İç burkan bir Türk sanat müziği eseri. En sevdiğim şarkı diyebilirim. Şarkı başlayınca omuzlarıma bir ağırlık çöker.”Hani o, bırakıp giderken seni” sözleri durgunlaştırır birden. Susarım.
“Hani ey, gözyaşlarım akmayacaktın…” sözlerin de gözyaşlarımı sırasını bozmadan dökülür. Sözler beynim ve kalbimde takılı kalır.
Muhayyer kürdi makamında Yusuf Nalkesen bestesi olan bu eser Zeki Müren yorumuyla şahlanmış. Hüner Coşkuner bir başka söylüyor. Zeki Müren’i göremeyen nesil bu şarkıyı Tarkan’dan dinledi . 2007 yılı Romantik adlı filmde Pamela seslendirmiş. Geçmişin zorluklarını yad etmek bir fayda sağlamıyor. Gelecekten haber yok. İşte geriye kalan bir şaheser.
“Seni unutmaya ömrüm yeter mi?” sözlerini milyon kez dinliyorum.
Orhan Seyfi Orhon tarafından ölüm döşeğindeki kızına yazılmış. Bir baba duygularını bu kadar güzel mi anlatır?
25 yaşında Anneler Gününde toprağa verdiğim kızımın yoğun bakım adıyla anılan “ölüm- kalım ünitesinde yaşam mücadelesi verdiği son dakikaları ve yaşamın en büyük gerçeği.
İçeri girdiğimde Pul pul ter döküyordu. Konuşamıyordu. Gözleriyle beni takip ederken hafiften tebessümü bana umut vermişti. Bütün değerler normale dönmüştü. “Allah’ım dualarımı kabul etti.” dedim. Sol elini tuttum. Kolunu defalarca öptüm. Son dokunuş, son öpüş…
Yoğun bakım hemşiresi kısık bir sesle “Ziyaret süreniz bitti çıkabilirsiniz.” dediği an kendimi çaresiz hissettim. O ses hala kulaklarımda çınlar. Ağır ağır kapıya yöneldim. Arkama dönüp gözlerine bakarak elimi sallarken ” Yarın yine geleceğim.” dedim.
Nereden bilebilirdim ki hemşirenin sesi ile ziyaretimin sonsuzluğa kadar son olduğunu. “Anneciğim, bu son bakışım sana, bu gözler seni bir daha görmeyecek.” dercesine tebessüm ile veda ettiği o anlar yani ölüm iyiliği hafızama kazındı. O saat, o dakikalarda cennete yolculuğa tanık olan bir annenin dilinde sadece dua vardı.
Sessizliğin ise sesi çok acıydı. “Çekilin, Yaratan kapısını sonuna kadar açtı.”
Ne çok benzerliğim var, Orhan Seyfi Orhon ile. Ruhları şad olsun.
Orhan Seyfi Orhon’un kanserden ölen kızına yazdığı bu ünlü şiirin hikayesi:
Babası kızının kapısını açarken biraz duraksar. Sessizce kapının kolunu aşağı indirerek, kızının bugün daha iyi olması için dua eder. Gün boyunca kızına doyasıya sarılmayı düşünen baba kızının hastalığı yüzünden bütün işlerini iptal etmiştir. Gün boyu onun yanında oturmayı planlamış. Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca kızının yatağının üstüne eğilir. Kızını perişan bir halde görür. Gözleri hemen yaşaran, özünden dökülen gözyaşlarını görmesin diye usulca eğilip dudaklarını kızının alnına koyar. Onu öpemez, Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı. Öylece kızının alnında durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti. Biraz daha dursaydı gözyaşları kızının yüzüne damlayacak, ağladığını kızı anlayacaktı. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Kız o kadar bitkindi ki çok kısık bir sesle, babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce çok ağlamıştın. Son anlarımda senden bir şey istiyorum babacığım, dedi.
“Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?” dedi …
Baba imkansızı isteyen kızına baktı, gözyaşlarını bastırarak başını hafifçe salladı, çünkü kızı çok zor nefes alıyordu . Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü…
Hıçkırıklar içinde kızını kucağına alır. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindedir. Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sarar ve bahçeye çıkarır. Kızını sandalyeye oturtup, yere çöker, başını kızının kucağına koyarak, hıçkırıklarla ağlamaya başlar. İşte o an dilinden bu ölümsüz mısralar dökülür.
Yusuf Nalkesen tarafından 1951 yılında Muhayyer Kürdî makamında bestelenmiş Orhan Seyfi Orhon’a ait bu içli şarkının sözleri yüreğimi hep titretir.
VEDA BUSESİ
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın
Alnına koyarken veda buseni
Yüzüne bu türlü bakmayacaktın
Hani ey gözlerim bu son vedada,
Yolunu kaybeden yolcunun dağda
Birini çağırmak için imdada
Yaktığı ateşi yakmayacaktın
Gelse de en acı sözler dilime
Uçacak sanırdım birkaç kelime…
Bir alev halinde düştün elime
Hani ey gözyaşım akmayacaktın…
*****
Cennete mektup yazdım, yetmedi yetmiyor…
Vücudun doğayla savaşmayı bırakıp gözleriyle beni nasıl takip ettiği, cennete nasıl ulaştığı unutulacak bir an değildi.
Son dakikaları ve son güzelliği, bir şehrin ilkbaharında belki bir filmde belki bir şarkıda derin acıların, hüzünlerin, özlemin ve aşkın ifade edildiği anlarla bizleri bulacak.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.