tetikçiler tarafından) Ama bu arada Yunanlılar tarafından işgal edilen adalar hakkında tek bir ses çıkmıyor?
e) T.B.M.M Başkanı Saray’a yaranmak için anayasa tahlilleri yapıyor? Ne imiş ‘’Darbe Anayasası imiş? Asıl şimdi istediğiniz, darbe anayasası. Tek amacınız tek kişi yönetimine zemin hazırlamak. Türklüğü bilmek, yüce dinimizi istismar etmek. Ve tekbir muhalif ses bırakmamak. Kilis’te yaşanan acizlikleri ve benzerlerini kamufle etmek.
Rabbim ülkemizin yardımcısı olsun.