Çirkin Ne…
Virüs çirkin değil… Tevbe etmeyişimiz çirkin… “(Hatırlayın!) Hani Musa kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ki sizler, buzağıyı ilah edinmekle kendi kendinize zulmettiniz. Sizi yaratana tevbe edin ve nefislerinizi öldürün. Bu, yaratanınız yanında sizin için daha hayırlıdır. Sonra (Allah) sizi tevbeye muvaffak kıldı/tevbelerinizi kabul etti. Şüphesiz ki O, (tevbeye muvaffak kılan ve tevbeleri çokça kabul eden) Et-Tevvâb, (kullarına karşı merhametli olan) Er-Rahîm’dir.” (2/54)
Çirkin Ne…
Virüs çirkin değil… Hiçliğimizi hissetmeyişimiz çirkin… “Tevbe edenler, (hatasını) düzeltenler ve (yanlış yaptığını insanlara) açıklayanlar (bu lanetten) istisnadır. Bunların tevbesini kabul edeceğim. Ve ben (tevbeye muvaffak kılan, tevbeleri çokça kabul eden) Et-Tevvâb, (kullarına karşı merhametli) Er-Rahîm olanım.” (2/160)
Virüs çirkin değil… Bakiyi hissetmeyişimiz çirkin… “Bunlar hidayeti hak etmez.) Bunların cezası; Allah’ın, meleklerin ve tüm insanların lanetlerinin üzerlerine olmasıdır.” (3/87)
Virüs çirkin değil… Nuh ağaç dikti tufana hazırlandı gafletimizdi çirkin olan. “Şüphesiz ki bizim indirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti, insanlar için Kitap’ta açıkladıktan sonra gizleyenler (var ya!), bunlara Allah lanet etmektedir ve tüm lanet ediciler de lanet etmektedir.” (2/159)
Virüs çirkin değil…Tevbe etmeyişimiz çirkin…” Sana (kadınların) hayız hâlini soruyorlar. De ki: “O (hayız) bir ezadır. Hayız döneminde kadınlarla (cima etmekten) uzak durun. (Hayız bitip) temizleninceye kadar (cima etmek için) onlara yaklaşmayın. (Gusledip) temizlendiklerinde Allah’ın size emrettiği yerden onlara varın. Şüphesiz ki Allah, çokça tevbe edenleri sever. Çokça temizlenenleri de sever.” (2/ 222)
Virüs çirkin değil… Tevbe etmeyişimiz çirkin… “İman ettikten sonra kâfir olan, Resûl’ün hak olduğuna şahitlik eden ve kendilerine apaçık deliller gelmiş olmasına rağmen (küfre sapan) bir topluluğu Allah nasıl hidayet etsin? Allah, zalimler topluluğunu hidayet etmez.” (3/86)
Virüs değil… Körlüğümüz çirkin…”Onda ebedî kalacaklardır. Onlardan azap hafifletilmeyecek ve onlara değer verilmeyecektir/onların azabı ertelenmeyecektir.” (3/88)
Virüs çirkin değil… Yaptıklarımız çirkin… “Sizden zinaya yanaşanlara eziyet edin. Şayet tevbe eder ve (hatalarını) düzeltirlerse onlardan yüz çevirin. Şüphesiz ki Allah, (tevbeye muvaffak kılan ve tevbeleri çokça kabul eden) Tevvâb, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.” (4/16)
“Şüphesiz ki münafıklar, ateşin en alt tabakasındadırlar. Sen onlar için bir yardımcı da bulamazsın.” (4/ 145)
İman edelim ama nasıl bir iman… “Musa tayin edilen yere gelip, Rabbi onunla konuşunca: “Rabbim! Bana göster de seni göreyim.” demişti. Allah buyurdu ki: “Beni göremeyeceksin. Fakat dağa bak. Eğer yerinde durabilirse beni göreceksin.” Allah dağa tecelli edince onu paramparça etti ve Musa düşüp bayıldı. Ayılınca da: “Seni (tüm eksikliklerden) tenzih ederim. Sana tevbe ettim ve ben iman edenlerin ilkiyim.” demişti. (7/143)
Dua edelim… Öyle bir dua ki… “Semud’a da kardeşleri Salih’i (gönderdik). Demişti ki: “Ey kavmim! Allah’a ibadet/kulluk edin! Sizin O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilahınız yoktur. Sizi yerden (topraktan) yaratan ve orayı imar edip, orada ömür süresiniz diye (sizi var eden) O’dur. (Öyleyse) O’ndan bağışlanma dileyin, sonra O’na tevbe edin. Şüphesiz ki Rabbim, (kullarına en yakın olan) Karib ve (dualara ve isteklere icabet eden) Mucîb’dir.” (11/61)
Virüs çirkin değil… Niyetimiz çirkin… İrademiz çirkine dönmüş…”Rabbiniz nefislerinizde olanı en iyi bilendir. Şayet salih kimseler olursanız hiç şüphesiz ki (Allah), O’na çokça yönelenleri bağışlayandır. “(17/ 25)
Acıyın Gönül Ağacıma
İğde ağaçları çiçeklendi
Acıyın gönül ağacıma
Korktum
Güneş küserek gitti ufuktan bu akşam
Ağaçlar daldı karanlığın dibine
Kıyamet mi kopuyor ne
Çöle dikmişler gönül ağaçlarını
Acıyın gönül ağacıma
En güzel asra hasret onda…
Acıyın gönül ağacıma
Gece hüzün getirdi… Ay çiçeklerine
Çocuğun üşüyen ellerine bakar gibi ol
Kirli denizin çırpınışlarını izler gibi ol
Eylüle dikene bakar gibi baktın mı hiç..
Bir de Veysel’in gözüyle bak her güle
Yine ufukta bildik gecenin ayakları var..
Bahar masal anlatmak için gelir.
Meyveye durmak isteyen ağaca
Şu gönül ağacım da o baharda olsun
Yıldızın anlattığı ışıklı bir masaldır geceye
Şeyhim üstadım efendim
Gönlüm gecemde yıldız
Baharımda çiçeklensin o iğde ağacım
Acınmadı şu gönlüme
Gecenin ayakları Karunun ayakları gibi
Ağladım gönlüme
Eyyübün derdine denk derdi var
Şeyhim üstadım efendim
okyanuslara bakar gibi baksaydım gönlüme
Güle akar gibi aksaydım gönlüme
Ağlıyorum çölüme
Diken tutturdular elime
Annesi yoktu acınmadı şu gönlüme
Yine gecenin ayak sesleri var uykularda
Yine eylülün ayakları ebu Cehilin ayakları gibi
Eylül rüzgârları var bahçemde
Şeyhim üstadım efendim
Acıyın gönül ağacıma
Nasıl çiçeklenir
Elim nasıl çiçeklensin
Dilim nasıl çiçeklensin
Dal dal nasıl çiçeklensin alnım
Zehir içirilmiş
Ebu Talibin mahallesi gibi dünya sessizler acıma..
Acıyın
Hamdır düşmemişse
Aşk denilen ateşe
Bir gönül
Eylülün kalbi taş olmuş
Ağlıyorum bu eylül gecesinde