Bugün sağlıkla ilgili bir şeyler yazacaktım ama bütün cumartesini CHP kurultayını seyrederek geçirince bu konuda düşündüklerimi paylaşmaktan kendimi alıkoyamadım.Hayat insanlara hiç akıllarına gelmeyecek olayları yaşatırken hamur gibi ezip şekilde veriyor.
Suyla yoğrulan hamurlar şekil verilmeden bekletilince kurur sertleşir ve sonrasında şeklini değiştirmek zordur. Ama o hamura biraz yağ katarsanız bekletirken dinlenmiş olur ve sonrasında istediğiniz şekli verirsiniz. Şimdi diyeceksiniz ki bu hamur işi tarifle hayatın ne alakası var. Herkesin seçme seçilme ve lider olma hakkının olduğu yönetimlerde seçilenler seçenlerin özellikleriyle şekillenir. CHP’nin hamuru suyla yoğrulmuştu. Herkesi içine alamayan, katıksız gibi görünen ama artık kurumuş, köhneleşmiş, şekil alamayan bir hamurdu.
Ben beni bildim bileli (o hangi yaşımda oldu bilemiyorum da) CHP lideri hep aynı konuşmayı yapar. Biz laik ve demokratız. Cumhuriyetçi ve halkın yanındayız. Zaten rahmetli Sn. Özal’ın varlığında bu konuşmaların önemi yoktu çoğunluk vatandaş için, çünkü CHP ye ihtiyaçta yoktu. Keşke de olmasaydı. Ama hayat işte millete bu günleri de gösterdi ve CHP ye ihtiyaç doğdu. Hamurun artık şekil alması gerekti. Ama lider, dedikodu yapmaktan, eleştirmekten, kavga etmekten başka bir muhalefet yolu bilmiyordu.
Yıllarca meydanlarda bu millet, liderlerin ağzından çıkacak ümit verici sözler bekledi. Laiklik için halkçılık için milliyetçilik için demokrasi için değil, EKMEK için İŞ için ümit bekledi. Çünkü her ne kadar, gündemi bu lafları yığarak değiştirmeye çalışsalar da, Türk milleti bölünmez bütünlüğüyle zaten laik ve milliyetçi idi. Kendi içinde aslında, vatandaş politikasını biliyordu. Kimse kışkırtmasa vatandaşında birbiriyle kavgası yoktu. Bu öğeler kullanılarak insanlar üzerinden oy primi yapılması sadece gündemi değiştirip koltukları sağlamlaştırıyordu. Ama ihtiyaçlar değişti. Vatandaşın karnı aç, sofrası boş, işi yok, hastanelerde kuyrukta, kahvehanelerde başıboş. Çocuklar aldıkları eğitimle dalga geçer halde ümitsiz. Herkeste bir gelecek korkusu var.
Terörün maskelediği yoksulluk ve sınıflaşma, siyasileri kör etmiş durumda. Siyaset istemiyor bu vatandaş. Çıkıp ikide birde iktidarın dedikodusunun yapılmasını, meclisin savaş alanına çevrilmesini istemiyor. O meclisten kendisine yarar bir şeyler çıksın diye beklerken muhalefet partisi sürekli iktidarla kavga ediyor.
Cumartesi günü CHP’nin hamuruna yağ katıldı. Dedikodu dolu bir konuşma olmadı. En azından ilk kez uzun zamandır bir lider konuşması, siyasetten çok vatandaşa yönelik umutlar vericiydi. Müthiş bir duygu seli vardı salonda. İnsanların karşısında sade bir vatandaş vardı çok doğaldı. Bu insana gösterilen ilgi CHP seçmeninin artık parti hamuruna şekil verme ihtiyacından doğmuştur. Bir hafta öncesine kadar kurtulamadığı kaskatı ve sürekli aynı kavgaları yapan bir liderden kurtulma sevinciydi yaşananlar. Birçok insanın ihtiyacına kulaklarını tıkamış, Türkiye hakkında kavga siyaseti yapmaktan başka hiçbir programı olmayan ve yıllardır bir partinin kapılarını mühürlemiş olan bir insanı aşmanın verdiği coşkuydu.
Bahanesi ne olursa olsun saltanat bitmişti. Şimdiki liderin yerine kim gelirse gelsin aynı coşku olacaktı. CHP belki yine iktidar olamayacak, belki ülke için program oluşturuncaya kadar daha çok çalışması lazım ama köhneleşmiş bir yapıdan da kurtulacağı kesin. Genç beyinlere kapılarını açabilirse en azından bir sonraki seçim için genç bir lider yetişmesi ve partininde ülke sorunları için gerçekten çalışacak bir sisteme geçiş yapması mümkün olabilir.
CHP kurultayında seçmen hamuru biraz fazla yağladı. Umutlar abartılı. Gerçeklerden uzak. Oy oranı artabilir ama bu zamana kadar CHP çok eksik kaldı. Arkasında kocaman bir seçmen ordusu vardı ama usandırdı. Herkes aynı şeyi söyledi. Alternatif vardı ama işe yaramazdı. Alternatif sadece kavga ediyordu. Cumartesi günü parti tabanı Kılıçdaroğlu’na aslında bir şey anlatmaya çalıştı.
Mesaj şuydu; Sana destek oluruz, seni biz çıkarıyoruz istersek indiririz oylarımızı değerlendir ve bizi hayal kırıklığına uğratma. Dedikodu yapma kavga etme ülke için çalış. Bu hamuru artık liderler katılaştıramayacak. Seçmen yoğuracak. Çünkü ihtiyaç var. Ama gerçeklere de at gözlüğüyle bakmamak lazım. AKP iktidarının başındaki insan liderlik vazifelerini özellikle son zamanlarda gayet güzel yapıyor. Her ne kadar eleştirilse de ülkemizin, gerek coğrafik konumu nedeniyle, gerekse cumhuriyetten beri süregelen sorunlarının hiç tükenmeden patlak vermesi yüzünden iktidarların ortak meseleleri hep aynı olmuştur ve bence liderleri bu nedenle suçlamak yanlıştır. CHP’nin lideri de gelse bugün başbakanın uğraştıklarıyla o da uğraşmak zorunda kalacaktır.
Uzaktan davulun sesi herkese güzel gelir. Ülkemizin iç ve dış politikasında izlenen yolları liderler kendi başlarına belirlemezler. Davranışlarını ve faaliyetlerini destekleyen veya engelleyen pek çok iç ve dış faktör vardır. Bunlarında herkes farkındadır. Bu nedenle iftiralar atarak yaptıklarını küçümseyerek görmezden gelerek iktidar yolu aramanın yanlış olduğunu CHP tabanının da görmesi gerekir artık.AKP lilerinde Kılıçtaroğlu SSK’yı da batırdı demesi gerçek dışı.Bu ülkede batık olmayan başına geçilebilecek bir kurum bulmak zor.SSK nın başına kim geçerse geçsin batıktı zaten.Ona da bu iftirayı atarak karalamak yanlış olur. Ben ülkemizde turistik amaç dışında gözlemci olarak pek fazla yeri gezmedim ama kendi yaşadığım çevrede belediyecilik hizmetleri çok güzel.
İstanbul’da yapılanlar harika. Ön yargılı ve iftirai sözlerle kavga etmeden önce, son zamanlarda başbakanımızın önderlik ettiği olaylarda üstlendiği rol ve takındığı tavır takdir edilecek türden. CHP li bir lider adayı kendini bu kulvarda nasıl değerlendirir ve ne derecede önem kazanabilir bunu da düşünmek gerekir. Son yıllarda Türkiye’nin Ortadoğu da yüklendiği misyon çok önemli ve bunda da başbakanımızın rolü bir gerçek.
Çıkıp Türkiye’nin dış politikası hakkında konuşmadan önce AKP’nin izlediği yöntemden daha iyi seçenekleri halka açıklamak lazımdır. Ya da halkın yanındayım dediğinizde bunun parasal kaynaklarını konusundaki hazırlıklarınızı da yapacak teknik ekibinizin olması gerekir.
Bizler CHP de yıllardır bu ışığı görmedik.Ama CHP tabanı da alternatif arayan diğer tabanlarda bunu görmek istiyor artık. Şu anda iktidarda tecrübeli, dinamik, programlı hareket eden, otoriter, savaşçı bir parti var. Dış politikada saygı gören, Ortadoğu’ da lider pozisyona giren bir insanla yönetiliyor. İftirai konuşmalarla insanları lekelemek kolay ama yapabileceklerinizi gösteremezseniz alay konusu olacak bir coşkuyu paylaşmış olmaktan öteye gidemezsiniz.
Türkiye’nin artık boş laflara karnı tok! Bu halk artık sürü misali kendini coşturanın arkasında olmayacak. Liderlerin bunu iyi anlaması gerekir. Kavga istemiyoruz, dedikodu ve elde belgelerle misilleme de istemiyoruz. Terör bitsin, kardeşçe, ekonomik refah ve eşitlik içinde, kandırılmadan sömürülmeden yaşamak istiyoruz. Eğer bu memleket ve vatandaş için programların ve teknik ekibin hazırsa haydi iktidar diyebilirsin. Ama yıllarca uyumuş, kabuk bağlamış, sadece kavga etmiş oturmuşsan vaatlerde bulunurken iki kere düşünmek gerekir ki arkandakiler hayal kırıklığı yaşamasın.
Türkü söyleyerek, halay çekilerek, haydi koşalım diyerek olmaz. Rakibini küçümsemeden, gerçekçi amaçlarla, doğrularla yola çıkmak gerekir. Belki de önce eleştirmeden yardımcı olarak başlanılabilir işe. Maksat sadece koltuk değilse şu andaki iktidarın yapmak istediği iyi bir şeyler varsa onlara halk menfaati için destek olmakta bir görevdir. Muhalefet hep kavga etmek değil yanlışlarda engel çıkarmaktır.
Ama hepte yanlış yapıyorlar diye bir şey yok. Daha önce olduğu gibi her yapılan için kürsüden ağız dalaşı vermek yerine halk için doğrulara destek olarak başlamaya ne dersiniz? O zaman samimiyetiniz daha inandırıcı olur.
Bu ülkenin hamurunda var olan tüm renkleri kucaklayıp katılaşmasına izin vermeden kavgasız şekillendiren liderlere ihtiyacımız var artık. Bizim için iktidara koşmayın. Bizim için ille başbakan olmanız gerekmez. Bizim iyiliğimiz için olabilecek şeyleri iktidara sunup onlarında yaptıklarını düzeltip destekleyerek de saygımızı ve oyumuzu kazanabilirsiniz.
Unutmayın biz olmazsak siz de olmazsınız. Biz milletiz…
Tüm halkımıza ve tüm siyasilerimize saygılarımla…
Evet Deniz Baykal ın hataları saymakla bitmez
Kılıçdaroğlu aynı hatalara düşmeyecektir
AKP yi rahatsız eden de Baykal ın gitmesidir.
AKP Baykalı çok seviyordu