Evladı fatihan olarak Beytüllahim’den Şili’ye göç eden bir babanın ve Türk bir annenin çocuğu olarak İsviçre’de dünyaya geldi.
Victor kendini bir dünya vatandaşı olarak tanımladı. Bu da aslında yaşama karşı sorumluluk alırken ayırım yapmaksızın tüm dünyanın yaşamını dikkate almayı, aynı derecede bağlı saygılı ve hizmet aşkıyla dolu olmasını sağladı.
Egenin küçük bir köyünde hayatın sırrının ipuçlarını öğrenirken hayatın erdeminin peşine düştü.
Tüm sıkıntılarımızın erdemli yaşamayı bir kenara bırakmamızdan kaynaklandığına inandı.
İlk mesleği aşçılık ve bu mesleğini icra ederek dünyadaki birçok iyi uygulamaları yerinde görme fırsatı buldu. Bunu yaparken de şunu fark etti: “bir yerlerde yapılan işlerin hakkını versem dahi bir veya birkaç kişiye katkı veriyorsunuz ama çok büyük bir fark oluşturamıyorsunuz”
Bu düşünceden yola çıkan Victor Ananias 1992 yılında BUĞDAY Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneğinin kurulmasına öncülük etti.
Daha Türkiye’de hiç kimse organik tarımdan bahsetmiyorken, genetiği değiştirilmiş gıdalar ülkemizin ve hatta dünyanın gündemine oturmamışken o sağlıklı tarımın ve sağlıklı gıdaların peşine düştü. Amacı söz üreten bir dernek kurmak değil; çiftçiyi eğiten bilinçlendiren tüketiciyi sağlıklı gıdalara yönlendiren aktif bir çalışma yapmaktı ve çiftçileri başka türlü bir tarımın yapılmasına inandırmakla başladı.
Türkiye’de organik tarımın ne kadar önemli olduğunun ilk adımlarının atılmasında büyük emekleri var. Bireysel katkıların toplumsal dönüşüme katkılarının zayıf kaldığını fark etmesi gecikmedi.
Buğday Derneği öncülüğünde % 100 ekolojik pazarları kuruldu. Bu bağlamda Ülkemizde İstanbul Şişli Kartal, Antalya, Samsun gibi illerde her hafta ekolojik pazarlar kuruluyor.
Ekolojik pazarlarda ülkemizin birçok yerinde organik olarak yetiştirilen ürünler büyük bir titizlikle tüketiciye ulaştırılıyor. Türkiye’de Organik tarımın ve % 100 ekolojik pazarların öncülüğünü Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği yapıyor. Buğday Derneği, Victor Ananias ve onun etrafında bir araya gelen arkadaşlarının destekleriyle ayakta kalıyor.
Doğaya teşekkür, paylaşmak, ekerken kurda kuşa aşa niyet ederek hareket etmek yani üçte biri bizim hakkımız olarak bakılan, yeme motivasyonundan çok yedirme motivasyonuyla hareket ediliyordu. “Bunu yapabilmek için; çocuğa, kadına, yoksula, birbirimize güçsüze doğaya karşı vicdanımızın çalışması için erdemli bir yaşamı hedef edinmemiz ve her an ona göre davranmamız gerekiyordu..”
“Hayatımızın büyük bir kısmında tüketip sadece küçük bir kısmında sadece birilerine yardımcı olmamız gidip bir doğa parçasını korumaya çalışmamız hiçbir şeyi değiştirmiyor.”
Buğday derneği gönüllüler ve profesyonellerle birlikte sahaya gidiyor, çiftçileri ekolojik tarım konusunda bilinçlendiriyor, daha verimli ve daha sağlıklı bir üretim modeli konusunda çiftçileri
harekete geçiriyor, karar vericiler harekete geçirilmek için çalışılıyor. Aynı zamanda Ankara’da yasal ve yönetsel adımların atılması için ayrı yöntemlerle çalışmalar yürütülüyordu.
Ülkemizin birçok noktasında organik üretimlerin başlamasına ve yaygınlaştırılmasına öncülük etti. Bizim tanışmamız ise Kızılırmak Deltası havzasının organik bir havzaya dönüştürülmesine katkı verme esnasında başladı.
Ondokuzmayıs Üniversitesi Bafra Meslek Yüksek Okulu öğretim Görevlilerinden Prof. Dr. Ali Kemal AYAN hocamızın öncülüğünde Valiliğimizin İl Özel İdaremizin destekleriyle Kızılırmak ve Yeşilırmak havzalarının organik bir havzaya dönüştürülmesine yönelik birçok çalışma yürütüldü.
Samsun ve ilçelerinin içme suyunu sağlayan Çakmak Baraj havzasına bakan ve bu havzayı besleyen 9 köyün tarımsal üretiminin organik üretime dönüştürülmesi ile başlayan çalışmalarda kısa zamanda 2000’e yakın organik üreticiye ulaşıldı.
Çiftçilerimize yönelik ve ilçe ilçe “Neden organik üretmeliyiz” ve tüketicilerimize yönelik “neden organik tüketmeliyiz” başlıklı konferanslar seri olarak düzenlendi ve Samsun kamuoyunda ciddi farkındalık oluşturuldu.
Manda Sevdası projesiyle deltalarımızın amelesi gibi olan mandaların ıslahı ve organik dönüşümü hedeflendi.
Ülkemizin çeltik üretim havzalarının başında gelen Samsun’da çeltiğin organik üretilmesine yönelik çalışmalar yürütüldü.
Nihai amaç; bitkisel ve hayvansal üretimleri ve organik tüketimleri ile birlikte Samsun’u organik bir havzaya dönüştürmekti.
Üniversitemiz, Tarım teşkilatlarımız, Ziraat odalarımız, muhtarlarımız ve çiftçilerimiz bu çalışmalara gönül verdi, destek verdi…
Ali Kemal hocamızın refakatinde, birçok akademisyenimizin ve kamu personelimizin katkılarıyla yürütülen bu çalışmalarda Victor ANANİAS hep ilham kaynağı oldu.
Dostum olmasından onur duyduğum ve daha fazla tecrübeler yaşayamamaktan eksiklik hissettiğim bu dünya insanını çok genç yaşta kaybettik…
Mekanı cennet olsun…