“Gidecek yerim yok, yaşanmaya değer bir hayatım da” diye attı son tweetini…
Yeni yıldan tek dileği iş bulabilmekti.
Yemekhane kartında sadece 1 Lirası kalmıştı.
Olmayan(!) ekonomik kriz,
Hasta bir anne ve kardeş,
Epilepsi,
Geçim sıkıntısı,
Ve bunlar yetmiyormuş gibi tüketim toplumunun dayattığı içi boş, kalıplaşmış güzellik algısına uymadığı için edilen hakaret,
Bir gece yarısı kendisini Samatya kıyısından soğuk ve karanlık sulara bıraktı Sibel Ünli.
Açtı…
20 yaşındaydı…
Ölümü en çok yoksul insanlara yakıştıran düzene yazıklar olsun. Sibel karnı aç olduğu ve gidecek yeri olmadığı için öldü. Çok merak ediyorum: “ Ona sahip çıkmayanların gözü daha kaç Sibel ölürse doyar.”
7 Milyon Suriyeliyi besleyecek para var. Daha 250 bini yolda deniliyor. Yararın aksine ülkeye çok büyük zararlar verecek olan Kanal İstanbul’a para var. Saraya 3 milyar harcayabiliyoruz. Diyanete 11,5 milyar bütçe ayırabiliyoruz.35 milyon $’a Bişkek’e,12,6 milyon $’a Cibuti’ye cami yaptıracak paramız var. Ama üniversiteli öğrenciye yemek yok deniliyor. Polis öğrencileri dövüyor. Halk sokakta donarak ölüyor. Mehmetçik Libya’da ölüme gidiyor. Ama, Sibel Ünli ve onun durumunda olanları doyuracak paramız yok!…
Şimdi sormak istiyorum: Vicdanınız üşüyor mu?
Ey bu ülkenin insanlarını açlığa mahkûm ederek saltanat sürenler vicdanınızda hiç sızlama var mı?
Kirlenmiş ve binlerce kez tecavüz edilmiş beyinleri ile soyguna, hırsızlığa göz yuman, görmezlikten gelen insanların yaşam hakkını elinden alanlar vicdanınız var mı sizin?
Müslümanlığı kimseye bırakmayan ama ahlaksızlığın egemen olduğu döngüde kendilerine mücahit diyerek bir eli yağda, bir eli balda yaşayanlar o yedikleriniz bu çocuklardan çalınanlardır, vicdanınız nasıl kaldırıyor bunu?
Müteahhitlerin milyon dolarlık vergi borçlarını silenler vicdanınız var mı?
İnsanlar intihar ediyor, ahlaksızlık almış başını gidiyor, bir yağma ve talan düzeni çocukların dahi ekmeklerinden çalıyor ve 50 kadın bir oturuşta 1 milyonluk yemek yiyor vicdanınız var mı?
İhaleler, makamlar, saltanat, kayırmalar hep size ama açlık, ölüm, tecavüz hep halka…
Bu gencecik çocuk, yokluktan ve yoksulluktan başka bir şey yaşamamış , okul kazanmış çalınan sorulara rağmen ve çareyi intihar etmekte bulmuş… Hiç mi sızlamıyor vicdanlarınız?
Hani komşusu aç iken tok olan bizden değildi. Demek ki bu toplumun büyük kesimi bizden olamamış. Eskiden yalnızca açlıkla mücadele edilirdi. Dayatılan yoksulluğun bile bir çizgisi vardı. Bugün ise doğrudan İnsan Onuru hedef alınıyor.
– Paran yoksa hastaneye gelme.
– Paran yoksa eşyasın.
– Paran yoksa Ne Mutlu Türk değilsin.
– Paran yoksa Çok Şükür Müslüman değilsin!
– Paran yoksa açlık senin göbek adın.
– Paran yoksa ölmeye mahkûmsun.
Hani bir söz vardır: “Yetimi öldürmezler, ekmeğini elinden alırlar!” Sanırız ki Türk halkının tamamı yetim. Ekmeğimiz elimizden alınıyor sürekli. Bizlere bunu layık görenler: “Vicdanınız var mı?”